KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

En azından rakamlar bir miktar kafamızda netleşmeye başladı. Umarım, bunlarda bir yanlışlık yoktur. Tabii ki bir öngörü nihayetinde ama hesap hatası olmadıktan sonra problem yok.

Tabii, şunu tekrarlamak durumundayız: Burada, torbanın kaçıncı maddesindeyiz tam hatırlamıyorum şimdi ama 4'üncü bakanımızla çalışıyoruz. Sayın Bakana da hoş geldiniz dememiz gerekiyor çünkü sayın bakanlar bu kadar fazla değişirse her defasında bizim de bakanlarımıza hatırlatmamız gereken işler olduğunu daha önceden de söylemiştim. Siz bu cümleleri hatırlıyorsunuz.

Sayın Bakan, tabii ki, Hükûmet üyesi olarak burada bulunuyoruz, temsilde, o anlamda, teorik olarak bir problem yok. Bakan Yardımcımız var, Sayın Müsteşar buradalar, bir şeyimiz yok ama nihayetinde siyasi muhataplık açısından buralarda, torba kanunlarda böyle bir problemle karşılaşıyoruz yani Sayın Bakanımızın Bakanlığının hiç alanına girmediği hâlde birçok soruya cevap vermek durumunda kalıyor, cevap verilemiyor. Burası nihayetinde bir ihtisas komisyonu. Burada amaç sadece bir yasağı savmak değil, ihtisas komisyonu olduğu için meseleyi anlamak, kavramak önemli.

BAŞKAN - Arkadaşlar, çok uğultu var, lütfen biraz sessizlik.

Sayın Usta, buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Bu açıdan, torba yasaların ciddi sıkıntısı oluyor. Böyle bir sıkıntı var. Bunu tekrar hatırlatma ihtiyacı ben yine hissettim.

İkinci husus, bu yasalar, tabii, tekliften bu tarafa geliyor ama teklif de... Yani bu mesela Enerji Komisyonunda görüşülmedi bildiğim kadarıyla. O komisyonun adını tam bilmiyorum, ihtisas komisyonunda görüşülmeden buraya geldi. Nihayetinde Plan ve Bütçe Komisyonu diğer ihtisas komisyonları... Yani Plan ve Bütçe Komisyonu işin daha çok mali boyutuyla karar verebilir ama böyle bir desteğe ihtiyaç olup olmadığı, istihdam açısından, üretim açısından, enerji arz güvenliği açısından, yurt içi katma değer açısından bu konunun değerlendirilmesi gereken yer başka bir komisyon. O komisyonda görüşülmeden buralara gelmiş olması tabii ciddi sıkıntılar oluşturuyor. O yüzden, mesela, şeyi bile konuşmadık. Bu ne kadar istihdam kaybını engelleyecektir, ne kadar üretime katkı sağlayacaktır? Belki bu soruların cevaplarını da... Bu arada soru olarak da sormuş olayım, o cevapları da alalım. Üretime ne kadar katkısı olacaktır? Çünkü, bizim kalkınma planında da özel dönüşüm programlarında da enerji ihtiyacının yurt içinden biliyorsunuz daha fazla karşılanmasına ilişkin programlarımız var. Buralara bunun katkısı ne olacaktır? O konularda da bize bilgi verilirse sevinirim. Ama bunların daha çok konuşulması gereken yer başka bir komisyondu, o komisyonda görüşülmeden buraya geldiği için biz normal olarak işin sadece parasal kısmını, devlete ne kadar yük getireceği kısmını konuşmak gibi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bu anlamda, burada bir yanlışlık var, onu da tekrar ifade etmek gerekir.

Tabii, sürekli "etki analizi" diyoruz, defalarca söyledik yani bir aylık bir vekilliğimiz var, bir aydır nihayetinde şurada bir komisyon çalışmasına katıldık, inanın, haklı çıkmaktan bıktık. 5018 söylüyor, uluslararası bütün iyi örnekler söylüyor. 5018 olmadan bile, nihayetinde biz de devlette çalıştık, yasanın arkasında olmasa bile yasa Meclise geldiğinde, onunla ilgili doyurucu bilgilerle birlikte gelinirdi. Bu yasanın, bu yapılan düzenlemenin ekonomik ve sosyal faydaları... Sosyal faydaları çok ölçülemese bile -ölçme imkânları var ama onu yapmak daha üst seviyede analiz gerektiriyor ama- hiç olmazsa iktisadi yönden daha etraflıca bir düzenlemenin etkilerini görebilmemiz lazım.

