KOMİSYON KONUŞMASI

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Komisyonumuzun değerli üyelerini de saygıyla selamlıyorum.

Tasarı, teklifin Komisyonumuzun önünde olan hâliyle birçok ihtiyacı karşıladığını düşünüyorum. Millî Savunma Bakanlığıyla ilgili yapılan açıklamalara da yine açıklama getirmeye çalışacağım.

Bizimle ilgili olan bölümde, yurt dışında yaşayan 5 milyonu aşkın Türk toplumunun önemli bir kısmını... Yurt dışında 5 milyonu aşkın vatandaşımız var ve bunların da büyük bir kısmını Almanya'daki vatandaşlarımız ve Türk kökenliler oluşturmaktadır. Bu, Dışişleri Bakanlığından bize intikal eden bir açıklama. Bu itibarla dövizle askerlik hizmetinin Türk vatandaşlığından çıkma veya Türk vatandaşlığına hiç kaydedilmeme kararları üzerindeki olası etkilerinin Almanya özelinde incelenebileceği değerlendirilmektedir çünkü zaten yurt dışında en çok vatandaşımız da Almanya'da.

Almanya'da çifte uyruklu vatandaşlarımız dâhil olmak üzere, yaklaşık 2 milyon 700 bin Türk vatandaşı bulunmaktadır. Son beş yılda Türk vatandaşlığından çıkarak Alman vatandaşlığını seçen yaklaşık 90 bin erkek bulunmaktadır. Vatandaşlıktan çıkma gerekçeleri kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle beraber... Sayın Durmaz da ifade etmişti, çifte vatandaşları vatanla bağlamak amacıyla bir düzenleme, doğru. Vatandaşlıktan çıkma gerekçeleri kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle birlikte Türk toplumuyla yapılan temaslarda -oradaki büyükelçiliklerimiz ve konsolosluklarımız marifetiyle, kanalıyla- zorunlu askerlik hizmeti ve dövizle askerlik hizmet bedelinin yüksekliği vatandaşlıktan çıkma gerekçeleri arasında sıklıkla zikredilmektedir. Kişinin 3 çocuğu varsa 6 bin euro çarpı 3, 18 bin euro. Almanya'da Alman dahi iş bulamıyor artık. Bizim Türk vatandaşları da artık eskisi gibi onların bir refah toplumu, "6 bin euro ne ki, çok kolay ödenebilir." denecek durumda değil. Nasıl ki Türkiye'de bir işsizlik var ama Türkiye'den çok daha fazla işsizlik İspanya'da var, İngiltere'de var, Almanya'da var; kendi vatandaşları için var ve onların içinde dışlanmış, ötekileştirilmiş olan bizim vatandaşlarımız için evleviyetle var. Dolayısıyla, bunu bilmek gerekir diye düşünüyorum.

Yine, malumları olduğu üzere, Alman vatandaşlık mevzuatında "opsiyon modeli" olarak adlandırılan, belirli süre Almanya'da yaşamış olan yabancı ebeveynlerin Almanya'da doğan çocuklarına 18 yaşına kadar anne ve babalarının vatandaşlığının yanı sıra Alman vatandaşlığı veren, ancak 18-23 yaşları arasında anne ve babasının vatandaşlığı ile Alman vatandaşlığından birisini seçme zorunluluğu getiren bir düzenleme bulunmaktadır. Kişileri Türk ve Alman vatandaşlığı arasında bir tercih yapmaya zorlayan bu sistem nedeniyle vatandaşlığımızdan ayrılanlara ilişkin kapsamlı bir istatistiki veri mevcut olmamakla birlikte, Alman makamları tarafından yapılan açıklamalarda opsiyon modeli çerçevesinde tercih yapmak zorunda kalan erkek vatandaşlarının yüzde 95'ten fazlasının Alman vatandaşlığını seçtiği ifade edilmektedir.

