KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Haluk Bey de konuşacak ama ondan önce çok kısa bir şey söyleyeyim müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Tabii, tabii.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, bir egemenlik hakkı söz konusuysa tabii ki devletler egemenlik haklarını korumak için silaha başvururlar, bununla ilgili hiçbir tereddüt yok ama mülkiyet hakkı hukukla korunur, silahla değil. Şimdi, benim dediğim de bu. Burada, biz, uluslararası hukukta, işte küreselleşmenin de sonucu olarak, her gün bu tür olaylara maruz kalıyoruz; dışarıdan baskılara, hukuka uyma baskılarına, vesaire. Avrupa Birliğine müracaat etmiş vaziyetteyiz, ona göre hazirana kadar bizim hukuka uygun davranmamız, o 72 kriteri yerine getirmemiz lazım; bunlar dışsal sebepler.

Kendi içimizde de hukuka uymamız lazım. Bakın, bu 6306 sayılı Kanun Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, başlığı bu. Bu kanunun amacı "Afet riski altındaki..." "Terör riski" demiyor "Afet riski alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde..." Burada, bu alanda afet riski yok, bir. İkincisi, bakın, riskli alan tanımı yapmış yine aynı kanunun 2'nci maddesinde: "Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan yerler..." diyor. Onun haricinde buradaki bütün değişiklikler, bu uygulama işlemleriyle ilgili değişiklikler... Biraz önce "İlgililerin muvafakati olmaksızın, paydaş olup olmadığına bakılmaksızın..." Yani, hissedar olup olmadığına bakılmaksızın...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 22'yi diyorsunuz değil mi?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - 22'i de.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, çok hukuksuz bir şey yapıyoruz, haklı olduğumuz bir konuda haksız duruma düşeceğiz; Diyarbakır halkını kaybedeceğiz, benim korkum budur. "Buna rağmen biz yapacağız." diyorsanız tabii ki durduramayız, yaparız ama yanlış yaparız, bunu söylüyorum, yanlış bir iş yaparız. Yanlış bir işi niye yapıyoruz? Egemenlik hakkını kalktık, koruduk, ondan sonra kalkıp hukuka aykırı bir iş yaparak uluslararası toplum önünde neden haksız duruma düşelim? Sadece bunu söylüyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkan...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Müsaade ederseniz Haluk Bey de hukukçu olarak...

BAŞKAN - Vereceğim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir cümle söyleyebilir miyim?

BAŞKAN - Sayın Bakan bir şey söyleyecek.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani 24'üncü madde bağlamında bakıldığında, uluslararası hukuk normları açısından bakıldığında ben bir sıkıntı yok dedim. 22'nci maddedeki yapılan düzenlemelerle ilgili olarak da arkadaşlarımızın teknik olarak izah etmek istedikleri hususlar var. Yani metnin belki lafzından bakıldığında bir anlam çıkarıyoruz ama belki o lafızda sıkıntı varsa onları düzeltelim ama arkadaşlarımız buradaki yapılan düzenlemelerin kişilerin mülkiyet hakkını elinden almadığını söylüyorlar. O detaya ben vâkıf değilim ama 24'üncü maddede...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Mülkiyetlerini elinden alıyor Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, şunu söylememe müsaade edin 24'üncü maddeyle ilgili: Doğrudur yani 6306 sayılı Kanun 6306 sayılı Kanun afet riskinden bahsederek o kanuni düzenlemeyi yapıyor ama bugün kamu düzeni ve güvenliğine ilişkin olarak getirilen bu madde de, takdir edelim ki, hepimiz biliyoruz ki aynı kanun kapsamında mutlaka ve mutlaka süratle... Yani buradaki bütün o kanunun amacı ne? Süratle, olağanüstü yetkiler kullanılmak suretiyle dönüşümün sağlanması.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama "kamu düzenini ilişkin" diyoruz. Kamu düzeni ile bu kanunun ilgisi yok.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hiç alakası yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 6306'yle hiç ilgisi yok, onu söylüyoruz işte.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok ama şöyle, bakın... Ama Bülent Bey siz de hatırlarsanız konuştuğumuz şu değil mi? Bugün Sur'da terör örgütü tarafından meydana getirilen bir yıkım var, hepimiz görüyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu ülkenin, bu milletin, o bölgenin yüz yıllardır, bin yıldır sahip olduğu bir tarih ve kültüre karşı bir saldırı var ve bugün o bölgenin içine düştüğü durumu, ortamı fotoğraflardan da, görüntülerden de görüyoruz. Millet olarak, devlet olarak bize düşün sorumluluk ne? Bir an önce oradaki o sorunları aşmak ve tekrar o bölgeyi tarihî ve kültürel mevcuduyla tekrar ayağa kaldırmak. Burada bence hepimiz aynı düşünüyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii ki.