Özellikle dün akşam çok kötüydü, bugün bir miktar daha rakamlarla karşılaştık ama bunlar, tabii, sormadan hazırlanıp kanunun içerisinde, kanunun arkasında olması gereken şeyler. Yasalar da bunu emrediyor fakat bunlar bir türlü yapılamıyor. Sorulduğu zaman da, işte, uzun bir süre mesela ciddi bir zaman kaybına neden oldu bunların anlaşılması, dünden beri düşünürsek. Hepimizin zamanı çok kıymetli, o yüzden biz yine Sayın Bakanın nezdinde Hükûmete bu mesajımızı iletiyoruz. Yani, bu etki analizleri lütfen bu önergelerde, kanun tasarılarında, tekliflerinde olsun. Yani, çok kaliteli olmasa bile, en azından mali boyutu olsun, üretim boyutu olsun, istihdam boyutu olsun. Öyle ya, bütçe yapmak bir tercih meselesidir. Şimdi, sonsuz bir kaynağımız olmadığına göre ben bir taraftan keseceğim veya bir tarafa vergi koyacağım, bunu karşılayacağım. Bunun bana faydasının, zararının ne olduğunu, toplum için ne getirdiğini, ne götürdüğünü bilebilmemiz lazım. Bunları bilmeden yaptığımız zaman bu sefer veya ileriyi görmeden yaptığımız zaman veya nasıl bir şey oluşturuyor... Bakın, eğer kamuya bu destekler verilirken... Hatta, onun öncesine gidelim, karşı olduğumuzdan filan değil yani o işçilerimiz zor şartlarda çalışıyor, onların ücretlerinin tatminkâr seviyelere getirilmesi tamam ama o gün bunun etkileri çalışılmış olsaydı, o günden sonra defalarca kanun çıkarmak zorunda kalmayacaktık. O gün bunların etkilerinin çalışılması lazımdı. Bunun kamu maliyesine getireceği yüklerin, işçi-işveren ilişkilerine -işte, firmalar kapanacak, kapanmayacak- istihdama getireceği, üretime getireceği yüklerin hepsinin o gün çalışılıp buralarda konuşulması lazımdı. Yani, mutlaka buradaki sayın milletvekilleri sormuşlardır ama ne kadar cevap aldılar, ben onu, tabii, o tartışmaları bilmediğim için bilemiyorum. Ama, yani, bugün gördüklerimizden, bugün yaşadıklarımızdan sonra o gün de tatminkâr bir cevap alınamayacağını, hatta bunlara cevap vermekten sürekli kaçınıldığını biz biliyoruz. Biz burada defalarca sayın bakanlara bunun etkisi nedir diye soruyoruz, soruyoruz, soruyoruz... Yani, sanki biz hiçbir şey sormamışız gibi, çoğu zaman bunların hiçbirisine cevap verilmeden kanunlar kabul ediliyor, geçiyor. İşte, tekrar, daha önce neler yaşadığımızı tutanaklardan okumak istemiyorum.