Öte yandan, Almanya'da 21 Aralık 2014 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren düzenlemeyle birlikte Almanya'da doğan ve belirlenen şartları taşıyan, opsiyon modeli kapsamındaki kişilere çifte vatandaşlık hakkı tanınmaya başlanmıştır, 1 Ocak 2015 başından itibaren. Ancak bu hakkın tanınması erkek vatandaşlarımızın Türk vatandaşlığında kalma kararlarını etkilemeyebilecektir. Nitekim Almanya'da yaşayan Türklerin yaş dağılımları, geçmiş yıllardaki tercihleri ve yaşam koşulları dikkate alındığında hâlihazırda opsiyon modeli (seçenekli) kapsamdaki yaklaşık 650 bin genç vatandaşımızın yeni düzenlemeyle çifte vatandaşlık hakkı elde etseler dahi askerlik yükümlülüğü veya dövizle askerlik bedelinin yüksekliği gibi gerekçelerle Türk vatandaşlığından çıkma eğiliminde olduğu bir vakıadır. Dolayısıyla da böyle bir ihtimali dikkate alarak... Böyle bir risk de var. Niçin kendisinin vatandaşıyla... Normal demokratik ülkeler vatandaşlıktan kahramanlık beklemezler. Vatandaşın normal vatandaş olmasını, normal bir vatandaş ne yapması gerekiyorsa vatandaşın onu yapacağını, onu yapması gerektiğini bekleyerek düzenleme yapılır. "Ya, bin değil 6 bin avro ödesin." demek doğru değildir. Eğer böyle de bir gerekçe varsa hele ki kimin -yani bu ifade denildi de ondan diyorum- 3 çocuğu varsa, 18 bin euro da varsa...

MUSA ÇAM (İzmir) - Sıfırlayalım Sayın Bakan, sıfırlayalım.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yani o da, belki o da... Biraz önce dedi ki: "Devletle bir bağı olsun mu, olmasın mı?" Biz 6 bine indirdik ama inşallah siz ileride iktidara geldiğinizde de sıfırlarsınız.

MUSA ÇAM (İzmir) - Onun cevabını yarın vereceğim.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Peki. Dolayısıyla bir tercihtir, bu bizim...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 6 bin sizin zamanınızda mı yapıldı?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Şöyle, onu da arz edeyim efendim: 5 bin...

MUSA ÇAM (İzmir) - Siz 10 bin liraya çıkardınız.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, onu söyleyeceğim.

MUSA ÇAM (İzmir) - 6 bin liraydı, 10 bin liraya çıkardınız.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Onu söyleyeceğim, onu söyleyeceğim.

Bizden önce 5 bin küsur, 5.100; 5.132...

MUSA ÇAM (İzmir) - 5.150.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Öyle bir küsuratlı bir avro vardı fakat yirmi sekiz gün de temel askerlik eğitimi vardı. Temel askerlik eğitiminde vatandaş orada uçağa binecek, burada gelecek, bir temel askerlik eğitiminde kalacak, geri gidecek. Dolayısıyla Genelkurmayımız dedi ki: "Ya, bu temel askerlik eğitimine gelen askerlerin hiçbirisinin bize katkısı olmuyor, aksine başına insanlarımızı koyuyoruz." Kimisi de işini kaybediyor yani yirmi sekiz gün için bile olsa geliyor. Hatta çifte parlamenter olan vatandaşlarımız var. Soruyorum, nerede bu parlamenter? Türkiye'de askerlik yapmaya gitti. Dolayısıyla kişiler de biraz farklı bakabiliyor. Şimdi, bizde de vatandaş olup da İsrail'de askerliğe giden vatandaşlarımız var. Dolayısıyla "Böyle tereddütleri ortadan kaldırmak için de temel askerliğin kaldırılması uygun olur." diye Genelkurmay Başkanlığımız bildirdi. Temel askerliği kaldırınca şöyle: 5 bin euro var, uçakla gelip gidecek, üstüne de koyduğumuzda 10 bin avro ödeyebilirler. Çünkü temel askerliği ortadan kaldırdık, 10 bin avroyu koyduk ama buna da çok büyük bir tepki oldu. Hukuk yaşayan bir olgu. Bir elbiseyi diktiriyorsunuz, aradan zaman geçince görüyorsunuz ki ya elbise küçülüyor ya siz kilo alıyorsunuz, elbiseyi değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Bu da doğrudur aksi hâlde cendereye alır hukuk kuralları. 10 bin avroya çıkardığımızda büyük bir tepki oluştu. O zaman Bakanlar Kuruluyla buradaki belirtilen miktarın...

