KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, burada en önemli konulardan biri de -sizin dediğinize katılıyorum ama- bu kaçak çay olayı. ÇAYKUR artık çay piyasasını düzenliyor diyebiliriz Türkiye'de.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Benim sorduğum soru kaçak çaya da ciddi bir cevap.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet.

500-600 bin ton civarında bizim bir yaş çay üretimimiz var. Aşağı yukarı 500-600 bin de özel sektör alıyor toplamda 1 milyon 100 bin, 1 milyon 200 bin ton gibi çay üretimimiz var. Bunun karşılığında da çay üretimi gerçekleştiriliyor, çay yaprağı ham madde, onun karşılığında da bir üretim gerçekleştiriliyor ama Türkiye'nin temel tüketimi bu değil. Bir defa, Türkiye'nin çay tüketimi konusunda bir çalışmanız var mı? Bu rakamlar nelerdir son beş yıl itibarıyla? Bunu öğrenmek istiyorum. Bir de şunu biliyorum ki: Geçen KİT komisyonlarında, önceki dönem KİT komisyonlarında Gümrük ve Ticaret Bakanı Rizeli hemşehriniz Hayati Yazıcı olmasına rağmen Türkiye'ye en çok kaçak çayın girdiği dönemi yaşadık. Anlamadım, garip bir şey. Aslında bunu önlemesi gereken... Çünkü, Doğu Karadeniz'in bir sektörüdür çay. Sonuçta oradaki istihdamı sağlayan, göçün birazcık da olsa önüne geçmeye çalışan, insanlara gelir kaynağı olan, bunun yan sanayisini üreten bir ürün çay ve bu dönemde en çok kaçak çayın girdiği dönemleri yaşadı Türkiye. Yine sizden şunu talep ediyorum: Son beş yıl içerisinde Türkiye'ye kaçak giren çay oranı... Veya şöyle diyelim daha netleştirebilmek için: Türkiye'de tüketilen çayın oranı... Bunun zaten üretiminin ne kadarı ÇAYKUR tarafından, ne kadarı özel sektör tarafından karşılanıyor, ne kadarı da kaçak giriyor? Çünkü, kaçak girme çok önemli. Hem Türkiye'de üretilen çaya zarar veriyor hem de devletin müthiş bir maddi kaybına neden oluyor. Adam geçerken KDV ödemiyor, gümrük vergisi ödemiyor, sizin buradaki piyasada almanız gereken payın önüne geçiyor -birçok madde sayabiliriz, alt alta sayabiliriz- hepsi devlete zarar veriyor. Bu zarar tabii hepimize yansıyor, sonuçta sadece size yansımıyor. Size yansımış olsa "Bırakın zarar edin." diyeceğim ama böyle değil tabii olay, bütün Türk toplumuna yansıyor, onun için de bunların önemli olduğunu düşünüyorum. Bu kaçak çayın önlenmesi konusunda da ciddi tedbirler alınması yani köpek falan olayı değil. Örneğin, bizim kaçak çayın en çok girdiği bölge Güneydoğu Anadolu sınır hattımız, İran sınırından başlayıp bizim Hatay sınırına kadar gelen alan. Bu alanların da bugünlerde kontrolsüz oluşu, elini kolunu sallayarak insanların içeri girmesi -hatta başka olaylara da sebebiyet veriyorlar- tabii bunu bilen bu kaçakçılık işiyle organize olmuş insanların Türk piyasasına ne kadar sahip olduğunu da hep beraber görmek açısından bu cevapları sizden bekliyorum.

Teşekkür ederim.