Şimdi, dolayısıyla, bu etki analizi meselesi, Sayın Bakan, çok önemli. Kanun kalitesi açısından önemli, kanunun işletilmesi açısından önemli, adalet açısından önemli. Şimdi, mesela konumuzla ilgili olarak ilk düzenlemeyi yaptık Soma faciasından sonra. Sonradan kamuda bir kısım sıkıntıların ortaya çıktığını görüp kamu kısmını düzelttik fakat bu geçen zaman içerisinde bir sürü iş yeri kapandı, insanlar zarar etti, insanlar işini kaybetti, firmalar el değiştirdi belki -bilmiyorum, ona ilişkin bir rakam bize verilmedi ama muhtemelen el değiştirmiştir, yürütememiştir bir tanesi, öbürü almıştır- fakat, şimdi, bir anda getiriyoruz bir teşvik veriyoruz. E, bu teşviki vereceğimizi bilseydi belki adam o fiyattan o firmasını satmayacaktı. Yani, bu adaletsizlik, bu yaptığımız işlerdeki bu öngörüsüzlük, bu iyi çalışılmaması sizleri hiç rahatsız etmiyor mu? Ya, böyle bir şey olabilir mi, bunu nasıl kabul edeceğiz? Ha, şimdi, bu yapılsın, yapılmasın kısmında değilim yani hiç olmazsa zararın neresinden dönülürse kârdır deyip bunu yapalım belki ama bunları daha iyi yapabilirdik. Bunlar bir sene öncesinden görülebilirdi, bunlar görülmeyecek şeyler değil. Ya, bu kadar yük getirdiğinizde bunların etkilerinin ne olacağının hepsini sizin kestiriyor olmanız lazımdı ve bu hazırlıklarla gelinmesi lazımdı. Bunların hiçbiri yapılmadan buraya gelindiği zaman böyle sürekli kanun yapılmaya çalışılıyor. Hele hele şu anda da iyi çalışılmadığı için "Efendim, daha muğlak hâle getirelim bunu." diye bürokrasiden de teklifler geliyor. Yani, daha muğlak hâle getirelim, ne olduğu hiç belli olmasın, verip vermeme, ondan sonra iki bürokratın veya bir bakanlığın veya bir bakanın yetkisi dâhilinde olsun, sıksın boğazını veya isterse versin istemezse vermesin... Böyle bir şey olamaz. Yani, burada sınırlarının tamamen belli olduğu şekilde bu maddeyi bir defa düzeltmemiz lazım Sayın Başkan. Siz hemen maddeyi oylamaya falan geçeceksiniz ama yani bu kadar şey konuşuldu, bunlara yine hiçbir cevap verilmeyecek mi? En azından bu...

BAŞKAN - Bütün bunların hepsine cevap verildi, yani açıkta kalan bir şey yok.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hiçbirine cevap verilmedi. Bakanlar Kurulunun yetkisi konusunda, sınırların belirlenmesi konusunda hiçbir cevap verilmedi. Yani, bakın, bu, Enerji Bakanlığını da sıkıntıya sokacaktır. Devletin nasıl işlediğini biz biliyoruz. Yani, burada bunun sınırlarının çizilmesi gerekir. Enerji Bakanlığı veya diğer bakanlıklar... Enerji Bakanlığı-Maliye Bakanlığı ilişkisi, Enerji Bakanlığı-Hazine Müsteşarlığı ilişkisi açısından bunların bilinmesinde fayda var. Yani, Parlamentodan da yetki alınırken buna göre, bir defa, yetkinin alınması lazım.

Şimdi, hâlâ mesela rakamını... Ulaştık, işte, 100 milyon lira dedik kamuya gelen ama onun mesela üretimle ilgili, istihdamla ilgili bize ne kazandırdığıyla ilgili şu anda da hâlihazırda bir analiz yok elimizde. Şimdi, aslında, ikinciyi de analiz yapmamızı kolaylaştıracak birinci unsur var. Yani, oradan epey bir esinlenilerek en azından ikincisinin analizlerini yapabiliriz. Öyle bir şey de şu ana kadar verilmedi ama bunu talep ediyoruz. Yani, bundan sonra, bunun, diğer sektörel göstergeler üzerindeki etkisinin de bizim tarafımızdan bilinmesi gerekiyor.

Ben şey açısından ilk gün tebrik etmiştim Enerji Bakanlığımızı. Yani, bizim gerekçelerimiz çok kötü, hiç gerekçe yok. Yani, ekseriyetle madde gerekçeden daha açık ama burada, en azından Enerji Bakanlığı teferruatlı bir şekilde gerekçe yazmış, hem kanun teklifinde hem de önergede var. Ondan dolayı arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Her ne kadar ikincisinde düzeltilmiş ama birincisinde çok ciddi imla hataları, Türkçe hataları vardı. Yani, bunlar kabul edilebilir şeyler değil. Yani, demeyin ki "Erhan Usta lüzumsuz işlerle uğraşıyor" falan. Ama, bu dil bizim dilimizse bu dile bizim riayet etmemiz lazım. Bunların bir kısmı düzeltilmiş ama hâlâ imla açısından orada ciddi bir ihtiyaç olduğunu ben görüyorum.

Yani, bu adalet vurgusu önemli, buna bu çerçevede bakmamız lazım. Yani, bu kapanan firmalar, istihdam kayıpları, bunlar nasıl olacak, bununla ilgili ne düşünüyor Bakanlığımız? Bu konuda da bize bilgi vermelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum.

Çok teşekkür ederim.