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakanım, gömlek değiştirmekten elbise değiştirmeye mi geldik, ne yaptık?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Burada yüzde 50 Bakanlar Kurulu indirebilir veya artırabilir 1 katına kadar, o kuralı dikkate alarak 6 bin avroya düşürdük. 6 bin avroya düşürdük ancak buna da itiraz geldi. Dolayısıyla vatandaşın taleplerine karşı duyarlı olmak herhâlde siyasetin olmazsa olmaz unsurudur.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Biz de vatandaşız Sayın Bakanım; bir sürü talepte bulunduk, dikkate almadınız.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu seçim sürecinde dile getirildi.

Dövizli askerlikten kaç kişi faydalanmış? Yıl itibarıyla, yıllık olarak ne kadar faydalanıyor? 2013'te 10 bin kişi faydalanmış, 2014'te 14 bin kişi faydalanmış, 2015'te 6 bin kişi faydalanmış; 6.477. Dolayısıyla böyle de düşen bir trend var, eğilim var, gidişat var. Bir şekilde vatandaşla...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Pardon, 2013'te ne kadardı Sayın Bakanım, kaç avroydu 2013'te?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - 2013'te 10 bin avroydu.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Siz her rakamı düşürdüğünüzde sayı azalıyor.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Doğrudur, ne yapalım? Vatandaşımız sonuçta bu, vatandaşımız.

BAŞKAN - Yok, 2014'te bir artış var.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, pardon, bu yeni maddeyle getirilen kriterlere uyan kaç kişi var bunların içerisinde?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Efendim, bunlardan itibaren 125 bin kişi var.

BAŞKAN - Yok, yok, efendim, önerge geldi Sayın Usta, o kriterler kalkıyor, mevcut hâl muhafaza ediliyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Siz önergeyi boş verin.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yani efendim, mevcut hâl, değerli arkadaşların vermiş olduğu, 125 bin civarında bir...

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, şu anda mevcuttaki 6 bini bine mi düşürüyoruz?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu yasanın etkileyeceği kişilerin sayısı 125 bin gibi bir rakam, değişir, ayrı bir şey ama mevcut hâliyle diyorum.

BAŞKAN - Yani tasarıdaki kriterleri de tabii, bu 125 bin çok aşağıya gidiyor.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Doğrudur.

Efendim, yine, bir başka husus, Sayın Kuşoğlu da söyledi, "Bu getirdiğiniz albayların işte, bir siyasi gerekçeyle bir tasfiyeye tabi tutulmasın." Burada gönüllülük esas yani yasadaki tabiri itibarıyla aynen şunu söylüyor: "...talep eden..." Dolayısıyla talep edenin olduğu yerde bir siyasi tasfiyeden bahsedilemez.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde hâlen albay rütbesinde 6.102 personel görev yapmaktadır. Bu rakam toplam personel sayısının yüzde 16'sına tekabül etmektedir. Yani albaylarda bir yığılma var. İdeal oran ise işte, bütün NATO ülkelerinde, Avrupa ülkelerinde yüzde 8 gibi. Demek ki 6 bin sayısını 3 bine indirebilmemiz lazım. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan albay sayısı ortalama veya ideal oranın, ideal sayının 2 katıdır.

Bu getirdiğimiz düzenlemeden kaç kişi yararlanacak? 1.075 personele etki edebilecek. Tümünün, bu 1.075 kişinin de emeklilik talebinde bulunması hâlinde bütçeye getireceği yük ise 50 milyon TL olarak hesaplanmıştır.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Bakanım, sözünüzü kesiyorum ama çok önemli bir şey sormak istiyorum.

Şimdi, "6 bin albay" dediniz ama Türkiye'deki yani millî savunmayla ilgili baktığınızda, her albayın bugünkü gündem içerisinde aldığı görevin stratejik bir ağırlığı var. Yani sadece parasal ve gönüllü olmakla "Hadi, ben emekli oluyorum." diye isteyene... Mesela dönem dönem gündeme, basına da yansıyor, uçucu olarak pilot açısından baktığınızda Silahlı Kuvvetlerin Hava Kuvvetleriyle ilgili belli bir personel eksikliğinden söz ediliyor veya da Deniz Kuvvetleriyle ilgili. Yani şimdi sadece "Hadi, yaşı geldi." diye bütün stratejik önem ve başlıklarını göz ardı ederek ona göre bir promosyonla emekli etmek Millî Savunma Bakanlığı veya Türkiye'nin kendi savunma stratejisi açısından ne kadar sağlıklı olabilir?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tamaylıgil.

