KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sizin burada bulunmanızdan gerçekten memnunum, eski Başkanımız olarak burada olmanızdan mutluluk duyuyoruz, onu öncelikle ifade edeyim.

Hatırladığım kadarıyla 40 milyar liralık bir yatırım söz konusu 2015 için. Bunun 8 milyarını -galiba 8,3'ünü- Bakanlığınız yapacak, ilgili kuruluşlarıyla beraber 14,5 milyarı sizin tarafınızdan gerçekleştirilecek, en fazla yatırım yapan, gerçekleştiren bakanlık dolayısıyla. Dolayısıyla da, çok düzenli olması, planlı olması gereken bir bakanlık.

Demin Adil Bey biraz değindi, hakikaten, bu yatırımların -Türkiye, sonuç olarak sermayesi kıt bir ülke, sıkıntıları olan, yatırım açısından geniş ihtiyaçları olan bir ülke-. çok daha planlı olması lazım. Nasıl bir felsefeyle bu yatırımların yapıldığını -bu sunumunuz çok güzeldi ama- siz bir plancı olarak nasıl bir felsefeye sahip olduğunu bu yatırımların izah etmediniz. Size de ait değil tabii ki bu yatırımlar, bu sorumluluk ama böyle bir felsefesi olması lazımdı. Bir plancı olarak siz bunu çok daha iyi takdir edersiniz. Önceliklerin nelere verildiği, hangi gerekçelerle verildiği, neden hakikaten İstanbul'un bu kadar çok fazla yatırım yeri olarak seçildiği, öncelikli olduğu, Anadolu'nun biraz dışlanmış olduğu, ikinci, tali kaldığı, bu gibi sebepler, bu yatırımların felsefesi, bunların da izah edilebilir olması gerekir. "Bizim şöyle bir kalkınma anlayışımız var, şöyle bir yatırım anlayışımız var, onun için bu yatırımları öncelikle şuralarda yapıyoruz." diyebilmesi lazımdı Ulaştırma Bakanlığının sizden önce. Bu konularda eksiklikler var maalesef.

Sizinle ilgili olarak da üzüldüğüm konu Sayın Bakanım, bu Twitter, Youtube ve İnternet yasağının sizin döneminizde gelmiş olması Bu felsefeye sahip olmadığınızı biliyorum ama mecbur kaldınız tabii ki. Sizin döneminizde bunların gerçekleşmiş olması üzdü bizi.

Sizin, yine, Plan ve Bütçe Komisyonunun eski bir Başkanı olmanızdan dolayı ben sunumuma, konuşmama, biliyorsunuz 2013 yılının kesin hesabını da bir taraftan denetliyoruz, ondan başlamak istiyorum. En fazla yatırım yapan bakanlık olarak 2013'le ilgili aslında siz de bir sunum yapabilseydiniz daha doğru olurdu, örnek de teşkil ederdi. Belki de son bölümde böyle bir şey yaparsanız daha iyi olur diye düşünüyorum.

Şimdi, Sayıştayın da, tesadüfen, Ulaştırma Bakanlığıyla ilgili raporları güzel hazırlanmış, güzel değerlendirmeler var, bir bölümüne Aydın Bey de değindi. Bakın, mesela, Bilgi Teknolojileri Kurumuyla ilgili olarak şimdi yatırımcı bir bakanlık olarak daha planlı, programlı olunması lazım. Verilen ödeneklerde, ödeneklerin kullanımıyla ilgili olarak epey bir şeyler var; mesela cari transferler yüzde 133 oranında sapmış -yani daha fazla cari transfer kullanımı, harcaması söz konusu olmuş- ama sermaye giderleri yüzde 4,82'de kalmış, yani...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - DTK'ya yönelik değil mi?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, DTK'da. Yani iyi bir planlama yapılamamış.

Şimdi sizin Bakanlığınızda, Ulaştırma Bakanlığında 3 bulgu var, döner sermayede de 2 bulgu var. Fakat çok önemli bulgular Sayın Bakanım. Bakın, bulgulardan 2'ncisi diyor ki: "İsteklilerin tekliflerinde yüksek fiyat verilen bazı iş kalemlerine iş programında öncelik verilmesi ve bu iş kalemlerinin miktarlarında artışa gidilmesi suretiyle sözleşme bedelinin tamamlanmamasıyla aynı sözleşme kapsamında düşük fiyat verilen iş kalemlerinin ise sözleşme bedelinin tamamlanması sebebiyle mevcut iş kapsamında yapılmayarak ikmale bırakılması ve ikmalde o iş kalemlerine yüksek fiyat verilerek yapılması." Bunlar, tabii, aslında yolsuzluk imasıdır ya da çok açık bir şekilde daha doğrusu bunları ifade ediyor. Bunlar sizin döneminizle de ilgili olmadığı için rahatlıkla söylüyorum. Ama bunların araştırılması, soruşturulması lazım, bunlara meydan verilmemesi lazım.

