| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2014 |
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli katılımcılar; öncelikle ben de "Bakanlığınız hayırlı olsun, Ermenek'teki kayıplar dolayısıyla da vekili olduğunuz için başımız sağ olsun." diyorum.
Muhalefet size, gerçekten birçok bakana nasip olmayan bir güven telkin etti, bu ilk döneminiz olduğu için ama şimdi anlatacaklarımı dikkatle dinlemenizi rica ediyorum, çok iyi niyetli uyarılar. Mega projeleriniz ve bunun içindeki üçüncü havalimanı. Biz bu konuda ağzımızı açar açmaz "Siz bu ülkeyi sevmiyorsunuz, mega projeler istemiyorsunuz." Bunu diyen her arkadaşıma şunu söylüyorum: Ne olur bu belgelerine baksınlar, bu mega projeler nedir? Niye yapıldı? İçeriği nedir? diye. Kendileri samimi bir baksınlar, eğer aynı görüşe varmazsak kabul edeceğim. Öncelikle şunu rica ediyorum: Partinizin Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş desin ki "Mega projelerin yeri doğrudur, üçüncü havalimanının yeri doğrudur." Bütün basın önünde söylüyorum, Kadir Topbaş'tan bu beyanı Cumhuriyet Halk Partisi olarak bekliyoruz: "Mega projelerin yeri doğrudur, üçüncü havalimanının yeri doğrudur." Bunun detaylarına girmeyeceğim, çok vakit yok.
Öncelikle ihalesiyle ilgili bir şey söyleyeyim: Sayın Bakan, biliyorsunuz Kamu İhale Kanunu'na göre ihaleye fesat karıştırmaktan yargılananlar, ihaleye yargılanmanın sonuna kadar -yargılanmanın sonucu şudur: Hükmün kesinleşmesine kadar ki Kamu İhale Kurumunun orada bir sürü ayak oyunu var ama vakit yok ona da girmiyorum- kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanır. Üçüncü havalimanı konsorsiyum adına teklif veren Nihat Özdemir, Mavi Akım Projesi'nde ihaleye fesat karıştırma ve rüşvetten yargılanırken nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek bedelli ihalesine katılıp, pey sürebiliyor? Yargılanırken, Kamu İhale Kanunu'nun 58 ve 59'uncu maddeleri çerçevesinde bu soruya cevap vermenizi rica ediyorum. Bu durumda, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek bedelli ihalesi, ihaleye fesat karıştırmakla sakatlanmıştır. Yazık o komisyon üyelerine, kim vermedi bu yasaklama kararını? Kim vermedi? Mahkeme mi vermedi, idare mi vermedi, ikisi birlikte mi vermedi ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek bedelli ihalesine nasıl fesat karıştırıldı? Sayın Bakan, bununla sınırlı değil, onlarca işlem var ama bir tanesini size anlatayım: Bu, Fatih Altaylı'nın da istifasına veya gönderilmesine sebep olmuş bir konu: Pist yüksekliği belli, dünyanın en büyük hafriyatının yapıldığı inşaattan bahsediyoruz. İhale sonrası, nasıl olur da pist yüksekliği 30 metre düşürülebilir ki bu yaklaşık bir hesaplamaya göre 2 milyar avro değerinde bir rantı yatırımcıların cebine koymaktır. Şimdi, burada deniliyor ki "Biz bunu hesaplayıp Hazineye gelir yazacağız." Böyle bir hakkınız yok. Eğer böyle esas bir değişiklik olacaksa ihaleyi yenilemek durumundasınız. Aksi takdirde edimin ifasına fesat karıştırma suçu olur. Yazıktır, günahtır, böyle bir şeyi imzalayanlar ve sizler böyle bir suçlamaya maruz kalırsınız.
Diğer bir şey: Finansman garantisi. Hazine Müsteşarlığı "Finansman garantisi yok." diyor, Ulaştırma Bakanlığı "Var." diyor. Üçüncü havalimanında -finansman garantisi ve talep garantisinden bahsetmiyorum- finansman garantisi verecek misiniz vermeyecek misiniz? Bu konunun netleştirilmesi lazım.