Sayın Bakanım, buyurun.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum.

Kuvvet komutanlıkları tarafından mart ayı başı itibarıyla atama planlamaları yapılmakta. Hava Kuvvetlerinde gerçekten nitelikli pilot ihtiyacımız vardır, onlar için de ileriki dönemde belki bir düzenleme gelebilir. Şu anda, yaklaşık almış oldukları eğitime kıyasla on beş yıldan önce bırakmıyorlar ancak şu anki durumda...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - On yıla düştü bildiğim kadarıyla.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, eğitimlerle birlikte yaklaşık on üç buçuk, on dört, on beş yıla yaklaştı. Dolayısıyla, onlar albaya bile gelmeden eğer ayrılacaksa binbaşılıkta ayrılıp sivilde çalışmaya başlıyorlar. Kuvvet komutanlıkları tarafından mart ayı başı itibarıyla atama planlamaları tamamlanmış olacağından taslağın işte, mümkünse en geç şubat ayı sonu yasalaşması büyük önem arz etmektedir. Albay belli bir statüye gelmiş, sizin de söylediğiniz gibi, bunlara mutlaka belirli bir yer göstermek lazım. Bu yer gösterdiğinizde işte, âdeta sanal mı demek lazım, kadro şişirilmesine mi gidiyor, makam şişirilmesine mi gidiyor, ayrı bir yerler açmak lazım. Bu da...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Merkez albayı mı, merkez valisi mi ya da bakanlık müşaviri...

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İşte o yok. Ama çok doğru bir tabir. Merkezdeki bir valilik olmadığında, bir uyumsuzluk, ahenksizlik oluyor. Bunu da, işyerindeki uyumu, ahengi sağlayabilmek için de böyle bir tenkisatın yapılması uygundur.

Yine, bir başka sayın milletvekilimiz şunu söyledi: "Peki, ya, bu böyle hep durmadan mı yapılacak? Daha önce de yapıldı." Silahlı Kuvvetlerimizin bir reform çalışması var, yeniden yapılandırma çalışması var. O reform çalışmasıyla birlikte Yüksek Askerî Şûrada bunların emeklileriyle ilgili karar alınabilir diye düşünüyorum. Umuyoruz ki bu son teşvik sistemidir diye düşünüyorum.

Yine, torba... Gerçekten, torba kanunu biz Bakanlar Kuruluna da işte, getirmeyelim, doğru bir şey değil... İşte, her birisi -biraz önce Sayın Bakanımız da söyledi- bir bakan askerle ilgili sanır, biraz sonra geçen işte, mali yılbaşından bahseder, bir başkası enerjiden, kömürden, madenlerden bahsediyor yani farklı farklı, dikkatler dağılıyor gibi. Biz de dedik ki doğru olan ihtisas komisyonlarında görüşülecek şekilde torba kanunun olmaması. Şu olabilir: Benim Bakanlığım yani Millî Savunma Bakanlığıyla ilgili veya Enerji Bakanlığıyla ilgili... Millî Savunma Bakanlığında personel kanunudur, askerlik kanunudur hepsi bir araya getirilebilir, buna torba kanun demeyelim, kanun numaraları farklı farklı da olsa. Ama şimdi, burada farklı bakanlıkları da bir araya koyuyor, bunu istemiyoruz ama kerhen önünüze geliyor, bazen de zorunluluktan kaynaklanıyor. Ama belli bir süreç içerisinde istenmeyen şeyden vazgeçileceğini düşünüyorum.

Yine, bir arkadaşımız söyledi ki: "Her yüksek lisans yapana bir yıl kıdem veriliyor, üç yaparsa üç..." diye. Daha sonra bir değişiklik yapıldı, bir sefer bir kıdem veriliyor.

Yine, bir başka sayın vekilimiz dedi ki: "Kişisel verilerin korunması yasası çıkmadan bu yasanın çıkması doğru değildir." şeklinde bir açıklama yapıldı. Bakanlar Kurulunda en son kişisel verilerin korunmasına ilişkin... Bu aynı zamanda vize mecburiyeti için de zorunlu, Avrupa Birliği tarafından da zorunlu kılındı, imzaya açıldı, yakında gelir Parlamentoya fakat onun dışında mevcut Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 9'uncu maddesine "Gerek nüfus kayıtları gerekse nüfus kayıtlarının dayanağı olan belgeler gizlidir." diyerek zaten bir koruma sağlamıştır diye düşünüyorum.

