KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım; şimdi, ben toplam 6 şıkta itirazlarımı usulle ilgili olarak söyledim, 2 de Anayasa ihlali gerekçem vardı. Bunlardan sadece tali komisyon raporlarını ilgili tali komisyonların cevaplamadığını söylediniz, onun dışındakilere cevap vermediniz. Bir de Anayasa Mahkemesiyle ilgili bir konu söylediniz.

BAŞKAN - Cevapladı efendim, cevaplamadı demedim, cevap geldi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, sizin cevaplamadığınız...

Ben 6 başlıkla, 2 de Anayasa ihlaliyle ilgili görüş bildirdim. Bakın, bunlar...

BAŞKAN - 3'ü cevaplanmış olacak.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, şimdi, siz tecrübeli bir bakansınız. Sizden, Hükûmetten bir tasarı geliyor; madde gerekçeleri var, genel gerekçesi var. Aynı genel gerekçeyi ve madde gerekçelerini göstererek aynı hükümleri bazı arkadaşlarımız -burada Komisyonda bulunanlar değil ama- bazı milletvekilleri imzalayarak teklif hâline getiriliyor. Bunun etik olarak, ahlaki olarak doğru bir tarafı var mıdır? Maddeler de aynı, gerekçeler de aynı, genel gerekçesi de aynı. Bu doğru bir şey midir? Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir kere yanlış yani bununla ilgili...

BAŞKAN - "Etik olmayan tarafı" derken yani milletvekillerine teklif vererek...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çok açık.

BAŞKAN - Açık değil, daha net.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Daha net söyleyelim: Bakanlık vermiş, imzalamışsınız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hükûmet tasarısı olarak gelmiş, aynısı.

BAŞKAN - Yani çünkü "etik" demek, ahlak kurallarını bağlıyor. Ahlak kurallarına uymayan ne var? Yani onu daha şey yaparsanız...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Hükûmet teklifi" bunun adı.

BAŞKAN - Yani İç Tüzük'e aykırı bir durum mu var? Ahlak kurallarına uymayan ne var yani?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Açıklamadan, izahtan varestedir." denir ya Sayın Başkanım, bu izahtan vareste bir durum ya.

BAŞKAN - Efendim, biz Başkanlık Divanı olarak daha net anlamak istiyoruz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hükûmet teklifi dedik ya kardeşim.

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani bu böyle.

Torba gelmeyecekti, yine torba geldi. Bu sefer acelemiz yok, hani 31/12'ye yetişmesi gereken bazı hükümler vardı, maddeler vardı, acele edilmesini anladık Sayın Bakanım ama bu sefer acele edilmesinin bir anlamı yok, bir hafta içerisinde yine çıkarırız. Burada çoğunluk var zaten, biz de yokuş yapmayız, çıkarırız, acelesi yok hiçbirisinin. Yine torba olarak geldi.

Etki analizi yapılması lazım; ne getiriyor, ne götürüyor, ne kadar yük getiriyor bütçeye ya da yük alıyor, bilmemiz lazım, hiçbirisi yok. 5018'e göre -ki sizin iktidarınız zamanında kabul edilmiş bir kanun- buna göre etki analizinin yapılması lazım. Ne getiriyor, ne götürüyor, hiçbirisiyle ilgili olarak yok. Yani bir sıkıntı çıkarmıyoruz, konuşuyoruz ama bir problem olsun, sıkıntı olsun, yokuş yapalım anlamında değil. Tali komisyon raporları dedim, dediniz ki: "Onlar cevaplamadı." Tamam ama...

BAŞKAN - Cevaplamadı demedim efendim, cevapladılar, cevapları geldi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani cevapları var da olumsuz geldi.

BAŞKAN - Görüşemeyeceklerini ifade ettiler, o da bir cevaptır efendim yani cevaplamadılar demedim.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "İlgili meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları davet edilmedi, görüşleri alınmadı." dedim, ona da cevap vermediniz. İlgili sendikaların da burada olması gerekir, ilgili meslek kuruluşlarının burada olması gerekir, bunlarda eksiklikler var.

BAŞKAN - Efendim, davet ettiğimiz kurumların listesini ben size sunayım. TÜRK-İŞ, TİSK, TÜRMOB; bunların hepsi davet edilmişlerdir yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir alt komisyon istedik, alt komisyonun da kurulması lazım. Bunlarla ilgili cevap vermeniz lazım.

