| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, Bakan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kültür ve Turizm Bakanlığının, kamu kurumlarının ve basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, sükûneti sağlamak bakımından Shakespeare'in Macbeth'inden bir iki pasaj okumak herhâlde yararlı olacak diye düşünüyorum. Diyor ki Shakespeare Macbeth'te: "Oysa hep bilirsiniz nedir ölümlülerin başını yiyen, kendine fazla güven. Bir yanı daha var benim bozuk yaradılışımın. Zenginliğe de öylesine düşkünüm ki kral olunca keser biçerim bütün beyleri, yerlerini almak için. Kiminin incisine, elmasına göz dikerim, kiminin evine barkına. İştahım yedikçe artar, artınca da yok yere kavga çıkarırım en dürüst, en iyi dostlarımla, hepsini yok edip kendi varlığımı artırmak için. Bende değer aramayın; krallara yaraşan doğruluk, dürüstlük, ölçü, denge, cömertlik, dayatma, acıma, inanma, sabır, sağlam yürek, sarsılmaz istem, bütün bunların zerresi yoktur içimde. Buna karşılık ne kötülük ararsan bende. Evet ya, elimden gelse cehenneme dökerdim tatlı sütünü bütün uzlaşmaların. Barışık yaşayanları birbirine katar, tek dostluk bağı bırakmazdım dünyada."
Şimdi, belki de beş yüz yıldır bütün dünya tiyatrolarında binlerce sanatçı tarafından yüzyıllardır oynanan oyun bir çırpıda geçtiğimiz ay sahneden kaldırıldı. İşte, sonradan tekrar bu kasım ayında getirildiğini duyduk ama aralık ayında ne olacağı meçhul değerli arkadaşlar.
Şimdi, özü itibarıyla Hükûmetin bir kültür politikasının olduğunu söylemek zor ve kültür ve sanata yaklaşımda tek amacını da eleştirilmemek üzerine kurmuş. Sanat eserleri, sanatçılar...
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Macbeth mi eleştiriyor bunu? Onu mu anlayalım?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ya kardeşim, zamanında konuşuruz, derdin gücün "Acaba konsantrasyonu nasıl bozayım?" Çok mutlu oluyorsun.
BAŞKAN - Ya yapmayın, arkadaşlar, gerçekten...
Buyurun Sayın Akçay, devam ediniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yani sanat eserleri, sanatçılar iktidardan bolca bu olumsuzluğun uygulamalarını görmektedir ve son örneğini de işte bu Devlet Tiyatrolarında sansürlenen oyunda gördük. Macbeth iktidar hırsını, iktidar zulmünü, dostlara ihaneti, güç edinme ihtirasını anlatıyor ve en son 26 Ekimde oynanan oyun bir anda programdan çıkarılıyor ve sonrasında bir açıklama duyuyoruz: "Kaldırılmadı, teknik nedenlerle ertelendi." Tabii, bu teknik nedenlerin ne olduğunun açıklamasını merak ediyoruz. Oyunun içeriğinden iktidarın, güç sahiplerinin rahatsız olduğu ortaya çıkıyor. Üstelik oyunu programdan çıkararak ülkemizi bu kadar ileri demokrasi ve birtakım iddialı sözler karşısında dünyaya da mahcup ediyorsunuz. Gazetelere, televizyonlara, İnternet'e, sivil topluma, bankalara, memurlara, bütün toplumsal ve ekonomik kesimlere bir baskı söz konusudur ve sanatı da zapturapt altına alma gayreti her geçen gün artmaktadır. İktidar hırsı arttıkça sanata olan baskı da artmaktadır ve iktidarın bu hırsı insanların estetik değerlerine müdahale etme gücünün de kendisinde olduğunu düşünmeye başlamıştır. Şimdilik bu konuda söyleyeceklerim bunlar.
Bir diğer husus, 15 Eylül 2014 tarihli gazetelerde, basında yer aldı ve Sayın Bakan Ömer Çelik'in talebiyle etnik kimliklerin Türkiye'de bölgesel dağılımına dair bir harita hazırlandığı söyleniyor. Bu haritada etnik kimliklerin Türkiye'nin hangi bölgelerinde ve nerelerinde yaşadığı, ne kadar nüfusa sahip olduğu gibi bilgilerin yanı sıra, ülkenin geleceğine ilişkin temel taleplerin de yer aldığı ifade ediliyor. Bu çalışmanın basına yansıyan ilk bölümünde, 1965 yılına kadar nüfus sayımlarında sorulan "Ana diliniz?" sorusuna kişilerin verdiği yanıtlardan yola çıkarak oluşturulmuş. Tabii, daha sonra ne gibi bir çalışmalar olup olmadığını biz Sayın Bakandan elbette öğreniriz diye düşünüyoruz.