MUSA ÇAM (İzmir) - Beklese ne olur yani yeni kanunu çıkarsak da ondan sonra bunlar gelse veyahut da onunla beraber görüşülse ne olur?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yani o da zaten en kısa zamanda çıkacak çünkü Sayın Başbakanımızın sayın genel başkanları ziyaretinde ise Avrupa Birliği vize mecburiyeti çerçevesinde, Avrupa Birliği paketi içerisinde olan bütün kanunlara destek verileceğini ifade ettiler. Bunların içerisinde birkaç tane -dediğim gibi- şubata kadar çıkması gereken bu birkaç yasa var, işte, asgari ücret yükünün paylaşılmasıyla ilgili birkaç yasa var. Bunlar ne kadar erken olursa şeydir yoksa tek başına bunun ondan sonra çıkmasında da hiçbir sakınca yoktur.

Yine, bir başkası burada Sayın Diyanet İşleri Başkanımızın bir açıklamasını söyledi, baktım nedir diyerekten, bir farklı altını çizme vardır diye. Diyanet İşleri Başkanının açıklaması şu: "Biz hiç kimseye -hiç kimse yok ama aldım- dinî statü veremeyiz. Statüyü ancak bu yolun bizatihi sahipleri belirleyebilir." Çok doğru bir şey, "Herkes kendisini tanımlasın." diyor. "Bizim daima iki kırmızı çizgimiz olmuştur." diyerek o da, "Bir tanesi Aleviliğin İslam dışında bir yol olarak tarif edilmesini kabul edemeyiz." diyor. Yani, bizim de dediğimiz bu, inancımız bu. Bizim inancımızı diyoruz ama bir kardeşim de kalkar derse ki... Ama Alevi kardeşlerimizin yüzde 90 ve üstü Aleviliğin Türk İslam anlayışı, Türk anlayışı olduğunu söylüyorlar. Herhâlde "Ayrı bir dindir." diyenlerin oranı çok çok azdır diye düşünüyorum. Dolayısıyla, Diyanet İşleri Başkanlığımızın...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Paylan yok. Bence bunu yarın söyleseniz, o da duysa iyi olur.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İkincisi de yine "Cemevleri camilerin alternatifi gibi gösterilmesi de doğru değildir." demiş. E zaten buna herkes de katılıyor. Ve "Cemevleri İslam inancının bir şubesidir, bir branşıdır, bir gereğidir." şeklinde...

KADİM DURMAZ (Tokat) - Ya da Aleviliği devletin istediği şekilde tanımlama olur.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok. Yani diyor ki, başta söylüyor, Alevi kardeşim kendisini tanımlar, bir başkasının da onları tanımlama yetkisi, hakkı yoktur diyoruz.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, toparlarsanız...

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Efendim, hemen.

Yine, gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan... Birisi "Gelir dağılımı gittikçe kötüye de gidiyor. Dolayısıyla, bu gelir dağılımında, işte, 100 bin euro, avro, dolar, yurt dışında okuyan, evladını okutacak da bu 4 bin avro vermemek için, işte, veya daha az vermek için zenginlere yönelik bir şeymiş" gibi söyledi. İşte, Türkiye'de kötüye... Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı 0'a yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1'e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eder. Türkiye'de 2014 yılı itibarıyla Gini katsayısı 0,39'dur. Bu Gini katsayısı 1994'te 0,49'du, 2002'de 0,44'tü, 2010'da 0,40 oldu, şimdi de 0,39.

Türkiye'de, yine, gelirden alınan payda...

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım...

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Buyurun.

Bu TÜİK'in yeni resmî raporunu söylüyorum.

ERHAN USTA (Samsun) - Yalnız bunu söylemek durumundayım.

Şimdi, işte, bu torba kanunların sıkıntısı bu, biliyor musunuz? Sayın Bakana şimdi normal olarak bir kağıt veriliyor ve Sayın Bakana -çok affedersiniz- yalan konuşturuluyor. Niye biliyor musunuz?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, yok, bu TÜİK'in resmî raporu.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, onlar mukayese edilecek rakamlar değil. Bakın, açın Kalkınma Bakanlığını, 2006'dan başlatıyor. Belki 2006 öncesiyle mukayese edemezsiniz, Gini katsayısı mukayese edilmez. Yani...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Gelir hesaplaması...