Şimdi, Anayasa'ya aykırılık konusunu öncelikle dikkate almanız lazım. Sayıştayla ilgili konuda diyorsunuz ki: "Anayasaya aykırılık yoktur." Şimdi, Sayıştayla ilgili Anayasa Mahkemesinin kararında çok net diyor ki... Anayasa'nın "Sayıştay" başlıklı 160'ıncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde "Sayıştay merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleriyle sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleriyle, mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine sunar." diyor.

BAŞKAN - Hangi kurumların?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki bütün kamu kurumlarının, sosyal güvenlik kurumları da dâhil.

BAŞKAN - Kamu idarelerinin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Bütün gelir ve giderlerini", bir sınırlama olmaksızın. Bu gerekçeyle bu iptal edilmiş. İşte, Şükrü Bey de hukukçu. Şimdi, buna çok net olarak aykırı bir husus. Bu konuda bir görüşme açmamız lazım, en azından arka tarafta bir görüşülmesi lazım, bunu dikkate almanız lazım, bir.

İkincisi, sosyal güvenlikle ilgili olan husus, biraz önce söyledim bu asgari ücretle ilgili olan maddeyi. Anayasa'nın eşitlik ilkesine o da aykırı. Şimdi, bazı şirketleri teşvik ediyor, bazı şirketlerin sosyal güvenlik yükünü alıyor bir gerekçe olmaksızın, bazılarınınkini almıyor ve orada sosyal güvenlikle ilgili olarak yine gerekçe gösterilmeksizin bazı kişilerin, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarının sosyal güvenlik yükü devlet tarafından karşılanmış oluyor, bir kısmının karşılanmamış oluyor şirketler üzerinden. Anayasa'nın bakın 10'uncu maddesine kanun önünde eşitlikle ilgili, "Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." diyor. Sosyal güvenlikle ilgili olarak yine 61'inci madde var, 60'ıncı madde var, bunlara aykırılık teşkil ediyor, bunlar da çok açık. Bunları dikkate almak, tartışmak zorundayız. Sayın Bakanım, bunları laf olarak getirmiyoruz yani bunlar bizim dikkat etmemiz gereken... Biz iş yapıyoruz, Türkiye Büyük Millet Meclisi burası, burada doğru dürüst iş yaparsak ki biraz önce söylendiği gibi, işin dilinden başlayarak amacına kadar, içeriğine kadar, her şeye uymamız lazım yani bunun bir acelesi yok ki, bu şekilde bir kanun çıkarmamızın bir şeyi yok. Vallahi, şunu söyleyeyim samimi olarak: Evde ben öğrenciliğimden daha fazla çalışıyorum. Ben eski bir hesap uzmanıyım, muavinliğimden daha fazla çalışıyorum; gidiyorum, evimde oturuyorum, çalışıyorum çünkü bir sorumluluğumuz var, bir görev ifa ediyoruz, bunun dalga geçilecek bir tarafı yok ki. Ama, ben bu kadar uğraşırken, hepimiz bu kadar uğraşırken Başkanlığın da, Plan ve Bütçe Komisyonunun da bunu dikkate alması lazım, aynı şekilde, sizin de aynı niyeti taşımanız lazım. Bizim kötü niyetli olduğumuzu, kötü niyetli olarak bunları söylediğimizi herhâlde iddia etmezsiniz. Siz de aynı şekilde düşünün.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, sizin çalışmalarınızı takdir ediyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Acele olması gerekenlerde bakın, anlayış gösteriyoruz, gösterdik, destek oluyoruz ama acelesi olmayan, acil olmayan konularla ilgili olarak da siz de anlayış gösterin, bunlar usulüne uygun, ruhuna uygun, bu Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışır bir tarzda çıksın.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonu Anayasa ve İç Tüzük'ün kendisine vermiş olduğu yetki ve sınırlar dâhilinde işleri yürütmektedir. Burada Anayasa'nın 160'ıncı maddesi açıktır. Burada Sayıştaya ne diyor? "Merkezî bütçe kapsamındaki idareler ve sosyal güvenlik kurumları" diyor değil mi?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Bütün gelir ve giderleri" diyor, "bütün gelir ve giderleri ve malları" diyor.