ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biz o gün alt komisyon olarak ziyaretimizde Makine ve Kimya Endüstrisinin Sayın Genel Müdürü bize müzesini gezdirdi, onunla ilgili teşekkür ediyoruz.

Makine Kimya 1950 yılında Türk Hava Kurumuna hafif nakliye uçağı ve aynı zamanda Danimarka'ya ambulans tipi uçak ihraç edecek üretim noktasında ama ne yazık ki 1968'te tekstil fabrikasına orası dönüşmüş. Gezdiğimizde gerçi uçağın o döneme ait bir maketini müzede görmedik, müzede o da olursa yapılanlarla ilgili faydalı olur.

MAKİNE VE KİMYA ENDÜSTRİSİ KURUMU ESKİ GENEL MÜDÜRÜ İZZET ARTUNÇ - Türk Hava Kurumunun Kore Anıtı'nın içindeki müzede var, vermiyorlar efendim.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Biz Makine Kimyanın müzesinde istiyoruz.

Şimdi, alt komisyonda bazı sorular yöneltmiştik. Bunlar millî piyade tüfeğinin projesinin tüm AR-GE çalışmaları Makine Kimya Kurumunda yapılmasına rağmen diğer firma Kale Kalıp AŞ'nin neden projeden iş payı aldığını, özellikle, Pakistan'a verilen silahlarda Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu ve Kale Kalıp AŞ firmasının maliyetlerinin ayrı ayrı neden oluştuğunu, Pakistan'a verilen silahlarda Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu işin asıl külfetine katlanmakta iken Kale Kalıp AŞ firmasının işin kaymağı yiyor gözükmesinin nedenini, kurumun Alman firmayla yaptığı AR-GE çalışmalarında neden bu firmanın tercih edildiğini, kurumun AR-GE projelerinde birim başına ayrılan maddi miktarın 230 bin lira dolayında, bu miktarın AR-GE çalışması açısından çok düşük kaldığını, AR-GE'ye gereken önemin verilmediğini, yapılan AR-GE çalışmaları ve projelerin yararlı ve gelecek odaklı mı olduğu ve kurumun 17 AR-GE projesinin 13 projesinde hiçbir şey yapılmamış, nedenini sormuştum. Bu anlamda, AR-GE projesi tamamlandığında bu projenin kurum önüne açılıp açılmayacağını belirtmiştim. Buralara genelde verilen yanıtlar beni tatmin etmedi. Bunların gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü kapsayıcı bir anlatım içermiyor, yalnızca klasik tanımlarla yanıtlanmış.

Şimdi, benim bir önerim var: Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde basına da yansıdığı gibi, Makine Kimyanın aralık ayında başlayan müdürüne ocak ayında bilgileri casusluk maksadıyla verdiği noktasında bir işlem gerçekleştirildi ve kendisi şu anda sanırım tutuklu bulunuyor. Şimdi, bu konuyla ilgili olarak biz alt komisyonda konuşmuştuk ama üst komisyona taşınmamıştı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacına binaen mevcut piyade tüfeği yerine ikame olunacak Modern Piyade Tüfeği Projesi'ne ilişkin alınan Savunma Sanayiciler Komitesi kararları doğrultusunda, Millî Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve kurum arasında sözleşmeye esas olan tüm faaliyetler ve teslimatlarla ilgili olarak öngörülen kapasite doğrultusunda seri üretime en kısa sürede geçebilmesi için Savunma Sanayii Müsteşarlığı nezdinde gerekli koordinasyonun sağlanması girişimi, herhangi bir cezai yaptırımıyla karşılaşmaması için kurumdan kaynaklanmayan gecikme sebeplerinin ayrıntılı olarak tespiti, proje uygulama takvimini izlenmek üzere üst kurula taşınması yönünde bir önerim var.

Keza, ayrıca, burada şimdi, modern piyade tüfeği bir özel kuruluşa yaptırılıyor. Doğal olarak, bu, casusluk olarak tanımlanıyorsa kurum böyle bir ilişkiyi hangi sınırlar içinde gerçekleştiriyor yani gizlilik ölçüsü ne? Çünkü siz sonunda bir silahın üretilmesi için başka bir kuruma bu bilgileri veriyorsunuz. Burada şöyle bir amaç da ben gene bütün içinde sonuçta raporla ilgili bir değerlendirmemi yapacağım ama bir sezinlediğim bir şey var, Makina Kimyayı sanki giderek devre dışı bırakıp alt yüklenicilerle bu iş, örneğin, Kale Kalıp var, gene roketatarda başka bir firma var, bunlara veriliyor ama bunlarda oluşan olumsuzlukların bütün yükü de Makine Kimyaya kalıyor. Bu bağlamda, kurumun sanki giderek tasfiyesiyle bu işlerin dışarıda yapılması gibi bir anlayış benim genel bütüne baktığımda gözüme çarptı. O gün söylemiştim, açıklaması yapılmıştı ama son bölümde anlatacağım. Kurum genelde, hurda gelirleriyle kârda görülen bir kurum, ürettikleriyle değil. Bu bağlamda, bu önerinin gündeme alınarak izlenmesi gerektiğini düşünüyorum, son olaylardan sonra bu durumun değerlendirilmesi önem arz ediyor.