BAŞKAN - Hesaplama yöntemiyle farklılıklar...

ERHAN USTA (Samsun) - Millî Savunma Bakanı olarak bunu savunmak durumunda kaldığınız zaman böyle oluyor herhâlde. Bu yanlış bir mukayese, asla kabul edilemez.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, toparlarsanız lütfen.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, kişisel, mesela...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Elmalar ile armutları...

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok.

İnsani Gelişmişlik Endeksini de efendim Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı da belli bir yıldan sonra yayınladı ama diyor ki "Eğer ki o hesaplama usullerini 1960'lı yıllara uygulasaydın yine Türkiye'nin İnsani Gelişmişlik Seviyesi buydu." Dolayısıyla, 1960'lı yıllardaki İnsani Gelişmişlik Seviyesi bu dediğinizde "Siz bunu nasıl söylersiniz? O dönemde böyle rapor dahi yoktu veya kavram dahi yoktu." denildiğinde öyle bir kıyaslama için...

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır efendim.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Şimdi, yok, benim söylediğim şu...

ERHAN USTA (Samsun) - Bir dakika.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Usta...

ERHAN USTA (Samsun) - Gini katsayısı...

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Gini katsayısı 2014 yılında 0,39 mu?

ERHAN USTA (Samsun) - Gini katsayısında ciddi bir yöntem değişikliği oldu ve TÜİK kendisi de diyor. Diyor ki: "Bunu 2006'dan öncekilerle mukayese edemezsiniz."

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Tamam, peki.

ERHAN USTA (Samsun) -"...mukayese edilemez." diyor yoksa yani "Gini katsayısını da biz çıkardık." falan demeyin Allah aşkına...

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, yok. Gini katsayısı 2006'dan önce... 2010'da 0,40'tı, şimdi 0,39 olmuş. Biraz daha iyileşmiş. Yeter mi? Yetmez.

ERHAN USTA (Samsun) - OECD ülkelerinde en kötü 3'üncü ülkeyiz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir dakika.

Bir başka husus, yine, Türkiye gelir dağılımı açısından 5 bölüme ayrılırsa, 2002 yılında millî gelirden en düşük kesimin -yüzde 20'nin- aldığı pay yüzde 5,3 iken 2011'de bu yüzde 6,5'e çıkmış. En yüksek gelir -5'inci derecede yüzde 20- millî gelirin yüzde 50'sini alırken şimdi yüzde 45,2'ye çıkmış. Yeter mi? Yetmez. Ama eskiye kıyasla daha kötüye gittiği söylenirse doğru değil diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Efendim, iki hususla bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yine, Sayın Durmaz söylemişti: "Engellilerimiz var, özürlülerimiz var, yaşlılarımız var." Mobil kayıt cihazlarıyla engelli ve hastaların evde kaydı yapılabilmektedir.

Bir başka şey, Sayın Bülent Kuşoğlu'nun "Siyasi reform olabilir mi?" sorusu vardı. Reformun tanımına bakınca daha iyi duruma getirme, düzeltme, iyileştirme gibi bir anlam çıkıyor. Dolayısıyla, kanun yoluyla yapılan daha iyi iyileştirmeye kanuni yasal reform denilebilir.

Yine, bir başka konu: "Kamu adına denetlemekten niye kaçınılır? Hükûmet bununla neyi perdelemeyi amaçlıyor diye düşünüyorum." denmişti. Bülent Bey, bu, Hükûmete hep ön yargıyla bakma olur. Niye düşünüyorsunuz ki? Hükûmet bir şeyi getirirken yani olumlu bakmanın genel olması lazım. Şüphenin, kuşkunun istisna olması lazım ama her getirilene "Bakıyorum da neyi perdelemeyi amaçlıyor?" demek... Bu bir şeydir.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O zaman gerekçesi olacak Sayın Bakanım, gerekçesi yok ki, tabii ki öyle bakarım.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dolayısıyla da bakın, şunu çok net söylüyorum: Geçmişe kıyasla her alanda daha iyiyiz. Daha iyi olmamız gerekir mi? Güzel. Efendim, bakın, milletimiz de bunu biliyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu hâle sizler getirdiniz Sayın Bakanım.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.