KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, Genel Müdür çok iddialı konuştu ama kuruluş amacına bakıldığında şirketin, o tarihlerde ihtiyaç duyulanlarla ilgili bir amacı var ama amaç hiçbir zaman gerçekleştirilmemiş. Bu kuruluşun ürettiğini iddia ettiği malzemeler -geçen KİT toplantısında konuşmuştuk- bugün, piyasada çok rahatlıkla özel sektörün ürettiği malzemeler. Aslında, onlarla da rekabet edecek gücü de yok şirketin.

Bir başka şey daha yapıyor bu şirket, Sayıştay 2014 Denetim Raporu'nun 72'nci sayfasında da var. İş yapım süreçlerinin sözleşmelerinin öngörülene göre uzamasında, TEMSAN tarafından önemli ölçüde dışarıdan hizmet alımı yapılmasının da etkisi bulunmaktadır yani bu şirket işlerini dışarıdan hizmet alımı yöntemiyle yaptırıyor. İşte burada da örneğini gördük. Ne yapıyor? Keban HES rehabilitasyon işini alıyor ve kendi yapamayacağı için, kendi elemanları, kendi teknik yeterliliği, donanımı olmadığı için de üçüncü bir şirkete dışarıdan hizmet alımı yöntemiyle yaptırıyor. Şimdi, buna hiç gerek yok bence. EÜAŞ'a baktığınız zaman, 17 termik santralden hidroelektrik santraline kadar tümünün yatırım planları... Bu sabahki oturumda görüştük, bu şirketin tümü kadar bir seferde EÜAŞ ihale yapıyor rehabilitasyonla ilgili. Bu şirketin yıllık cirosu veya beş yıllık cirosu kadar bir şirket için, bir hidroelektrik santrali için yapıyor bunu. Yani, kalkıp da böyle aracı kurum kullanmaya, bu kurumu idame ettirmeye, işte bakan yeni vizyon verdi... Kırk sene, elli sene olmuş, bir vizyon yakalayamamış, bir şirkete bakan yeni vizyon verdi, Siemens'e. Siemens'in kartını cebinize koyduğunuz zaman 10 konteyner teksir yollamanız lazım katma değerini yakalamanız için. Sadece cebinize koyup giriyorsunuz bir PLC kartını Almanya'da. O dediğiniz şirketlerin AR-GE'ye ayırdığı pay ne biliyor musunuz? Topladığınız zaman, sizin Türkiye bütçesinin neredeyse onda 1'i kadar AR-GE'ye pay ayırıyorlar. Siz neden rekabet etmekten bahsediyorsunuz? Şimdi, kimse kimseyi kandırmasın. Böyle bir rekabet falan olmaz da bu şirket olmalı mı olmamalı mı bunu konuşmak lazım. Bu şirketin yaptığı işlere baktığınızda, dediğim gibi, piyasadaki...

BAŞKAN - Bence burada daha cesaretlendirmeniz lazım arkadaşlarımızı. Cesaretlerimizi kırıyorsunuz yani.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Cesaretlendiririm ama bunu değil. Cesaretlendirmem gereken yerleri cesaretlendiriyorum zaten, teşvik de ediyorum, önerilerimi de söylüyorum. Bu değil. Bu bir atölye yani normal bir işletmecinin tek başına özel sektörde bu küçük sanayi dediğimiz -organize sanayiden de bahsetmiyorum- işletmelerden bir tanesi bu atölye. Aslında çalışanı, üreteni az, 3-5 kişinin sırtında, yiyeni fazla bir atölye. Ne gerek var ya, ne gerek var? Burada buraya vakit ayırmaya, bu kadar bürokratın, bu kadar milletvekilinin, bu kadar insanın buna vakit ayırmasına bile değmez, açık söylüyorum. Biraz sert oldu ama sevgili Genel Müdürüm, geçen dönemlerden de biliyorum sizi. Siz hep böyle iddialı söylediniz de hiçbir iddia geliştiremediniz.

Bakın "Yuvacık başladı." dedi. Başlamadı, Yuvacık 2012'de ihale edildi. Alt tarafı hep konuşuyorlar ya Yuvacık ihalesi, Türkiye'deki ilk yap-işlet-devrettir. Pahalı yapılmıştır, birileri çalmıştır çalmamıştır, tartışmıyorum. Hani bugün yaptığınız Körfez geçişi -bana söylediğiniz- yap-işlet-devret modelidir Yuvacık, Türkiye'de ilk örneğidir. Orada bir su var, bir meyil var, akıntı var. Dediler ki: "Oradan elektrik üretelim." TEMSAN'ı bulmuşlar. Bana sorsalardı ben önermezdim TEMSAN'ı. 2012, yüz elli gün, böldüğümüz zaman otuza beş ay yapıyor. Beş ayda işi bitirecekler; yıl 2012, yıl 2016.

Arkadaşlar, dedim ya, bugün öğleden sonra biraz enerjim mi düştü bilmiyorum, negatif taraftan mı bakıyorum ama hakikaten bu işler için mesai harcamaya değmez ya, değmez, samimi söylüyorum. Herkes yapıyor bu işi, boşverin.