Bu çalışmanın Bakanlığın çalışma alanıyla ilgisi nedir? Bir de bu etnik köken merakı nereden gelmektedir ve bu çalışmalardan murat nedir, ne amaçlanmaktadır, bu konuda kamuoyunun, bizlerin aydınlatılmasına mutlaka ihtiyaç var. İnsanların, şehirlerin, bölgelerin etnik yapısıyla çok uğraşılıp merak edilmesi neye hizmet eder, onu da ayrıca tabii tartışmak ve düşünmek gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Manisa, turizm açısından birçok potansiyele sahipken çeşitli yetersizlikler nedeniyle, maalesef, istenen noktaya gelememiştir potansiyeli oldukça yüksek bir il olmasına rağmen.
Manisa, tarihî, doğal ve folklorik değerler bakımından zengin bir ilimizdir ve tarihi milattan önce 3000 yıllarına kadar giden ve daha sonra Osmanlı uygarlıklarına ait izlere de varan izler bulunmaktadır.
Özellikle Manisa merkez, Saruhanlı Osmanlı dönemi eserleri bakımından zengindir. Yine Kula kentsel sit alanı klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örnekleri bulunmaktadır. Kula'nın volkanik görüntüsü, Salihli'nin Sart Harabeleri, Kurşunlu Şelalesi yerli ve yabancı turizme açılması gereken yerlerdendir. Kula'nın son derece değerli jeolojik, tarihî ve kültürel mirasıyla Türkiye'nin jeoturizm noktasında değerlendirilebilecek ve buna uygun planlama ve koruma programlarının yapılacağı nadide yörelerden biridir. Kula'nın tarihî evleri, sokaklarıyla birlikte peribacaları turizm kenti olma yolundaki çalışmaları hızlandırılmasını gerektirmektedir. Ayrıca, Kula evlerinin restore edilmesi için gereken desteğin verilmesi sağlanmalıdır. Bu eserler kültür turizmi açısından da çok önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.
Ayrıca, Manisa termal turizm bakımından da oldukça zengindir. Demirci Hisar, Kula Emir, Turgutlu Urganlı, Salihli Kurşunlu termal turizm merkezleridir.
Merkez ilçenin hemen güneyinde yer alan, ünlü Manisa lalelerinin doğal olarak yetiştiği Spil Dağı Millî Parkı'nda 100'ü aşkın endemik bitki, 70 kadar da şifalı bitki mevcuttur.
Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu 11 Aralık 2009 tarihinde, Manisa ziyareti sırasında Spil Dağı'nın kısa zaman içerisinde spor ve sağlık merkezi hâline geleceğini, millî parkta teleferik istasyonu, rekreasyon alanları, festival alanları ve sağlık ve spa butik oteller yapılacağını söyleyerek Spil'in spor ve sağlık cenneti olacağını söyledi ancak aradan geçen beş yıllık süre zarfında herhangi bir çalışma göremiyoruz.
Dokuzuncu Kalkınma Planı hedefleri çerçevesinde Türkiye turizm çalışması hazırlanmıştı. Yine 2023 hedefleri arasında da Manisa ilinde kültür turizminin canlandırılarak Manisa'nın marka kültür kenti olması da yer almaktadır.
Son teşvik paketinde öncelikli yatırımlar belirlenmiştir. Bu yatırımlardan biri de kültür, turizm koruma ve gelişim bölgelerinde yapılacak turizm yatırımlarından, bölgesel desteklerden yararlanabilecek nitelikteki konaklama yatırımlarıdır. İzmir Bergama, Manisa Soma Menteşe termali 5 Nisan 2012 tarihindeki teşvik paketinden önce kültür ve turizm ve gelişim bölgesi ilan edilmiştir. Dolayısıyla, son teşvik paketinden Manisa'daki kültür ve turizm yatırımları yararlanamamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şu an, Manisa'da, 30 bine yakın tarihî eser sergilenecek müze olmadığından dolayı depolarda bekletilmektedir. Bu çerçevede, şehrimize tüm bu eserlerin sergilenebileceği büyüklükte bir modern müze...
BAŞKAN - Arkeoloji müzesi.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Evet, arkeoloji müzesi gerekmektedir. Tabii, 2008 yılında 2 milyon liralık bir ödenek aktarılmıştı ancak yer bulunamadığı için bu ödenek bekletiliyordu. Neticede, sözü fazla uzatmadan son durumu nedir, Manisa arkeoloji müzesiyle ilgili çalışmaların son durumu nedir, bu konuda da Sayın Bakandan bilgi almak istiyorum.
Bu düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum.