| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .11.2014 |
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) - Sayın Başkanım, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ceyhan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda çocuk koğuşunda kalan 2 erkek çocuk mahpus arasında taciz ve tecavüz olaylarının basına yansıması ve bununla ilgili yoğun bir gündem oluşturulması ve bize yansıması sonucu oraya incelemeye gittik. Cezaevi idaresi ve savcısı tarafından Alt Komisyon heyetine söz konusu iddiaya konu olan olayların 2014 yılı şubat ayının 17'sinde gerçekleştiği ya da iddia edildiği, aynı gün mağdur çocuğun şikâyeti üzerine hem adli hem de konuya ilişkin sorumluluğu bulunan görevliler hakkında idari soruşturma başlatıldığı beyan edildi. Açılan adli soruşturma kapsamında olaya karışan 2 erkek çocuğun üzerindeki kıyafetlere, koğuşta bulunan bütün yatak, yorgan ve nevresimlerle konuyla ilgili diğer bazı eşya ve elbiselere de el konulmak suretiyle adli tıp kurumuna gönderildiği belirtildi. Söz konusu olaya ilişkin adli ve idari soruşturmalar şubat ayında açılmış ve devam ederken nisan ayı sonlarından itibaren basın yayın organlarında konuya ilişkin haberler yer almaya başlamıştı. Biz gittiğimizde tecavüzü gerçekleştirdiği iddia edilen çocuk yoktu cezaevinde. Biz o koğuşa gittik. Orada aynı koğuşta kalan çocuklarla görüştük, olayı duydunuz mu ya da bu tip olayların yaşandığına dair herhangi bir şüpheniz var mı diye konuştuk. Çocukların beyanı "Böyle bir şeyin mümkün olmadığı şeklindeydi bize. Yine orada söylenen cezaevindeki koğuşta bulunan banyo ve tuvalet yan yana, çocuklardan birisi banyoya girdiğini, diğer, işte tecavüz edenin de öbür taraftaki tuvalete girdiği ve aradaki yarım metre ya da daha fazla olan boşluktan öbür tarafa geçerek bu tecavüz olayını gerçekleştirdiği söylendi. Ama ikisi de aynı yaşlarda ve aynı vücut ölçülerinde, nasıl böyle bir şey oldu biz de çok anlayamadık doğrusunu isterseniz.
Ceyhan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun ilk olarak 1/5/1988 tarihinde koğuş sisteminde hizmet vermek üzere açıldığı da belirtildi.
Ben kısaca bu sonuç kısmından bahsetmek istiyorum size. Söz konusu erkek çocuklarının yaşlarının 16 ile 17 olması, akran olmaları ve fiziksel olarak yetişkin birer birey görünümünde oldukları müşahede edildi. Yine bulundukları koğuşta kendilerinden başka 3 hükümlü veya tutuklu çocuğun bulunması, koğuş bahçesi ile koğuş ortak yaşam alanının kameralar tarafından yirmi dört saat aralıksız izleniyor olması ve kayıt altına alınması gibi durumlar ve şartlarla iddia konusu olaya ilişkin kamera görüntüleri ve elde edilen diğer bulgular göz önünde bulundurulduğunda tecavüz veya taciz olayının yaşanıp yaşanmadığı hususunda gerçekten kesin bir kanaate sahip olmak da mümkün gözükmüyor.
Ceyhan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun çocuk koğuşunda kalan 2 erkek çocuk mahpus arasında taciz ve tecavüz olaylarının yaşandığı iddiası hazırlık soruşturması açılmak suretiyle yargı mercilerinin görev alanına girmiştir. Bu itibarla Anayasa'nın 138'inci maddesinin ikinci fıkrasındaki "Hiçbir organ, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiyede bulunamaz." hükmü uyarınca söz konusu iddiaya ilişkin yargı mercilerince yapılacak soruşturmanın beklenmesi tabii ki bizim tarafımızca da uygun, böyle alınması gerekiyor yasal olarak. Ama böyle bir olayın yaşanıp yaşanmadığı ve cezaevi koşullarının buna elverişli olup olmadığı noktasındaydı zaten bizim araştırmalarımız ve cezaevi yönetiminin ve görevlilerinin bir ihmali, kusuru, kastı var mı, bunlarında tabii ki aydınlatması gerekiyordu. Bununla ilgili zaten idari soruşturmalar da devam ediyor.
12-18 yaş grubu arasında olup işlediği bir fiil sonucu hüküm giymiş olan çocukların yeniden eğitilerek suç ve suçun sonuçlarından arındırılıp iyi hâlli olarak topluma yeniden kazandırılmasını sağlamak amacıyla ülkemizde şu an için sadece İzmir ve Ankara illerinde bulunan çocuk eğitim evlerinin sayısının bir an önce artırılması bizce de gerekmekte. Eğitim evlerinde barındırılan çocukların bireysel özellikleri, hayat şartları ve suç işleme nedenleri belirlenerek kişiliklerini geliştirmeleri ve yeniden eğitilerek kendileri ve toplumla barışık bir hâlde yaşayabilmelerine imkân sağlayacak durum ve şartlar eğitim evlerinde oluşturulmaktadır.
Yine çocuk eğitim evlerinin yaygınlaştırılması suretiyle çocuk cezaevlerinden gelen dayak, cinsel taciz gibi şikâyetlerin minimuma ineceği veya tamamen kaybolacağı inancını taşımaktayız.
Ceza infaz kurumunda görüşülen tutuklu ve hükümlülerin kurum idarelerinin tutum ve davranışlarına ilişkin herhangi bir şikâyet iletmemesi yine bizler için olumlu bir unsur olarak not edildi. Çünkü gittiğimiz her cezaevinde bu bize yoğunluklu olarak söylendi. Çok istisnai durumdur cezaevi yönetiminden ya da infaz koruma memurlarından şikâyetler. Genelde memnuniyet belirtiliyor. Sadece işte en büyük sorun kalabalıklaşma, sıcak su sorunu, ısınma sorunu. Bunlar genel anlamda birçok cezaevinde belirtiliyor ama gittiğimizde bazıları bundan şikâyetçi bazıları da hiçbir sorunumuz yok diyor. Burada da belki kişinin dışarıdaki yaşam standardına göre beklentileri de farklı olabiliyor, bilemiyorum.
Diğer taraftan Ceyhan M Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kapasite fazlası tutuklu ve hükümlünün barındırılıyor olmasının getirdiği sorunlara bir kez daha işaret etmemiz gerekiyor. Ülkemizin güney kesimlerinde özellikle yaz aylarında hem hava sıcaklığının yüksek seyretmesi hem de yüksek nem oranından dolayı mahpuslar koğuşlarında serin hava akımı oluşturmak amacıyla birden fazla pervane kullanmak durumunda kalıyorlar çünkü klimalara izin verilmiyor. Elektrikle çalışan pervaneler koğuşları serinletmekte fakat yetersiz kalmakta. Koğuşta bir serinlik oluşturmasının dışında fazla da elektrik enerjisi harcanmakta. Bu bölgelere uygun cezaevlerinin inşa edilmesinin uygun olacağı tabii ki daha önce müşahede edilmişti. Zaten Tarsus'ta bir kompleks yapılıyor. Yakında belki güneydeki birçok mahpus oraya toplanacak diye düşünüyoruz.
Ceyhan Cezaevinde plan ve proje tadilatları sonucu kapasite artırımı için çalışmalar yapılırken mahpuslar için futbol veya voleybol gibi sporların yapılmasına imkân sağlayacak açık veya kapalı bir spor salonu yapımı için bir plan ve program içerisinde bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bu da özellikle genç insanların cezaevindeki vakitlerini değerlendirmeleri açısından çok önemli. Bunun büyük bir eksiklik olduğunu söylememiz gerekiyor.
Yine Ceyhan M Tipi Cezaevinin mutfağında pişen yemek ve kullanılan yağ gibi koku yapan malzemelerin kokusunun bazı zamanlarda mutfak bacasından koğuş bölgelerine yoğun olarak geldiği şikâyeti mahpuslar tarafından bize bildirildi. Bacada filtre türü gibi bir şeyler var gibi söylendi ama tam da emin değiliz. Bunu da bir not olarak söylememiz gerekiyor. Birçok koğuşta bununla ilgili şikâyetler duyduk.
Yine tutuklu ve hükümlülerden eğitim ve öğretime devam edenlerin okul kayıtlarının başladığı dönemde okul kayıt ve harç ücretlerinin çoğu mahpus tarafından karşılanamadığı, bütçe kısıtlığı nedeniyle kurum bütçelerinden de karşılanmasında büyük sıkıntılar yaşandığı ifade edildi. Tabii bununla ilgili aslında kaymakamlıklara falan müracaat edildiğinde bu prosedür izlendiğinde yardımcı olunabiliyor ama bazı mahpuslar belki bu yöntemi bilmiyorlar ya da bu süreyi kaçırıyorlar. Bu anlamda da sıkıntı çekiyorlar. Onu da belirtmemiz gerekiyor.
Heyet her iki ceza infaz kurumunda da yapılan meslek edindirme kursları, atölye çalışmaları ve sosyal faaliyetleri son derece başarılı ve memnun edici bulmuştur. Tahliye sonrası sosyal ve ekonomik hayata tutunma ve ceza infaz kurumunda bulunulduğu sürece geçirilen boş vakitleri değerlendirme bakımından bu tür çalışmaların büyük önem arz ettiği hepimizce malum. Yine özellikle yaz aylarında ziyaretçilerin ve mahkûmların daha sağlıklı bir ortamda görüş yapabilmeleri için klima takılması da memnuniyetle karşılandı.
Ceza infaz kurumlarının çalışma şartlarının zorluğu ve çalışmak için son tercih edilen kurumlar arasında olduğu bilinmekte. Bu özellikle cezaevi çalışanlarının sorunlarının da tabii ki gittiğimizde onlarla da görüşüyoruz, yoğun bir şekilde bize beklentilerini iletiyorlar. Bunlar raporlar hâlinde Adalet Bakanlığına, Ceza İnfaz Kurumları Genel Müdürlüğüne de bildiriyoruz. Bir anlamda onlar da gönüllü mahkûm şeklinde yaşıyorlar. Tabii ki sorunları çok fazla, dışarıda yaşayan, çalışan diğer vatandaşlara göre. Zor çalışma şartlarının gereği olarak nitelikli personel istihdamının artacağı düşüncesiyle personel özlük haklarında da iyileştirmeler memnuniyetle karşılanacaktır.
Ben şimdilik bu kadar özetlemiş olayım. Belki arkadaşlarımız raporu inceleyip soru da sorabilirler, hep beraber değerlendirebiliriz.
Teşekkür ediyorum Başkanım.