KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, basınımızın değerli mensupları; konuşmama başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Sayın Bakan, sizi Bakan olarak görmekten -tabii, daha öncesinde Bakan oldunuz ama ilk bütçe görüşmeniz bu- memnun olduk burada çalışma arkadaşlarınız olarak. Başarılar diliyoruz, başarılarınızın devamını diliyoruz. Tabii, Ermenek'te yaşanan maden faciası hepimizi çok ciddi anlamda üzdü. Burada, Ermenek'teki maden kazasında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet ve yakınlarına ve ulusumuza, size, hemşehrilerimize başsağlığı diliyorum.

Sayın Bakan, tabii, siz de plancısınız ben de plancıyım. Planlama konusu önemli bir konu. Bizim gibi kıt kaynağı olan, gelişmekte olan ülkelerde kıt kaynakları hangi önceliklere dağıtırsak daha hızlı gelişiriz, gelişme daha dengeli olur? Bu gelişmeyle birlikte toplum içinde var olan sorunlar çözülür noktasına bir yaklaşımdır planlama yaklaşımı, bir kaynak tahsis mekanizmasıdır. Bu açıdan da ulaştırma-haberleşme sektöründe de çok yaygın biçimde kullanılmasına ihtiyaç var.

Şimdi, tabii bazı sektörlerde, tarım gibi, sanayi gibi sektörlerde planlamayla elbette kamunun ne yapacağına ilişkin çerçeveyi çizersiniz ama onun dışında özel sektörün yaygın olduğu alanlardır bunlar. Ama altyapı yatırımları alanında ve kamunun bu işin başında olduğu ve bizzat yatırım yaptığı kamu yatırım programı eliyle ya da kamu-özel ortaklık modeliyle, özel sektöre bu işleri yaptırdığı bir yapının içinde planlama önemli. Şimdi, o açıdan AKP dönemine baktığımızda şunu görüyoruz: Ulaştırma alanında elbette atılan birtakım adımlar, sağlanan başarılar var ama bunlar öngörülenlerin, planlananların dışında gelişmeler olarak gerçekleşmiş.

Şimdi, tabii, bir Sekizinci Kalkınma Planı vardı ama o tabii AKP iktidara gelmeden önce hazırlanmıştı ama Dokuzuncu Kalkınma Planı -ki 2007-2013 yıllarını kapsıyor ve ilk ve tek yedi yıllık plandı- orayı da siz AKP Hükûmetleri hazırladı yani bürokraside, şeyinde ve orada hep şu söylendi: "Ulaştırmada çok dengesiz bir yapı var. Bu dengesiz yapı düzeltilecek." Ulaştırma türleri arasındaki bu... Yani kara yolu, hava yolu, deniz yolu, demir yolu arasındaki hem yolcu hem yük taşımacılığındaki dengesiz yapı ortadan kaldırılacak. Hatta aynen şöyle söylüyor Dokuzuncu Plan: "Ulaştırma türlerinin teknik ve ekonomik açıdan en uygun yerlerde kullanıldığı dengeli, akılcı ve etkin bir ulaştırma altyapısının oluşturulması gereği." Bu, temel amaç olarak belirlenmiş, gene aynı şekilde, yük taşımacılığında demir yolunun geliştirilmesi stratejik bir amaç olarak belirlenmiş, böyle baktığınız zaman çok iddialı hedefler var ama üzerinden, bir de aynı zamanda onuncu Kalkınma Planı da hazırlandı, bakıyoruz, ne yazık ki, burada gerçekleşenler planlananların, öngörülenlerin tam dışında olmuş. Hem yolcu taşımacılığında hem yük taşımacılığında kara yolunun payı, dengesiz olan, ağırlıklı olan payı azaltılamamış. Şimdi, 2015 yılı programında da rakamlar var, Eurostat'ın rakamları var yani karşılaştırmalı olarak Avrupa ülkeleriyle, AB ülkeleriyle Türkiye'yi kıyaslıyor, orada da diyor ki: AB 28'de -yani 28 ülkeden oluşan AB yapısı içinde- karasal ulaşımda -ki kara yolu, artı, demir yolunu kapsıyor- yolcu taşımacılığın payı yüzde 93, yük taşımacılığı yüzde 81'miş. Türkiye'de ise yolcu taşımacılığı yüzde 98, yük taşımacılığı ise yüzde 95. Yani bu çok ciddi bir durum. Yani kara yolu taşımacılığı gibi baktığınız zaman... Türkiye'nin sonuç itibarıyla, Türkiye petrol ithal eden bir ülke, yani bunun bu kadar bu şeyin içine girilmiş olması, böyle bir taşımacılığın, ki o dönemde de Hükûmetinizin bu duble yollarla başlattığı birdenbire tüm kamu kaynaklarının bu alanlara aktarılması ve diğer alanların ihmal edilmesi sonucunda var olan dengesiz yapı daha da dengesizleşmiş. Şimdi, bu bir başarı değil. Elbette yapılan bir başarı var, ülkenin kaynaklarını kullanıyorsunuz. Yani şöyle söyleyeyim: Kamu yatırım bütçesinin ortalama üçte 1'i, bazı yıllarda yüzde 40 Ulaştırma Bakanlığı tarafından kullanılıyor. Bu açıdan da baktığınızda, bir şey bu. Diğer taraftan, sadece ülkenin kaynakları da değil, AKP hükûmetleri iktidara geldiği zaman 2002 yılında dış borç stoku 130 milyar dolarmış, şu anda 402 milyar dolar. Yani ortadaki rakamlar var. Yani bu kaynaklar buralara gitmiş.

