| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/414) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 07 .01.2016 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle, tüm değerlendirmelere kısa da olsa teker teker cevap vermek isterim, bilgilendirilmeye yönelik sorular da soruldu, genel değerlendirmeler de yapıldı.
Plan ve Bütçe Komisyonumuzda muhalefet partilerimizin asgari ücretin 1.300 liraya çıkarılmasına sevinmelerine ve mutlu olmalarına biz de teşekkür ediyoruz.
Tabii, şu değerlendirilmelidir ki keşke bunun çok daha üstü olsa ve bunu yapabilsek ama bunların hepsi bütçe imkânlarıyla doğru orantılıdır ve inşallah, ülkemiz, bir gün bu bütçe imkânlarının çalışan insanımızın, emek ortaya koyan insanımızın daha iyi karşılanmasını sağlayacaktır. Hükûmetimizin de partimizin de genel tavrı, genel değerlendirmesi de bunun üzerindedir.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Sekreterimizin burada ortaya koymuş olduğu değerlendirmeye, elbette ki daha sonra gelen sorulara da tekrara girmemek açısından toplu bir cevap vermek isterim.
Biraz önce bahsettiğim tüm rakamlar, elbette ki çalışanlara ve işçilere ait rakamlardı ve bizim önerimiz de hem asgari ücretin yükselmesinden dolayı kaynaklanan bir öneridir. Ama burada bir rakamı ifade etmek isterim. 2015 Aralık ayında esnafımızın ödediği taban BAĞ-KUR primi 439,3 liradır. Biliyorsunuz ki mevcut asgari ücretin yaklaşık yüzde 34,5'i olarak hesaplanır. Eğer 2016 yılında normal yüzde 11 artış olsaydı yani asgari ücret 1.120 liraya gelmiş olsaydı 1.413 liralık toplam bir brüt asgari ücret olacaktı, esnafımızın ödediği BAĞ-KUR primi ise 487,6 lira olacaktı. Oysa, şimdi, 1.647 liralık brüt asgari ücret üzerinden yine yüzde 34,5 hesabıyla 568,2 lira oldu. Bu, şu demektir: 129,3 bugünkü 1,53 kuruştan bir artış söz konusu oldu, eğer biraz önce Sayın Çam'ın söylediği gibi, ocak ve temmuz aylarında veya aralık ve haziran aylarında iki ayrı noktada bir asgari ücret artışı olsaydı ona yönelik toplam 80 liralık bir fark oluştu. Yani asgari ücretin normal değil de yani enflasyon artı bir ücretle değil de 1.300 liraya direkt çıkmasından etkilendiği nokta 80,6 liradır. Bu önemli midir? Elbette esnafımız için önemlidir. 80 lira değil, 1 lira da önemlidir. Ama bir şeyi de ifade etmek istiyorum: Asgari ücretin 1.300 liraya çıkması için özellikle yapılan tüm değerlendirmelerde ve hesaplamalarda yaklaşık yüzde 08 ile yüzde 1 arasında bir büyüme etkisi olacaktır. Eğer biz, emeklimizin seyyanen aldığı 100 lirayı da ortaya koyarsak yani Hükûmetimizin yine vaatlerinden birisi olup da gerçekleştirdiğini koyarsak bunun üzerine bir miktar daha bir büyüme söz konusu olacaktır. Bunun da piyasanın tümüne bir katkısı kadar esnafımıza da bir katkısı var. Ama şunu ifade etmek istiyorum: Arkadaşlarımızla, bürokrat arkadaşlarımızla bunu değerlendiriyorum. Ben Bakanlığa gelmeden önce de böyle bir çalışma söz konusuydu. Şimdi, yine bir başka alanda bu çalışmayı arkadaşlarımız ve bizler değerlendiriyoruz acaba burada ne yapabiliriz, nasıl bir nokta ortaya konulabilir. Çünkü esnaf, hem bizim ekonomimizin bel kemiğidir hem de milletimizin bel kemiğidir. Yani, bizim için esnaf çok önemlidir. Çünkü biz esnafımızın sadece bir ekonomik aktör olduğunu da düşünüyor değiliz. Elbette ekonomik bir aktör ama ekonomik aktör olmasının yanı sıra esnafımız, Türkiye'de hem geleneğimizin hem göreneğimizin hem ananemizin hem bizim mahallemizin, ailemizin, insanımızın, emanetimizin temel sigortalarından bir tanesidir; bunu böyle görürüz. Esnaf temsilcilerimiz bize de ulaştılar, biz onlara ulaştık, karşılıklı konuştuk. İnşallah önümüzdeki günlerde... Tabii, bütçemiz ne ortaya koyar, nasıl bir değerlendirme yapılır... Bunu yaklaşık 80 lira olarak, yani bir fark olarak nitelendirdiğimizde ne ortaya koyabiliriz, bunu gene bir genel bütçe dengemiz içerisinde, önümüzdeki günlerde ortaya koyacağız. Ama, şunu çok net söylerim ki: Esnafımız için 2016 yılı 2015'ten de, 2014'ten de, 2013'ten de hem kendi ticari hacimlerinin yükseldiği hem de çok daha rahat ettikleri bir yıl olacaktır. Çünkü bir taraftan emeklilerimizin bir taraftan dar gelirli asgari ücretlilerimizin ekonomik olarak kendilerini daha rahat hissettikleri, bunu piyasaya, ticari hayata daha iyi nakledebildikleri bir yıl olarak ortaya çıkacaktır. Ama, sözümün sonunda bu konuda şunu söyleyebilirim ki bu konudaki değerlendirmemiz ben gelmeden önce de yapılıyor idi. Çünkü şöyle bir şeyle karşı karşıyayız: BAĞ-KUR'da bir azalma var yani şu anda 2 milyon 800 binin üzerinde bir BAĞ-KUR'lumuz var, daha önce bu 3 milyonun üzerindeydi. Buna ait bir değerlendirmeyi sadece bugüne ait bir fiyat artışı üzerinden değil, belki yapısal olarak tekrar bir ortaya koymak ve bunun üzerinde çalışmak bizim temel sorumluluğumuz olarak ortada durmaktadır.
