| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/694) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 31 .03.2016 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım; bu Kanal İstanbul konusu ki bu konuyla ilgili olarak bu maddeleri getirdiğinizi söylediniz. Bu projenin ilk hukuki adımlarını, kanuni adımlarını bu torba yasayla atmış oluyorsunuz. Bu Kanal İstanbul konusu basit bir proje değil. Siz Ulaştırma Bakanlığı olarak hatırladığım kadarıyla en büyük yatırımcı Bakanlıksınız ve yatırımlarınızın en az galiba yüzde 70'i İstanbul'da değil mi? Daha mı fazlaydı?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yok, o kadar.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yüzde 70'i galiba İstanbul'da. 200 küsur milyarlık bir yatırım yaptınız, bunun çoğunluğunu İstanbul'a yaptınız Yüzde 70'i, hatta daha da büyük bir rakamı buluyor hatırladığım kadarıyla.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şöyle, bir açıklık getirelim: Yap-işlet-devret yani kamu-özel ortaklığıyla gerçekleştirilen projeleri konuştuğumuz zaman doğrudur ama genel bütçeden yapılan yatırımları konuştuğumuzda oran çok daha düşük.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet ama sonuç olarak şöyle: İstanbul'a çok büyük yatırımlar yapılıyor yani yap-işlet-devret de sonuçta bu ülkenin geleceğe ilişkin değerleri.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Mutlaka. Sadece açıklık getirmek için söyledim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Mevcut bütçe imkânlarını kullanmak veya geleceğe ilişkin imkânları kullanmak çok fark etmiyor. Sonuç olarak, İstanbul'a çok büyük yatırımlar yapıyorsunuz. Bunun bir sebebi var mı, bilmiyorum hakikaten. Neden Anadolu'ya değil de, neden İstanbul'a bu ölçüde büyük yatırımlar yapılıyor? Bunu izah etmek gerek, bunu bir sorgulamak gerekir. Bizim de muhalefet olarak sorgulamamız gerekir. Ama bu Kanal İstanbul Projesi hepsinden çok daha önemli. Bir Marmara gibi değil bu ya da diğer projeleriniz gibi değil; bu, uluslararası ölçüde bir proje yani dünya dengelerini değiştiren, haritayı değiştiren bir proje Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar; harita değişiyor, harita. Buna uluslararası düzeyde de müdahale edilir, sorulur, birçok kesimi, kişiyi, ülkeyi ilgilendirir bu. Bu belki bir referandum gerektirecek bir proje çünkü -biraz önce söylediğim gibi- İstanbul'a çok kaynak ayrılmış, çok daha fazla bir kaynağı yine İstanbul'a ayırıyoruz. İstanbul için bugün tahminimizin ya da sizin verdiğiniz 13 milyar dolarlık rakamın çok üzerinde belki bir parayı oraya ayıracağız. Onu da tam olarak bilmiyoruz çünkü fizibilite de yapılmış değil henüz.
Bu, deniz sularının dengesini değiştiriyor, doğal dengeyi değiştiriyor, Türkiye'nin dengelerini değiştiriyor. Bakın, Şanlıurfa'ya bir madalya veriyoruz, İstanbul'a yatırımlarının yüzde 70'ini veriyoruz. Bu ülke bu kıt kaynaklarının çoğunu İstanbul'a tahsis ediyor ki İstanbul zaten diğer illerimize göre çok gelişmiş bir ilimiz. Çok fazla göç alıyor. Anadolu'nun bu kadar göç vermemesi lazım, Anadolu'daki insanın yerinde tutulması lazım. Oralarda kültürün, sanatın, yatırımların gelişmesi lazımken bizim İstanbul'a bu kadar çok yatırım yapıyor olmamız, Hükûmetimizin özellikle böyle bir politikası olması... Bir gerekçesi olması icap eder, açıklanabilir bir gerekçesi olması icap eder ki bu proje -biraz önce söylediğim gibi- haritayı değiştiren, uluslararası boyutu olabilecek bir proje. Tabiatın, doğanın dengesini de değiştiriyor. Bütün Karadeniz sahili bundan etkilenecektir muhakkak ki.
Ahmet Yıldırım şu anda burada değil. Onun anlattığına göre -kendisi coğrafyacı, akademisyen- Karadeniz'in 2.400 metre derinliği olduğunu söylüyor. 180-200 metrede sadece canlılar yaşıyor. Bu kanalın yapılması hâlinde Marmara, Akdeniz ve Karadeniz arasındaki mevcut doğal dengenin değişeceğini, büyük olumsuzluklar söz konusu olacağını söylüyor.
Hocam şimdi kafasını salladı ama dün işaret etti, kendisi de çevre doçenti olarak bu konularla ilgili olarak hassasiyetini özellikle belirtti. "Marmara'nın ölmesine izin vermeyiz." gibi bir cümle de kullandı, hoşuma gitti. İzin verilmemesi lazım, kimsenin Marmara'nın ölmesine izin vermemesi lazım. Böyle fedakârlık olmaz. Marmara çok çok önemli Türkiye için. Ama böyle bir proje yapılırken, bu kadar önemliyken, uluslararası boyutu varken -dediğim gibi- coğrafyayı, haritayı değiştiriyorken, Türkiye'nin ekonomik dengelerini değiştiriyorken, referandum gerektiriyorken böyle bir proje, bunun bu kadar basit olarak ele alınıp bir torba kanun içerisinde birkaç maddede değişiklik yapılması ve altyapısının bu şekilde tamamlanmış olması -bilmiyorum arkadaşlar ama- beni rahatsız ediyor. Şurada, havaalanıyla, Ankara'da havaalanı ile Ankara arasındaki projede bile özel bir kanun çıktı. Biliyorsunuz, gecekonduların yıkımıyla ilgili olarak, havaalanı-Ankara yolunun yapımıyla ilgili olarak özel bir kanunla bu iş yapıldı ya da Ulus civarı için de benzeri bir ihtiyaç söz konusu.
Böyle bir büyük bir proje için ki dün aldığımız rakamlara göre 25 metre derinliği öngörülüyor -daha projelendirilmedi, yanlış mı aldım, bilmiyorum- 470 metre eni olacak...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yanlara...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.
...13 milyar dolarlık maliyeti olacak, 360 milyon metrekarelik bir alan söz konusu ve bunun 4 milyon metrekarenin üzerinde bir alanı mera, 45-50 kilometre de bir uzunluğu olacak.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - O, güzergâha göre değişiyor.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.
Böyle, bu kadar önemli, milyonlarca insanı ilgilendiren, Türkiye'yi ilgilendiren, çevremizdeki ülkeleri ilgilendiren, haritayı değiştiren bu projenin bir bütün olarak ele alınması, dört başı mamur kanunuyla, projesiyle getirilmesi, burada görüşülmesi daha doğru değil midir de, bu şekilde yani alttan alta -tabirimi mazur görün- bir girişimle bu şekilde başlanması doğru mudur? Yeteri kadar tartışılmadan, konuşulmadan bu işe girişilmesi Sayın Bakanım, doğru mudur? Siz Kabinenin en tecrübeli bakanlarından birisisiniz, bu konuları bilen birisiniz, devlet yönetiminde tecrübe sahibi oldunuz. Yani, bu konuların bu şekilde gelmesi çok doğru görünmüyor bana. Siz de sanıyorum takdir edeceksinizdir. Ama bir şekilde geldi, görüşmeler de başladıysa vaz da geçemezsiniz ama doğrusu bunun dört başı mamur bir şekilde getirilmesidir her boyutuyla. Bakın, şehircilik boyutu ayrı, çevre boyutu ayrı -doğayla ilgili konular- uluslararası boyutu ayrı -çünkü daha o konular da gündeme gelecektir- ekonomi boyutu ayrı -Türkiye'nin dengelerini etkileyecek bir proje bu- o boyutları ayrı. Yani, bütün bu boyutlarıyla ele almak varken bunu çok basite indirgeyip ele almak çok doğru mu? Bu, Sakarya-Karadeniz belirtildi. Sakarya-Karadeniz su yolu olsaydı olabilir tabii, çok şeyi etkilemezdi ama ya da Kızılırmak-Fırat olsaydı bile -çok önemli görüyoruz ama- o da bu kadar etkilemezdi Türkiye'yi, biraz önce bahsettiğim konuları. Ama, bu, her şeyi etkileyen, herkesin bu konuda bir söz söylemesi gereken bir proje dolayısıyla bu kadar basit ele alınmaması gerekirdi diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.