Diğer taraftan, Sayın Bakan, ulaştırma altyapı yoğunluğu incelendiğinde gene Türkiye'nin AB 28 ortalamasının oldukça altında kara yolu, otoyol ve demir yolu ağına sahip olduğu görülmektedir, yüzde 19'u düzeyinde, yüzde 19, yüzde 20'si, beşte 1. Hatta programda da bir ibare var, asfalt kaplamalı köy yolları değerlendirmeye alınsa dahi ülkemizin kara yolu yoğunluğu AB 28 ortalamasının yarısı düzeyinde. Yani bu hem yük hem yolcu taşımacılığında ağırlıklı olarak kara yolunun kullanılması fiziki standartlar ve ağ yoğunluğu açısından zaten yetersiz olan kara yolu altyapısının hızlı biçimde yıpranmasına ve verimsiz bir ulaşım sisteminin oluşmasına neden oluyor. Kara yolları, yeni kara yolları gerektiriyor. Kara yollarını çok kullandığınız zaman onların onarımı, bakımı açısından oralara ciddi paralar harcamanız gerekiyor ve böylece, ülke kaynaklarının son derece verimsiz kullanıldığı ve amaçlananlara ulaşılmadığı bir yapı ortaya çıkıyor.

Diğer taraftan, gene planda, Dokuzuncu Plan'da da, 2007-2013'ü kapsıyordu, bu lojistik merkezleri ihalesi ciddi anlamda ön plana alınmıştı ki doğru bir yaklaşımdı. Orada da aynen şöyle diyor: "Limanların yükleme, boşaltma yapılan noktalar olmalarının yanı sıra kombine taşımacılık yapılan birer lojistik merkezi hâline getirilmesi hedefi doğrultusunda tüm ana limanların kara yolu ve demir yolu bağlantıları tamamlanacaktır." Ama ne yazık ki, bunun çok uzağındayız şu anda. Şimdi, en son biliyorsunuz onuncu Kalkınma Planı'ndaki öncelikli dönüşüm programlarından birisiydi, en son yeni eylem planı açıklandı, taşımacılıkta lojistiğe dönüşüm programı diye, orada da gene baktığınız zaman ciddi eksikliklerin olduğunu görüyoruz. Bir kere, ortada bir lojistik mevzuatı yok. Yani hangi kurum hangi işi yapacak, nasıl olacak, kendi aralarındaki iş birliği, koordinasyon, o mevzuat nasıl oluşturulacak en tepeden, yasalardan ta aşağıya kadar, yönetmeliklere kadar, bunların... Ve burada da öngörülen süre başlama bitiş süresi olarak, Sayın Bakan, 2018 sonu. Gene, lojistik mastır planının hazırlanması öngörülüyor, gene 2017 sonu. Yani bu alanda da baktığımızda, yani iktidara geldiğiniz 2002 yılı sonundan itibaren bir de on iki yıl var, on iki yılda baktığımız zaman çok bir şey yapılmamış, daha önümüzdeki üç yıla, dört yıla bunu ittiriyorsunuz. Bu açıdan baktığımızda, ulaştırma açısından sıkıntılar gözüküyor.