Bir diğer mesele, şimdi, yolcu projeksiyonları var. Mesela üçüncü havalimanında 6,3 milyar avroluk, geleceğe yönelik bir talep garantisi söz konusu. Şimdi, Kütahya Havalimanı önümüzde, 890 bin yolcu demişiz, 5 milyon avro ödendiği Sayıştay raporlarında yazıyor. Bütün bu söylediklerimi de sözleşmeler ve Sayıştay raporlarıyla teyit edebilirim ama vaktinizi almamak için söylemiyorum. Şimdi, Kütahya Havalimanı küçük bir örnek olarak önümüzde. Gelecekte üçüncü havalimanının, üçüncü köprü, Avrasya Tüneli, onlarca projeden önümüze korkunç bir tablo çıkabilir. Sizler, sonuçta dört yıllığına seçilmiş bir hükûmetsiniz. Önümüzdeki yirmi yıllık hükûmetler boyunca bu garantileri nasıl veriyorsunuz? Vatandaş şunu bilmiyor: Sayın Erdoğan diyor ki: "Vatandaşın cebinden 5 kuruş çıkmayacak." E bu 46 milyarı kim ödeyecek? Bu vatandaş ödeyecek yani devlet almayacak da işletmeci alacak. Bir sürü rekabeti ihlal eden koşul var. Üçüncü havalimanını burada bitireyim.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları. Şimdi, elinizdeki bu Sayıştay raporunda var, açın bakın, bulgu olarak yazmışlar. Ben size kabataslak ne yapıldığını anlatayım: Şimdi, normalde ihale kesin projeyle yapılır, kesin proje, -mimar olanlar bilir- ne olacağı bellidir. Ama avam projeyle ihaleye çıkılıyor. Niye? Çünkü, ihalede istenildiği gibi at koşturabilmek için. Öyle de olabilir, böyle de olabilir demektir avam proje. Türkiye'nin en önemli projelerine avam projeyle çıkılıyor. Avam projeyle çıkılması ne demek? İhalede köklü değişiklikleri ihale sırasında yapmak demek. Kazanana göre, sevdiğimiz kazanmışsa ne güzel, sevmediğimiz kazanmışsa bastıralım batıralım demektir bu. Peki, burada ne yapılıyor? Sayıştay raporu önünüzde, diyor ki: "Bazı işlere, teklifin on katı fiyat veriliyor." Mesela, 2 lira 17 kuruş, işte kazı dolgusu, adam 25 lira teklif veriyor. O 2 lira 17 kuruşu, 25 lira teklif verdiğini yapıyor, düşük tekliflerdekini yapmıyor. Ondan sonra sürekli ikmal ihaleleri, sürekli ikmal ihaleleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız, buyurun.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Türkiye Cumhuriyeti devleti Sayıştay raporuna bakın, elinizdeki rapora da bakın. Aynısını Sayıştay da söylemiş. Bu kadar baskı altında Sayıştay bunu söylüyorsa değerli arkadaşlar, çok çok ciddi sorunlar var demektir.
Sayın Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürü Van Gölü feribot ihalesini bir açıklasın bize ya. Nasıl olmuş da mal ve yapım ihalesi Kamu İhale Kanununı aykırı olarak birleştirilmiş? Ne geçmiş o iş adamıyla arasında? Hangi konular geçmiş? İş adamı niye delirmiş? Ne oldu Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında 17 Aralıkta hepimizin gördüğü soruşturma, ne oldu? Nereye gitti, buharlaştı mı? Yok mu diyeceğiz bütün bunlara?
Haydarpaşa Garı'nın çatısı yanarken çatıya çıkan adamın görevlendirmesi var mı? Niye çıkmış o Haydarpaşa Garı'na? Hangi görevlendirmeyle çıkmış? Detra'daki olanlar, diğer şeyler, şimdi vaktim kalmadığı için sadece sizi uyarı için söylüyorum. TELEKOM'un -başka bir adama ait, Hariri'ye ait- bizim TÜRKSAT'ın uydularını kullanamayacağına yönelik kanun var. Nasıl kullanıyor ya? Nasıl beş kuruş vermeden TELEKOM bunları kullanabiliyor?
Devlet Hava Meydanlarında, yine söylüyorum. PTT'ye geçiyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Hızlı geçiş sistemi yaptık. Ne oldu, OGS'den farkı ne? Niye pazarlık usulü yaptık bu ihaleyi? Şimdi biz köprüden geçeceğiz, ben arabayla geliyorum, bir yerde OGS, bir yerde HGS, millet birbirine giriyor. Ne oldu, niye pazarlık usulü? Kaç para ödedik biz bu ihaleye? Çalıkbank'a verilen ihale. "Hybrid mail" diye bir şeye 130 trilyon para harcadık ya! PTT Genel Müdürü -bir şey demiyorum- açıklasın bize. "Hybrid mail" çok ilkel bir şey ya! Burada "scan" edecekmişiz, karşıda print edecekmişiz, oradan alacakmışız, verecekmişiz. Yani en basit teknolojiye bile aykırı geliyor.
Bulunduğunuz bakanlık çok önemli bir bakanlık. Sizi DPT'den tanıyoruz. İnanıyoruz ki bu dediğim suç işlemlere imza atmazsınız ama eğer bu işlere imza atarsanız bizler babamızın oğlu olsa, arkadaşlık, dostluk bilmeyiz, bunun hesabını sorulsun diye son nefesimize kadar şey yapacağız. Umuyorum ki -sizi tanıyorum- böyle bir hukukumuz olmaz. Saygılar sunuyorum.