KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, çok saygıdeğer kurum temsilcileri, uzmanları; yirmi beş yıldır Ankara'da avukatlık yapan ve bilirkişilerle çok dosyada bulunmuş, hakikaten yargının en zor, sıkıntılı bir konusunun bir kez daha düzenlemeye çalışıyoruz. Hem ceza usulünde hem hukuk usulünde düzenlenmiş olanı belki yeniden bir kez daha düzenlemeye gayret sarf ediyoruz.

Yargının bana göre en zor çözülebilecek sorunu bilirkişilik müessesesi. Zira bilirkişi olarak hem seçiminden başlayan hem de farklı disiplinlerden geçici olarak görevlendirilen bu kişilerin bir de Türkiye'de sanki bütün sorunlar Ankara'dan çözülüyormuş gibi Kars'taki hâkim de Ankara'ya bir "Sayıştaycı baksın.", Hakkâri'deki de Ankara'ya baksın ve Ankara'daki bilhassa talimat dosyasıyla gelen bilirkişilerin birçok defasında mahkeme hâkiminin bile görmeksizin yazı işleri müdürü ve kalem görevlileri tarafından teslim edilip hazır kıta bilirkişilerin oluşturduğu raporların yargılamayı ne kadar geciktirdiği ve bazen de ciddi adaletsizliklere sebep verdiği bilinen bir gerçek.

Az önce Sayın Bakanımızın söylediği rakamların ben 2000'li yıllarda çok daha fazlasını biliyorum, bir şikâyet münasebetiyle araştırıldığında. Bir emekli Sayıştay başdenetçisinde zannediyorum 4 binin üzerinde dosya vardı, Ankara adliyesinin civarında ve Ankara'nın birçok semtinde bilirkişilik ofisleri hâline gelmiş, mahkeme kalemlerinden daha fazla dosyaların olduğu vakalar var. Mutlak suretle bu sorunu çözülebilir bir noktaya getirmek bizlerin görevi. Yargıyı daha rahatlatan, daha adil kararlar vermesine sebebiyet verecek bir düzenleme yapmamız lazım, bunun için de sayı kısmı son derece doğru.

Bilirkişilik özü itibarıyla insanların ihtisasından mahkemenin önündeki soruna bir çözüm, bir katkı sağlamak, çok geçici bir iş ama biliyoruz ki artık mesleği bilirkişilik olan, geçim kapısı olarak burayı bilirkişilikten meslek hâline getirmiş ciddi bir insanlar grubu var, bunun da önüne geçmemiz veyahut da bunu bir disipline etmemiz gerekiyor. Bunun için mutlaka sayısal bir sınır getirmek lazım, dosyaların miktarı, niteliği vesair, belki bu alt düzenlemelerle getirilecek ama kanunda düzenlemediğiniz takdirde yönetmelikle getirilemeyecek bir durum olduğuna göre kanuna koymamız lazım, bunu düşünüyorum.

Bir SPK davamız nedeniyle hiç unutmuyorum 2000/155 dosya numaram, 3 defa Yargıtay bozmadan geçti, 10 kadar ayrı ihtisas sahibi profesörler dâhil bilirkişilerden geçti ama hâlâ benim avukatlığım askıya alındı, ilgili avukatlar devam ediyor.

BAŞKAN - Kanun askıya alıyor, biz almadık.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Evet yani bu müesseseye çok fazla insan işin içine girmeli ki bilirkişi olarak ve bunlar önüne gelen dosyayı o dosyayla sınırlı, hızlı, adil, doğru kararlar vermeli ve sonuca etkili olmalı.

Bir diğer konu, bilirkişilikte ücret takdirinin dosyayla orantılı yapılmasına yargılamayı belki bazen pahalılaştırmakla birlikte tarafların önce fikrinin alınarak bunun sağlanmasının faydalı olduğu kanaatindeyim. Çok büyük miktarlı dosyalarda çok çok basit rakamlar veriliyor ve artık bilirkişi de bu işi yapmak istemiyor. Nitelikli rapor almanız mümkün hâle gelmiyor. "Efendim, bu yargıyı pahalılaştırıyor, zorlaştırıyor." Belki doğru bir bakımdan ama o insan o emeğini o büyük dosyaya vakfediyorsa bununla ilgili bir öneri getirmemiz gerektiği kanaatindeyim.

Bir diğer konu da mesleğin uygulamasından gördüğüm, özü itibarıyla -çok istisna hâller hariç- bilirkişilerin belki yüzde 80'i mahkeme hâkimliği tarafından dosyanın çok iyi bir özetlenmesi şekliyle uygulanıyor yani dosya verilen bilirkişi davacı ne demiş, davalı ne demiş, gelen belgeler, deliller nedir, bu dosyayı tarafsız, objektif bir özetliyor. Bu da şu açıdan mühim: Hukukçu bilirkişiye hiç mi müracaat etmeyelim, edelim mi kısmı her hâkimin her konuyu bilmesi gerektiğini kabul etmek bence hâkime de haksızlık, taraflara da haksızlık. Biz HMK 293'e eğer uzman görüşü diye bir müesseseyi düzenlemişsek ve bu uzmanların çok büyük kısmı da hukuk doçenti ve profesörleriyse aynı kişilerin bilirkişi olarak görevlendirilmeyeceğini aynı kanun içinde tersten düzenlemek kendi içinde bir çelişkidir. Bunu telafi edecek ve bunu birbiriyle uzlaştıracak bir düzenleme yapmamız gerektiği kanaatindeyim, maddelerle ilgili kısımda da o zaman görüşlerimi sunarım.

Teşekkür ediyorum.