| Komisyon Adı | : | (10 / 123, 124, 125, 126) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Profesör Doktor Fatih Selami Mahmutoğlu'nun, çocuk istismarları ve hukuki boyutları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 18 .05.2016 |
FATMA BENLİ (İstanbul) - Hocam, sunumunuz için çok teşekkür ediyorum. Aslında, son bıraktığınız yerden ben devam edeyim müsaadenizle.
Aslında beden ve ruh sağlığı bozulması durumunda verilen ceza çok ağır olduğu için bu da mahkemelere yansıması bu kadar ağır bir cezayı vermektense sanığı beraatla sonuçlandıralım şeklinde bir yargıya dönüştü. Ki, maalesef, Adli Tıp da babanın çocuğuna karşı gerçekleştirdiği istismar vakalarında bile bu kadar ağır bir ceza verilmesin diye maalesef, raporun farklı yönde geldiğine dair birtakım vakalara tanık olduk. Aslında, bu da içinde bulunduğumuz durumun zorluğunu gösteriyor. 103/2 Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinde Meclisin hemen yasa çıkartmamasının sebebi bu sorunu çözmenin çok kolay olmamasından kaynaklanıyor.
Biz burada genel olarak ailelerin çocuklarını evlendirmesinden bahsettik ama devam eden davalara bakarsak, vakalara bakarsak lise çağındaki pek çok çocuğun kaçtığını, aileler bizi aramasın diye beraber olduklarını, ondan sonra yaşanan pek çok keşmekeşin var olduğunu görüyoruz. Biliyorsunuz, bu suç birden fazla işleniyor, bir farklı ağırlaştırıcı sebebin var olması hâlinde 103/2'de adam öldürmenin cezasından daha fazla bir ceza veriliyordu. Şimdi, Anayasa Mahkemesi iptal ederken de bu gerçekliğe işaret ediyor. Verilen ceza adam öldürmeden, insan öldürmeden daha fazla. Ayrıca, rızayla birlikteliklerin var olduğu durumlarda, çocukların rızayla beraberliklerinin var olduğu, o beraberliklerin devam ettiği, işte buna ister "evlilik" dersiniz ya da farklı birliktelik dersiniz ama devam ettiği, dolayısıyla iki tarafın da karşı tarafın cezalandırılmasını istemediği durumlarda bile verilen cezanın çok ağır olması bütün tarafları etkiliyor dediği için iptal etti. Şimdi, Meclis bu konuda yeni bir düzenleme yapsa, cezanın alt limitini azaltsa farklı bir sıkıntıyla karşı karşıya kalacak. Tamamen rızaya dayalı bir beraberlikte, tarafların arasında hiç rızanın bulunmadığı, çok uzun süre devam eden beraberliklerde cezanın indirimi getirilsin dese bahsettiğiniz gibi acaba erken evliliklerin önü açılır mı, işte kişi tecavüzcüsüyle evlendirilmek zorunda bırakılıyor mu gibi soru işaretlerine sebebiyet verecek. Ama, bir taraftan da işte karşımızda bir sıkıntı var.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - İşte ortada, ceza hukukunda...
FATMA BENLİ (İstanbul) - Aslında ben de tam ona gelecektim.
Ceza Yasası'nda, biliyorsunuz, ilk çıktığı zaman eşler arasındaki yaş farklılığı ağırlaştırıcı sebepti. Sonuçta, 16 yaşındaki iki gencin beraber olmasıyla, 16 yaşında ve 40 yaşında bir insanın beraber olması çok farklı ama aradaki o beş yıllık fark dilimini bile Anayasa Mahkemesi iptal etti çünkü beş sene diyorsunuz dedi, belki altı olur, belki yedi olur ama belirttiğim gibi ortada bir sorun var ve biz bu sorunu çözmek zorundayız. Yani 16 yaşındaki iki çocuğa verdiğimiz cezayı 16 yaşında bir kızla beraber olan 40 yaşındaki bir erkeğe vermemeliyiz.
Bu noktada, yeni bir yasa değişiklik teklifi geldiği zaman ben ceza hukukçusu olarak sizin görüşünüzü gerçekten merak ediyorum. Eğer, yurt dışındaki örneklerde taraflar arasında yaş farklılığının var olduğu durumlarda özel bir durum varsa belki onu biz Komisyon olarak ileri sürebiliriz diye düşünüyorum.
Uzattım, kusura bakmayın Başkanım.
İkincisi: Sonuçta, pedofili hastalarının özellikle çocuklara karşı gerçekleştirilen saldırılarının maalesef kişinin hayatı boyunca çok fazla kişiye karşı gerçekleştirdiğine ilişkin birtakım bilgiler aldık uzmanlarımızdan. Dolayısıyla, kimyasal kastrasyon karşımıza çıkıyor ama orada da devletin bedensel ceza vermemesi gibi bir ikilemle karşı karşıyayız. Peki, sanık kimyasal kastrasyonu kendisi kabul ederse o zaman hem insan hakkı ihlali gerçekleştirmeden sorunu çözebilecek belki bir yöntem bulabiliriz. Bu durumda örneğin bir ceza indirimi olması, işte yirmi senelik cezanın beş seneye indirilmesi gibi bir durum ceza hukuku açısından çok mümkün olur mu? Bu konudaki görüşlerinizi almak istiyorum işin doğrusu.
Bir de yine pedofili hastalarında elektronik kelepçeyle devam ettirilmesi konusunda, başka ülkelerde örnekler varsa ben görüşünüzü almak istiyorum çünkü cezaevinden çıktıktan sonra bu kişinin sürekli takibi onun haklarının ihlali anlamına gelir çünkü artık cezasını çekmiştir ama toplum güvenliği, özellikle çocuğun üstün yararı açısından da böyle bir önleme ihtiyacımız var. Bu nokta da pedofili hastalarına yönelik bir örnek varsa tekrar görüşünüzü açıklarsanız sevinirim.
Sağ olun.