Bakın, yine önemli bir konu, önemli bir tespit. Bu mali tabloları etkilemiyor ama kara yollarında yetki belgesine sahip olmadan kayıt dışı taşımacılık yapan önemli miktarda taşıma aracının bulunması. Sayıştay tarafından belirlenmiş. Çok güzel, gerçekten de önemli bir tespit, dikkate alınması gereken bir tespit.

Mesela bir bulgu da şu, önemli yine: İlk ihaleye ilişkin sözleşme süresi tamamlanmadan ve iş tasfiye edilmeden ikmal ihalesine çıkılması. Bunlar ihaleye fesat karıştırılması anlamına gelen şeyler. Karayolları Genel Müdürlüğünde de var. 8 bulgu var, ilave olarak 3 de denetim görüşünü etkilemeyen bulgular var ama hepsi de önemli. BİTÜM'ün yükleniciler tarafından temin edileceği öngörülüyorken idare tarafından BİTÜM'ün verilmesi mesela. Çok basit ama önemli bir tespit. "Yaklaşık maliyetin hesaplanmasına ilişkin miktarlar mevzuata uygun hazırlanmamaktadır." diyor. Yaklaşık maliyet mevzuata uygun hazırlanmıyorsa o zaman ihalelere yine fesat karıştırılmıştır ve idare tarafından yapılmış demektir bunlar. Bu konuların, siz de farkındasınızdır, hep düzeltilmesi gerekir, Bakanlığın, bir yatırımcı Bakanlık olarak, en fazla yatırım yapan Bakanlık olarak çok daha düzgün bir şekilde işlemesi lazım, mevzuata uygun bir şekilde işlemesi lazım. Bütçe ödenekleri tahsis edildikleri işler dışında kullanılmıştır.

Sayın Bakanım, bütçe, biliyorsunuz, hep eleştiriyoruz, "Mali disiplin var, bütçe disiplini var." deniyor ama bakıyorsunuz, bütçe disiplini falan yok. Ek bütçe yapılması gerekiyor, geçen yıl da, bu sene de ek bütçe yapılmasını gerektiren durumlar var ve ek bütçe yapılmıyor. Bütçe disiplini yok, mali disiplin yok. Ödenek aşımları söz konusu, yedek ödeneklerin kullanımı söz konusu. Burası, Plan ve Bütçe Komisyonu ya da Meclis, halkın bütçe hakkı Maliye Bakanlığı bürokratları tarafından istismar ediliyor, onlar tarafından yedek ödeneklerle... Yani bütçe nedir? Belli bir şeyin, global olarak ve ayrıntıları da belirlenmiş şekilde, sonuç olarak .yürütme erkine tahsis edilmesidir. Onlar bunu çok çok aşarak istedikleri gibi kullanıyorlar ve buna da "bütçe disiplini" diyoruz. Biz burada günlerce oturuyoruz. Gece biz buradan çıktığımızda 2'yi geçiyordu, gidip yat, 15.00'de geldik, uğraşıyoruz her gün bu şekilde böyle bir maratonla ama hiçbir anlamı yok. Maliye Bakanlığı bürokratları istedikleri şekilde bütçeyi kullanıyorlar, ek bütçe de yapılmadan. Bu konularla ilgili olarak dikkatinizi çekerim. Bir de, son sunum bölümünde bunlarla ilgili bilgi verebilirseniz çok memnun olurum.

Sayın Bakan, bir de bazı konular var sizin yıl içerisindeki çalışmalarınızla ilgili, onlara da dikkatinizi çekeyim. Bilgi verebilirseniz, sunumunuzda bilgi veremediğiniz konulardı, memnun olurum.

Sunumunuzda bahsettiğiniz Ulusal Veri Merkezi var ya, çok önemli bir konudur o. Yalnız, Ulusal Veri Merkezinin çalışabilmesi için, anlamı olabilmesi için bir yasal dayanağının olması lazım. Maliye Bakanlığı ve özellikle Sosyal Güvenlik Kurumuna ait bilgilerin de orada toplanabilmesi için bir hukuki dayanak gerekiyor. Demografik bilgilerin orada olması için, kurumsallaşabilmesi için o yasal, hukuki alt yapının oluşturulması lazım, başlangıçta onu halletmeniz lazım.