Yine, özellikle şunu ifade etmek istiyorum ki Maden Kanunu'yla ilgili ve geçici bütçeyle ilgili birtakım değerlendirmeler var. Sayın Bülent Kuşoğlu Bey bu değerlendirmeleri ortaya koymuştu. Şimdi, bizim bu 1.300 lirayla ilgili getirdiğimiz sonucun beyannameleri şubat ayının sonunda verilecek. Bunları mart ayının sonunda biz mahsup edeceğiz. Nisan ayında bunun Hazineden geri dönüşü bize söz konusu olacak. Yani, şu anda bu konuda geçici bütçeyi etkileyen herhangi bir yük söz konusu değildir.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir daha söyleyebilir misiniz Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şimdi, çok doğal olarak ki bildirgeler şubat ayının sonunda verilir. Bunların mahsuplaşması mart ayında olacak. Bunların Hazineden dönüşü de nisan ayında bizim sosyal güvenlik sistemimizin içerisine girecek.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tahakkuk...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şimdi, bütün bu tahakkuk dediğimiz şey... Biz yukarıdan aşağıya şubat ayının sonunda...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şubatta tahakkuk...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şubat ayında bunlar beyannameyi verecekler. Biz bunun ona göre mahsuplaşmasını şubat ayının sonunda yapamayacağımız için mart ayında yapacağız. Bunun Hazineden geri gelmesini isteyeceğimiz ay da nisan ayı. Yani, onun için şu anda mevcut bütçe üzerinde herhangi bir genişlemeyi ortaya koyabilecek... Ya, bu bizden değil, sistemin tekniğinden kaynaklanan bir durumla alakalı olarak şu anda böyle bir ihtiyaç duyuyor değiliz.
Bunun dışında, madenle ilgili şunu ifade etmek istiyorum: Özellikle maden konusunda yani işçilerimize bu imkân sağlansaydı diye bir değerlendirme var. Takdir edersiniz ki... Biz Enerji Bakanımızla birlikte yılbaşında Kozlu'daydık, Zonguldak Milletvekilimiz de bizimle birlikteydi. Bu 2 asgari ücret yani onlara ödenen 2 asgari ücret ve artış, 1.300 lira üzerinden 2.600 lira, daha önce bin lira üzerinden 2 bin lira idi yani toplam yüzde 30'luk bir artış madende çalışan arkadaşlarımıza da geldi. Bu yeter mi? Ya, çok net söyleyeyim, yani 450 metre yerin altına indikten sonra, Allah şahittir ki bunun da yetmeyeceği kanaatini taşıyanlardanım. Yani, bir para ancak bu kadar helal kazanılabilir ve bir para, bir emek ancak bu kadar net bir şekilde alın teriyle ortaya konulabilir. Buradaki asgari ücretin yükselmesinden kaynaklanan etkinin orada da olduğunu... Ama bir şeyi daha sağlamak gerekir ki, orada bize gelen en önemli taleplerden bir tanesi, daha fazla istihdama ihtiyacımız var. Bizim sağlamak istediğimiz, buradan elde edilen ve insanlarımızın çalışmayla sağlayabileceği refah payını, refah gelirini daha fazla artırabilmek ve orada daha fazla insanın çalışabilmesini temin edebilmek. Yani, bu direkt işverenlere aktarılan bir anlayış olarak görülebilir ama neticede orada istihdamı artırıcı bir etki ortaya koymaya çalışıyoruz.