YUSUF BEYAZIT (Tokat) - Hocam, ben de çok teşekkür ediyorum.

Ama benim aslında tam değinmek istediğim noktaya Fatma Hanım değindi ama tekrar olması açısından onu önemli buluyorum.

"Ruh sağlığı bozulmuştur." ifadesinin çıkmasından mütevellit zannediyorum orada bir sorun oluyor. Şimdi, doktorlar bunu verirken bir rapor hâlinde verecekler. Yani sonuç itibarıyla bu incelemeyi, o değerlendirmeyi bir rapora müstenit olarak bunu değerlendirecekler. Ruhsal bozulmanın delil olmasını, daha somut bir şekilde tanımlamanız lazım, değerlendirmeniz lazım.

Ben burada şunu ilaveten, heyetimize de onu özellikle arz etmek istiyorum: Maddi bozulmalardan veya maddi yıpranmalardan, maddi delillerden daha fazla ruhsal bozulmalar çok önemlidir.

PROF. DR. AYŞEN COŞKUN - Evet.

YUSUF BEYAZIT (Tokat) - Çünkü siz, sonuçta bir ilim adamı olarak yılların tecrübesiyle beraber bir değerlendirmede bulunuyorsunuz, diğer hocalarımız da buna katılıyorlar. Ki bu olay ruhun ölümüdür diye değerlendiriyorsunuz. Ruh olmadığı zaman insanın bedeninin hiçbir anlamı yok. Yani insanın rüyaları, düşünceleri, hayatı, yaşaması, heyecanı, aktüalitesi, tefekkürleri, değerlendirmeleri, bütün bunların hepsi bir anda tarumar oluyor demektir, bir yanda beyhude oluyor demektir.

Onun için, ben orayı son derece önemsedim. Ki ben de bunları izlerken veya duyarken ruhum altüst oluyor. Onun için, aslında yani o tür maddi delillerin, işte, madde girmesi, şudur budur, bunların çok ötesinde bir yıpranmaya meydan vereceğini düşünerek, değerlendirerek, belki onu daha da somut bir şekilde bizim raporumuza girebilecek, belki ileride bir kanun maddesi hâline gelebilir şekilde tanımlamanızda yarar vardır. Yani diyelim ki o heyetin çocuğu orada ilk inceledikleri zaman verdikleri şey, mutlak delil gibi algılayıp -yani ben bir hukukçu olarak bunu söylüyorum- mutlak delil gibi değerlendirip, belki bununla ilgili itirazın falan da, işte diğer yönlerini falan da kapatarak, bir adım atarak belki böyle bir sonuca ulaşırız ki o zaman hem mağdurun daha sonra tekrar mağduriyetine yol açmamış oluruz, tekrar tekrar değerlendirilmemesine yol açmış oluruz.

Bir de ispat mükellefiyeti eğer burada verilmeyecekse daha nerede verilecektir? Yani ispat mükellefiyetini, burada tam tersini biz işletebiliriz hukuk olarak yani işletmeliyiz diye düşünüyorum, değerlendiriyorum.

Bir de çok kısa bir şekilde... Yani biz, hep sunuşlar üzerinde konuşuyoruz. Yani ben, mümkün olduğu kadar bütün şeyleri izliyorum, dinliyorum, değerlendiriyorum ama bunların engellenmesi yani bu suçun engellenmesi noktasında, bu istismarın önlenmesi noktasında neler yapılabilir, neler değerlendirilebilir, bunları genel geçer ifadelerle kullanıyoruz. Yani işte şu olmalı, bu olmalı... En fazla, işte, erken, çocuk yaşta evlilikler, ondan sonra çocuk gelinler... Bunlar değerlendirilerek geliniyor.

Biz, gençlerin cinsel birliktelikleri noktasında veya bu konuda özgürlükler noktasında belli kapıları aralarken bu nasıl, bu sınırlar değerlendirilerek şey yapılacak?

Bir başka şey de, bir minibüs şoförlerinin, bir taksi şoförlerinin, bir servis şoförlerinin yani affedersiniz, yoldan düşen, yoldan gelen hemen bir yere taksi şoförü olabiliyor. Yani ben bile taksilere falan bindiğim zaman korkuyorum veya şey yapıyorum. Bunlarla ilgili falan da ben bakıyorum, çok fazla şey değil. Yani kanseri nasıl önleyeceğiz değil, kanserle nasıl mücadele edeceğiz. Yani önce, önleyici şeylerle ilgili bir şeyler yapılması lazım, değerlendirilmesi lazım.

Yani bu konuda da derneklerin, üniversitelerin yoğunlaşmasını bir temenni olarak arz ediyorum, hepimize düşen bir vazife olarak arz ediyorum.

Çok teşekkür ediyorum.