KOMİSYON KONUŞMASI

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de diğer milletvekili arkadaşlarımın beyanlarına büyük itibarla katılıyorum. Yönetim şekli itibarıyla da ÇAYKUR'un ve yöneticilerin daha agresif, daha takipli, daha kaygılı yönünü de ben takdirle karşılıyorum. Biz burada pek çok kurumu denetliyoruz bazen işte "Bakanlığa yazdım bekliyorum." modundan ziyade takip usulünü biz başarılı buluyoruz. Ürün çeşitlendirmesinde de yine ÇAYKUR'u başarılı buluyoruz.

Yine vekillerimizin de ifade ettiği gibi işte DİDİ markasının sadece Rize'ye özgü değil, işte, orta Anadolu'da -siz de bilirsiniz Sayın Gürer- "dedim", "dedi" gibi bir markanın da söylenmesi markaya sahip çıkılmasını da sağlamış. Başarılı bir reklam çalışması olmuş. Muadillerine göre aslında bir rekabet ortamında güzelde bir marka oluşturulmuş.

Ben değişik bir şey söyleyeceğim, değişik bir şey teklif edeceğim. Bu konuda aslında bir teslimiyet de var ama bizim bu teslimiyetten çıkmamız lazım. Çay sadece Rize'nin değil ulusal da bir ürünümüz. Yani milletimizin her gün içmiş olduğu bir ürün. Sadece Rize ve çevresinde yetiştiğini biliyoruz. Rize dışında bir yerde yetişir mi, yetişmez mi, dünyadaki örnekleri nedir, ne değildir. İşte Karadeniz'in başka yerlerinde, Ege'de, Akdeniz'de yetişir mi, yetişmez mi? Çeşitlendirmesiyle ilgili, bununla ilgili bence kurumun bir AR-GE çalışması yapması ama bu AR-GE çalışmasını derinlemesine yapması gerektiğini düşünüyorum, dünyadaki örneklerine bakması gerektiğini düşünüyorum. Sadece Rize üzerinde bir teslimiyetin doğru olmadığını düşünüyorum. Varsa tabii, yoksa yapacak da bir şey yok ama bu konuda bir AR-GE çalışması, gerekirse de Sayıştay da raporuna alırsa uygun olacağını düşünüyorum.