İzin verirseniz Sayın Bakan, buradan biraz bölgeme geçmek istiyorum, İzmir'e. Tabii, Çandarlı ya da Kuzey Ege Limanı... Bakın, mendirek inşaatı yeni bitti Sayın Bakan. Bu çok eskiden beri zaten var olan bir proje. Önce, bunun AB projesiyle yapılması söz konusuydu.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - Çandarlı'yı kastediyorsunuz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Çandarlı'yı kastediyorum, Çandarlı ya da Kuzey Ege Limanı diye de geçiyor, biliyorsunuz. Yani bu, uzun süre AB projeleriyle yapılacaktı, ondan sonra olmadı, girildi devreye, mendirek inşaatı da yeni bitti ama altyapı ve üstyapı işleri için yap-işlet-devret modelinin uygulanacağı söyleniyor ama orada bir gelişme yok. 5 Kasım 2013 tarihinde ihaleye girilmiş, teklif gelmemiş, o zamandan beri yapılan bir şey de yok. Üzerinden bir yıl geçmiş, bir ihaleye de çıkmamışsınız. Ne zaman başlayacaksınız, ne zaman bitireceksiniz? "Bitiş tarihi 2018 sonu." diyorsunuz, bunun çoktan girmiş olması gerekiyordu çünkü bu hazırlanırken önemli bir plandı, baktığınız zaman bütün Avrupa'nın deniz ulaşımı üzerindeki o belli birtakım stratejik merkezleri var, onların da ulaştırma çerçevesi, stratejik noktaları üzerinde de yer alan bir çerçeveydi. Gene aynı şekilde, demir yolu bağlantısı 2018 sonunda tamamlanacak, daha etüt projesi bile yapılmamış yani bu açıdan baktığınız zaman çok ciddi bir gecikme var. Yani yarın ihalesini yapamamışsınız, ihaleye teklif çıkmadı. Yani şimdi yaptığınız yeni açıklamada ne olacak Sayın Bakan? O zaman girin, bitirin başka türlü, illa her şeyi kamu-özel ortaklık modeliyle yapmak zorunda değilsiniz. Yani bazı şeylerde eğer öncelik varsa kaynakları alırsınız, oraya yönlendirirsiniz, plancılık da bunu gerektirir. Alırsınız bir yatırımı, bitirirsiniz, ondan sonra öbürlerine dönersiniz. "Bütün yatırımları alalım, koyalım, hepsine para ayırmayalım." anlamlı bir yaklaşım değil.

Diğer taraftan, 2014 yılı Yatırım Programı'nın gene İzmir dağılımına bakıyorum. Kara yolları açısından baktım, İzmir'in kara yolları bakımından durumu evlere şenlik, çok vahim Sayın Başkanım. Yani burada var, bakıyorum, çoğunlukla 2010, 2011'de başlamış yatırımlar, üzerinden geçmiş, "Hepsinin bitimi 2016, 2017." diyorsunuz, daha para ayrılmayanlar var, hiç para ayrılmamış. Yani söyleyeyim size: Bergama çevre yolu, 2011'de başlamış, şimdi "2017'de bitecek." diyorsunuz, 34 milyon liraymış, şu ana kadar 4 bin lira ayrılmış, 2014 programında da 2 bin lira. Torbalı-Ödemiş-Kiraz yolu ki çok önemli. Bakın, ulaştırmanın şöyle bir önemi var: Sayın Bakan, İzmir hem tarım hem sanayi hem de hizmet kenti ve ulaştırmanın burada ekonomik aktiviteleri birleştirme açısından çok büyük önemi var. Bütün buralar, hem aşağıda Küçük Menderes havzası hem yukarıda Bakırçay havzası tarım bölgeleri, dünyanın belki en verimli toprakları içinde. Aliağa gibi bir yer var, ağır sanayinin, demir çelik...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bitireceğim, birkaç konu kaldı Sayın Başkan.

