JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Komisyonumuzun hayırlı olmasını temenni ederek sözüme başlamak istiyorum.

Çalışmalarla ilgili yorum yapmadan önce, az önce yaşanan hadiseyle ilgili birbirimize azami saygıyı göstermek konusunda da özen göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Sayın Bekaroğlu'nun Başkan Vekilimiz Fatma Hanım'a yönelik dikte edici "Çıkarın, çıkar!" şeklindeki ifadelerini de doğrusu kendisine yakıştıramadığımı, burada bir bayan...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tekrar edebilir misiniz?

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Emir kipi kullanarak yani dikte ederek Başkan Vekilimize -kadın olmasını bir kenara bırakarak söylüyorum- üslubunuzun, tutumunuzun doğru olmadığını... "Çıkarın dışarı, çıkar dışarı!" şeklinde, tutanaklara bakarsınız tekrardan. Bazen böyle gergin ortamlar ağzımızdan istemeyeceğimiz sözlerin çıkmasına sebep oluyor. O yüzden, bu gergin ortamların da minimum seviyede olması konusunda hepimizin katkı sağlaması gerekir diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Gergin ortama tanık olmadığım için şu anda da öğrenmeye çalışıyorum.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Saygının önemli olduğunu düşünüyorum. İnşallah saygılı şekilde, samimi şekilde, burada ifade ettiğimiz sözlerin sloganda kalmayacak şekilde altını doldurarak bir çalışma dönemi geçirebilmeyi ümit ettiğimi belirtmek istiyorum.

Uluslararası literatüre baktığımız zaman beş çeşit istismar türü olduğunu görüyoruz: Fiziksel, duygusal, ihmal etme, bilerek zarar verme ve cinsel istismar olarak. Bu kapsamda, herhâlde yol haritamızı belirleyeceğiz diye düşünüyorum ama bunun dışında ben de sendikal hareketten de gelen bir milletvekili olarak çocuk işçiliği boyutunun mutlaka ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Uluslararası Çalışma Örgütünün de çağrılabilecek kuruluşlar arasında değerlendirilebileceğine inanıyorum.

Diğer taraftan, medya; yazılı ve görsel medya bağlamında bir araştırma ve dinlemenin burada faydalı olacağını düşünüyorum. Bunun da, medya boyutunun da istismar bağlamında... Artı, belki bu haberlerin yapılış diliyle alakalı da bu gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle de ayrı bir tematik oturum yapabileceğimizi düşünüyorum, ele almamız gerektiğine inanıyorum.

Diğer taraftan, ben de Sayın Metiner'in son bölümde söylediği gibi, bu suça iletilen ya da suçlarla ilgili, terör faaliyetlerinde çocukların istismar edildiğine inananlardanım. Bu bağlamda, Diyarbakır Anneleriyle de sık sık bir araya geldim. Çocukları dağa çıkarılan, kaçırılan ailelerimizle de bu konuda bir temas içerisinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu boyutuyla da konunun ele alınmasının faydalı olacağına inanıyorum.

En önem verdiğim konu da aile boyutu. Bu konularla ilgili istismara uğrayan çocukların davet edilmesinin çok sakıncalı olacağını düşünüyorum. Ama, aile içi iletişim bu istismar vakalarının ortaya çıkarılmasında aslında önemli olması gerekirken, baktığımız zaman, medyaya ve kamuoyuna yansıyan olaylarda genelde okullarımızda psikolojik rehberlik ve danışmanlık hocalarımızın bu vakaları tespit ettiğini ve ortaya çıkardığını görüyoruz. Bu olumlu bir gelişmedir ama aileyle ilgili de demek ki aile içerisinde iletişimle ilgili bir... Çünkü, herkes çok yoğun bir dönemden geçiyor, aileler içerisinde iletişimle ilgili sıkıntılar var, hepimiz bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz, belki çocuklarımızla yeteri kadar o iletişimi kuramadığımızdan hareketlerindeki ya da duygusal dünyalarındaki o değişimi fark edemiyor olabiliyoruz bu hızlı tempo içerisinde. Bu bağlamda, bu boyutun da Komisyonumuzda ele alınması, aile içi iletişim, ailenin bu istismar vakaları sonrasında nasıl bir tutum içerisinde olduğu, istismara uğrayan çocuklarımızın sonraki dönemlerde kaybedilmemesiyle alakalı konuların da Komisyon gündemimizde olmasının faydalı olacağına inanıyorum.

Yine bu Komisyonumuzda çalışılacak uzmanlarla ilgili: Aile Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığının yanında RTÜK benim önerim olacak, RTÜK'ten arkadaşlarımızın da uzman olarak çağrılabileceğini düşünüyorum. Dinlenmesinde fayda görülen kişiler ve kurumlarla alakalı liste var bende, hazırladım ama tabii dinledikçe de bu isimlerin artabileceğini düşünüyorum. Konular tartışılırken yeni alanlara doğru da kanalize olabiliriz.

BAŞKAN - Listeyi verdiniz mi?

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Listeyi ben şu şekilde size takdim edeyim.

Çalışma süresi konusunda biz maksimum faydayı sağlayacak, çocuklarımız açısından en üstün faydayı sağlayacak şekilde bir çalışma hedefliyoruz. Bu bağlamda, ben kendi adıma, haftada beş gün de deseniz çalışmalara katılmak için programlarımı buna göre ayarlama konusunda gayret göstereceğim. Başkanlık Divanımız nasıl takdir ederse, arkadaşlarımızın da programına uygun olacak şekilde... Ama, Komisyonumuzun en iyi çıktıyı elde edebilmesi için bütün üyelerimizin de birazcık fedakârlık göstermesi gerekiyor diye düşünüyorum. Herhâlde, bu fedakârlığı gösterecek arkadaşlarımız Komisyonda çalışmak üzere başvurmuştur diye düşünüyorum.

Tekrardan Komisyonumuzun hayırlı olmasını ve "samimi", "siyasetüstü" gibi kelimelerin slogandan öte, böyle içselleşmiş bir biçimde Komisyonumuza tecelli etmesini ümit ediyorum.

Teşekkürler.