| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/414) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 07 .01.2016 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim
Sayın Başkan, demin söyleyemedim, ilave olarak şunu söylemek istiyorum: Şimdi, bu Maden Kanunu'yla ilgili bu düzenlemeyi yapıyoruz. Geçen sefer alelacele yaptık, sadece TKİ'yle ilgili getirdik, TTK'ya bağlı ya da özel sektör firmalarını ihmal ettik, asıl sorun da oradan çıktı çünkü tartışılmadı, konuşulmadı, alelacele getirildi, çıktı. Şimdi, yine öyle yapıyoruz.
Bakın, Sayın Başkan, Sayın Bakanım; Hükûmet tarafından gelen bir tasarı var, 2 tane asgari ücrete bağlı konu var. Geçen dönem yeraltı maden işletmelerinde çalışanların asgari ücretlerini 2 katına çıkardık, bu fiyat farkı kararnamesi geldi. Bu ayrı bir sorun. Usulsüz, geçici bütçenin olduğu bir dönemde bir de gelir gösterilmesi gerekirken, ek bütçe yapılması gerekirken usulüne uygun olmayan bir şekilde geldi.
Bir tane daha madde var. Bu da bu dönem asgari ücretin 1.300 lira olmasıyla ilgili bir yükün devlet tarafından, Hazine tarafından üstlenilmesini gerektiriyor. Orada da diyor ki: "Maden Kanunu'nun geçici 29'uncu maddesi uyarınca fiyat farkı ödenenler hariç olmak üzere özel sektör işverenlerine ait linyit ve taş kömürü çıkarılan iş yerlerinde yer altında çalışan sigortalılar için (1)'inci ve (2)'nci fıkranın uygulanmasında (1)'inci fıkrada belirtilen günlük prime esas kazançlar 2 katı olarak uygulanır." Yani, aynı konuyla ilgili olarak 2 tane ayrı, birbirinden de habersiz madde var. Burada da düzenleniyor, orada da düzenleniyor. Bunları birleştirelim o zaman. Yani usulsüz, yapılamaz bu dönemde. Usulüne uygun bir hâle getirelim ama bunları birleştirelim, böyle bir şey olur mu? Baktınız mı buna yani bu asgari ücretle getirilen Maden Kanunu'ndaki düzenlemeye? Niye her ikisi de var?
Bir de beyanname üzerinden; kim, ne kadar işçi çalıştırıyorsa kârını da hesaba katarız, madem asgari ücret artmış, ona paralel getiririz. Bazı firmaları neden koruyoruz? 60 lira diyorum. Tonu 60 lira olana 93 lira ödüyoruz. 60 lirayken zarar etmiyordu, kâr ediyordu. 2 misli asgari ücretle biz tutuyoruz bir de ilave olarak 93 lira veriyoruz, şimdi bir de onu artırıyoruz ilave olarak. Niye böyle şeyler yapıyoruz ya? Allah'tan korkmamız lazım. Bir anlamı var mı bunun? Yani, bununla ilgili söyleyeceğiniz Hükûmet adına bir şey var mıdır acaba?
Sayın Başkan, bu asgari ücret maddesinde de madenlerle ilgili aynı konuyla ilgili bir konu var biliyorsunuz, asgari ücretin 1.300'e çıkarılmasıyla ilgili. Bu da onunla ilgili, bunları birleştirelim; daha böyle dört başı mamur hâle getirelim, ne olduğu belli olsun. Beyanname üzerinden, bildirge üzerinden olsun. Aynı yöntemi kullanalım, böyle farklı yöntemler kullanmayalım ve de usulüne de uygun hâle getirelim; kanuna, mevzuata da uygun hâle getirelim bütün bunları. Tamam mı?
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, yani, asgari ücret maddesi farklı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öbürü de asgari ücret maddesi.
BAŞKAN - Yani farklı bir düzenleme.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O da aynı konuyla ilgili, öbürü de yer altı maden işletmelerinde çalışanlar...