Yani bu açıdan çok ciddi bir durum var. Bakın, Torbalı-Ödemiş, gene aynı şekilde çok verimli topraklar. Tire'si, Kiraz'ı, buraya bakıyorum, gene aynı şekilde 98'de başlamış, 91 kilometrelik bir yol. 2017'de bitmesi öngörülüyor burada, 242 milyon liraymış, şu ana kadar harcanan 8 milyon lira. 242 nerede, 8 nerede? Torbalı-Tire ayrımıyla Belevi'yi birleştirecek. 17,5 milyon lira, 4 bin lira şu ana kadar harcanmış, 2 trilyon da 2014 yılında. Bergama-Aliağa ayrımı, Zeytindağı-Yunt Dağları, 13,5 milyon liraymış, hiç ayrılmamış o zamana kadar ta başladığı yıldan itibaren, ondan sonra işte, ona bir, iki... Yani iz bedeli dediğimiz bir olay var, biliyorsunuz, oraya koyuyorsunuz onu, oraya bin lira, 2.bin lira böyle sembolik bir para koyuyorsunuz, onunla bu şeyi devam ettiriyorsunuz. Yani bütün projeler böyle. Aliağa-Çandarlı otoyolu daha 2008'de başlamış, etüt projesi bitmemiş, daha yarısı harcanmamış. Gene İzmir çevre yolu var Çiğli-Aliağa arası, 2007'de başlamış, üzerinden sekiz yıl geçmiş, hiçbir şey yok, daha etüt projesi bitmemiş. Bizim de hep söylediklerimiz İzmir'in kamu yatırımları açısından ne kadar ihmal edildiğini gösteriyor Sayın Bakan, hep söylüyoruz biz bunu. İzmir kamu yatırımlarından hak ettiği payı alamıyor. İzmir Türkiye'nin 3'üncü büyük kenti, hem tarım kenti hem sanayi kenti hem hizmet kenti, limanı var. Alsancak şehrin içinde, diğer limanıyla baktığınızda bütün bu bölgenin aynı zamanda iç Ege'yle olan bağlantılarının da kurulmasına ihtiyaç var, sadece İzmir içi de değil. Yani orayı Manisa'yla, Denizli'yle, Aydın'la, onlarla beraber düşüneceksiniz. Hatırlayın, Osmanlı Dönemi'nde de yapılan o ilk demir yolları o bölgede yapılıyor. Yani niye? İçerideki birtakım tarım ürünlerinin taşınması ve limandan ihraç edilmesi için. İzmir 19'uncu yüzyılda ihracatta Osmanlı İmparatorluğu'nda 1'inci sırada, ithalatta da İstanbul'dan sonra 2'nci sırada.

BAŞKAN - Sayın Türeli...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Yani bu açıdan çok ciddi bir ihmal var ortada ve bunların hepsi duruyor. Şimdi, tabii, 2015 yılı programını görmedik yani şimdi, bu bittikten sonra yatırım programı hazırlanır, orada netleşecek bunlar ama bu konulara ilişkin düşüncenizi de almak istiyorum. 2015'te gerçekten bunlara ciddi kaynak aktarıyor musunuz? Çünkü sunuşunuzda daha çok büyük projeler var ama benim bütün bahsettiğim, İzmir'in ilçelerinin birbirlerine bağlanması, İzmir'e bağlanması, demir yollarının yapılması, kara yolu bağlantılarının hepsinin tamamlanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konulara da ayrıntılı bir açıklama yaparsanız sevinirim diyorum.

Ben de teşekkür ediyorum, bütçenizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum.