BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, eğer alt komisyon kurmasaydık bugün veya dün görüşmelerimizi nasıl yapacaktık? Gelen tasarı metni üzerinden yapacaktık, teklif de ayrı değerlendirilecekti, değil mi?

BAŞKAN - Sonunda bu hâle gelecekti, yine şey yaptığında.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, bir tasarıdan bahsedecektik ve şu, şu, şu milletvekillerinin teklifi diye kanun...

BAŞKAN - Tabii, teklifler de biliyorsunuz yani önergeyle tasarı içerisine taşınıyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Daha önce de yaptık, şu, şu, şu tasarı şununla ilgili, 65 yaşla ilgili tasarı ve Şanlıurfa'ya İstiklal Madalyası verilmesiyle ilgili kanun teklifi diye gidecekti, böyledir bu. Yani, bunu uzatmaya... Şimdi, buna kanun tasarısı diye baktığınız zaman sanki bunu Hükûmet göndermiş gibi oluyor, böyle değil ki. Bunun adı 65 yaşla ilgili kanun tasarısı, Şanlıurfa'yla ilgili kanun teklifidir, öyle gidecektir, öyle giderdi, biz de öyle görüşürdük yani alt komisyon olmasa öyle gidecekti, bu böyle değil ki. Bunlar önemli şeyler yani önemsiz...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şanlıurfa'ya İstiklal Madalyası verilmesi tasarı mı oldu, Hükûmet mi getirmiş oldu, ne oldu?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teknik hata.

BAŞKAN - Alt komisyona gitmese de aynı şey olacaktı yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Olmayacaktı, olmayacaktı.

Geçen yıl, hatırlıyorsunuz, bazı tasarıları, torba kanunları şu, şu, şu tasarılar, şu, şu, şu milletvekillerinin verdiği teklifler diye geçirdik.

BAŞKAN - Doğru söylüyorsunuz, tamam.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hatta o 160 maddelik kanunun da her zaman yedi dakika falan sürüyordu okunması, hatırlıyorsanız. Orada tasarı ve teklif diye kanunun başlığı öyle geçiyordu, öyledir zaten.

BAŞKAN - Ama orada şöyle bir detay da vardı Sayın Kuşoğlu: Oradaki bütün maddeler ilgili kanunlarına gidiyordu, hiç kalmıyordu kanun maddesi. Dolayısıyla, burada kalan bir madde var. Dolayısıyla, mecburen de böyle bir...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, orada da vardı, orada da vardı, olur mu, o kanun sonuçta, olur mu, hepsi gidiyor ilgili yerlere.

BAŞKAN - Sıra sayısında yer alacak, bu dediğiniz şekilde, bu şekilde teklifler yer alacak. Yer alacak, onda sıkıntı yok.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Yer alıp almamasını tartışmıyoruz ki adını, başlığını tartışıyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şöyle, şöyle: Sayın Başkan, "Şanlıurfa İline İstiklal Madalyası Verilmesiyle İlgili Kanun Teklifi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" diye hiç olmazsa düzeltin. Çünkü Hükûmet getirmedi, bu teklif, tasarı değil bu, teklif bu.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Şimdi, Başkan, bu torba yasa Bakanlar Kurulundan buraya sevk edildi mi? Çünkü Bakanlar Kurulu buraya bir isim verdi mi? Bakanlar Kurulunun vermiş olduğu ismi bizim değiştirme yetkimiz var mı?

BAŞKAN - Şimdi, şöyle yapalım...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hayır, teklifi tasarı yapamazsın ki burada, teklif tekliftir, tasarı tasarı, alıp birinin adını değiştiremezsin ki.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu itirazlarımızdan Şanlıurfalılar alınmasın, Urfa'ya karşı değiliz, yapılan bir teknik yanlışlığı düzelttirmeye çalışıyoruz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tam tersine, onu ayıralım, adam gibi kanun yapalım. Böyle torbanın, çorbanın arasına karıştırmayın Urfa'yı, Urfa'yı karışık işlere karıştırmayın. Teklif sahipleri teklifi çeksin, diğerleri var zaten, öbür komisyona götürsünler adam gibi, hallolur, kolayı var.

BAŞKAN - Evet, şimdi, maddelerine geçiyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Böyle mi kalacak?

BAŞKAN - Şimdi, bakın, açıklığı şu: Siz de az önce ifade ettiniz, bu kanun teklifleri, kanun tasarıları geldiğinde burada görüşülür ve aşağı giderken, sıra sayısı verilirken sıra sayısında hemen başlık olarak hem kanun hem de teklif sahiplerinin isimleri de geçecek, kanun ve teklif olarak belirtilir ve kanunlaştıktan sonra da tasarı ve teklif ibareleri kalmaz, kanun olarak artık yürürlüğe girer. Dolayısıyla, az önce de başta da söylediğim gibi, burada kalan tek madde olduğu için böyle bir kanun tekniği yoluna gidildi, böyle bir düzenleme...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani, bizi bürokratlar idare ediyor diyorsunuz, kabul ediyorsunuz şurayı. Siz kabul ediyorsanız biz de kabul ediyoruz.

BAŞKAN - Siz öyle diyorsanız...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ya, bu kadar saçmalığı kabul etmek ağrınıza gitmiyor mu Allah aşkına ya? Bir usulü var, esası var, yakışığı var.