BAŞKAN - Hayır, farklı bir düzenleme.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Aynı yöntemle yapılabilir, bir araya getirilebilir.
BAŞKAN - Onun içerisinde bir atıf söz konusu ama farklı bir düzenleme.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Farklı olmasın işte, bir araya getirelim. Doğrusu o olur. Niye ayrı ayrı yapıyoruz?
BAŞKAN - Yani ikisi birbirinden farklı düzenlemeler. Nasıl bir araya getirelim, nasıl "match" edeceğiz birbirine?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Madenlerle ilgili olarak bildirge üzerinden aynı şekilde, aynı mantıkla yapılır. Ne kadar işçi göstermiş, kaç kişi çalışıyor, onun üzerinden fark ödenir. Kârlılığı yetmiyorsa, tabii ki, niye yapılmasın? Orada ayrı, burada ayrı olur mu? İkisi de asgari ücretle ilgili, asgari ücret artışıyla ilgili, her ikisi de öyle.
BAŞKAN - Biri genel, bütün, çalışan ve sektörleri kapsayan bir düzenleme.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Orada da madenle ilgili olarak yapmışsınız. Genel düzenleme içerisinde madenlerle ilgili olarak ayrı bir fıkra getirmişsiniz.
BAŞKAN - Hayır, 3293... Ayrı bir kanunla Maden Kanunu'nda düzenleme yapıldığı için, oraya atıfta bulunmadan onların da bu kapsam içerisinde değerlendirilmeleri mümkün olamayacağı için o düzenleme yapılmıştır. Orada hazırlık aşamasında her iki asgari ücrete de destek verileceği şeklinde, 2 katı noktasında desteğin verileceğine ilişkin bir ibare vardı. Bu ibarenin doğru olmadığını, yanlış olduğunu...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kişi başına asgari ücretle ilgili 110 lira uyguluyorsun, 200 lira dersin, 250 lira dersin.
BAŞKAN - Efendim, değil, doğru olmadığını da söyleyelim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Neyse onu söylersin, aynı yöntemle yaparsın yani uzatmayın. Sonuçta bir destek olmayacaksa...
BAŞKAN - Canım, bir şey soruyorsunuz "Uzatmayın." diyorsunuz.
Uzatmıyorum, buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama yani burada var. Maden Kanunu'na göre bir beyanname, bildirge verilecek, 110 lira destek veriliyor. "Asgari ücreti maden işletmelerinde daha da fazla veririm." diyorsunuz. O zaman bir hesaplama yapalım, 2 mislini dikkate alarak daha fazla verelim o zaman.
BAŞKAN - Öneriniz için teşekkür ediyorum.
Sayın Tamaylıgil, buyurun lütfen.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Vallahi, pişman da oluyoruz öneride bulunduğumuz için yani bu Komisyonda olduğumuz için, çalıştığımız için, bilmem ne için. Yani, böyle bir kanun yapma olur mu Allah aşkına ya? Ne yapıyoruz Allaha aşkına ya? Böyle bir imansızlık, Allah'tan korkmazlık olur mu, bu kadar hukuksuzluk?
BAŞKAN - Efendim, imansızlık falan, lütfen bu söylediklerinizi geri alın. Bunlar çok ayıp, hiç yakışmıyor Sayın Kuşoğlu size.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu nedir peki? Biz doğru bir iş yapmaya çalışıyoruz, nedir yani? Deyin ki: "Evet, bu usulüne uygundur, bu doğrudur, bu bilmem nedir." Söyle, söyle, söyle, söyle, boşuna mı konuşuyoruz?
BAŞKAN - Yanlış olduğunu söyleyebilirsiniz ama hiç kimseyi imanla, imansızlıkla... Yapamazsınız böyle bir şey, söyleyemezsiniz. Yani, özür dileyin.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kimseye özel olarak bir şey söylemedim, kusura bakmayın lütfen.