Bir de çok önemli bir konu: Amerikalıların ve Almanların bizi dinlediğiyle ilgili bilgiler vardı yıl içerisinde biliyorsunuz. Özellikle Almanların istihbaratı BND'nin 2009'dan beri Türkiye'yi dinlediği, yöneticileri dinlediği. Bununla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Ben dün İçişleri Bakanımıza da sordum, o da bir tepki vermişti, bu konuda cevap vermedi. Fakat, yani bir ülke ya da iki ülke sizi dinliyor, yöneticilerinizi dinliyor, hiçbir tepki vermiyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, toparlarsanız lütfen...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu konularla ilgili olan kurumlarla, kişilerle ilgili hiçbir işlem yapmıyorsunuz. Bu ne anlama gelir? Siz de bununla ilgili olarak bir soruşturma başlatıldığını söylediniz. Soruşturmanın sonucu ne oldu acaba? Bunlara yönelik bir şey yapılabildi mi? Hiç. Yani, normal... Bunlar çok önemli şeylerdir, devletler arasında, uluslararası hukukta bunlara çok büyük tepki gösterilir. Türkiye hiçbir tepki vermedi. Tabii, arkasında, hani, tepki verilmemesinin gerekçesi "Korktuğumuz bir şeyler mi vardı?" diye akla geliyor. Bunların olmaması lazım. Bunları dilemem tabii ki ama o tepkinin olması lazım.

Yine o Youtube ve İnternet yasağı sırasında, Twitter yasağı sırasında siz bir ara dediniz ki: İnternetle ilgili "www" diye giriyoruz ya, "Biz onu 'ttt' yaparız." dediniz.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - Benim böyle bir ifadem yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok mudur?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - Hayır.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ha, ona memnun olurum.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - Bu konuda açıklama da yaptım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onu da öğrenmiş oldum. Ben onu bilmiyordum. "Bu nasıl olacak?" diye şey yapıyordum, ilk fırsatta da size sorayım istiyordum.

BAŞKAN - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir dakika daha müsaade ederseniz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu 3'üncü havalimanıyla ilgili olarak epeyden beri konsorsiyum finansman bulamadı. "Kamu bankaları bir köprü kredisi vermişler." diye duyuyoruz ama ondan sonra asıl finansmanla ilgili sıkıntılar var. Türkiye'deki özel bankalara, kamu bankalarına bu yönde baskı yapılıyor, Hükûmet tarafından da bu baskı yapılıyor ve finansman sağlamalarına ilişkin, hatta bir paylaşım da yapılmış, zorlanıyorlar diye duyuyoruz. Tabii, bu şu anlama geliyor: Ya Türkiye'nin risklerinin yüksek olması nedeniyle finansman bulunamaması ya da projenin "fizibil" olmaması nedeniyle projenin kredi bulamaması, finansman bulamaması ya da her ikisi birden. Bu konuda açıklama yapmanız gerekir diye düşünüyorum.

Onun haricinde de Sayın Bakanım, bu Marmaray'da su sızıntısı var, bazı tehlikeler var. Açıklamaları vardı. O konuda bir açıklama yapabilirseniz memnun olurum.

Bir de "Hızlı tren sabote edildi." dediniz. Hani, o kabloların kesilmesi vardı ya, onun soruşturması ne oldu, bir de o konuda açıklama yapabilirseniz memnun olurum.

Bir de bu Büyükşehir Yasası'ndan sonra geçen yıl da gündeme geldi. Büyükşehir Yasası'ndan sonra, Karayollarında, büyükşehirlerin olduğu alanlarda, yerlerde bakım, onarım ya da oradaki sorumluluk kimlere ait olacak? O konuyla ilgili çalışma tamamlandı mı?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) -Tam anlayamadım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, büyükşehirlerin olduğu yerler, büyükşehir belediyeleri sorumlu ya, oralarda kara yollarından, kara yollarının bakımından, geliştirilmesinden büyükşehirler mi sorumlu olacak, yoksa Karayolları Genel Müdürlüğü mü sorumlu olacak? Geçen yıl da söz konusu olmuştu ama cevap alamamıştık.

Hayırlı olsun bütçeniz Sayın Bakanım.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.