KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, asıl burada sorulması gereken soru, arkadaşımın... Evet, dünyada nükleer enerjiden yararlanıp elektrik üreten ülkeleri biliyoruz. Bir çoğunun teknolojisinin... Hatta Bulgaristan, Ukrayna bile elektriğini üretiyor. Bunlar teorik olarak baktığınızda, incelediğinizde bizden geri olduğunu düşündüğümüz ülkeler, ekonomik olarak da, yaşam şartları olarak da geri olarak düşündüğümüz ülkeler ama sorunun şu olması gerektiğini düşünüyorum: Bu ülkelerin gelecekteki nükleer enerjiyle ilgili kararları nedir? Ben sorduğun ülkelerle ilgili söyleyeyim: Bir kısmında referandum yapılacak 20'li yıllarda. Bir kısmı işlevini yitiren nükleer santralleri daha fazla çalıştırmama kararları aldı; İtalya, Fransa, Almanya, İsveç. Nükleer enerjinin güvenilirliğini, güvensizliğini tartışmıyorum. Teknolojiler her gün gelişiyor, belki de dünyanın en güvenilir enerjisi olabilir.

Şimdi, 8 bin megavatlık bir yatırım yapılıyor Türkiye'de, 4 bini Sinop'ta, 4 bini de Mersin'de olmak üzere -küsuratı var- bir yatırım yapılıyor. Biraz evvel yatırım maliyetlerini sorduğumda işte tam bunun için sordum. Bir nükleer santralin yatırım maliyeti 2 milyon TL, 1 megavata karşılık ama bunun yanında, HES'in, bugün yüksek fiyatlarla aldığımız ve yüksek maliyetlerle ürettiğimiz doğal gazın bile yatırım maliyeti 800 bin, hidroelektrik santrallerinin de 1 milyon lira ama hidroelektrik santraline 1 milyon yatırım yaparsınız, dünyanın en ucuz elektriğini üretirsiniz. Biraz evvel, yine, Genel Müdür 3 nokta küsur söylerken bu dereleri de içine katarak, paçal olarak söylüyordu. Aslında, barajlarda çok daha düşük olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, bakın, 8 bin megavat, her bir megavatı 2 milyona yatırım maliyeti olarak mal oluyor. Şimdi, Türkiye'de de bunu üretebilecek altyapı var mı veya ham madde var mı? Var. Nerede? Afşin-Elbistan'da var. Oradaki kömür rezervlerine bakıldığında -yine, Genel Müdür açıklamalarında onu söyledi- 8 bin megavatlık bir üretim yapabilecek bir kapasite var şu anda orada. şimdi, termik santrali maliyet olarak düşündüğümüzde 600 bin euro. Şimdi, çarpın, aradaki maliyet farkını görün. Bir de ham madde bize ait. Nükleer santrali kurmak yetmiyor, onun yatırım maliyetini çıkartmak yetmiyor, nükleer enerji için gerekli ham maddeyi sürekli ithal etmek zorundasınız. Bununla da bitmiyor, nükleer santrallerin atıklarını değerlendirecek, dünya bile bunun üzerinde uğraşırken Türkiye'de gelecekle ilgili en ufak bir öngörü yok ve nasıl değerlendirileceği bilinmiyor arkadaşlar.

TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Firma kendi getiriyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Firma nereye getirecek ağabey, kendi değerlendirecek?

TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Taahhüt ediyor Hocam.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya, sözleşmeye koymuş olabilir, ben başka bir şey söylüyorum, dünya bu konuda karar verememiş diyorum, Allah aşkınıza bir okuyun, tamam mı, bakın, nükleer enerji konusunda... Eksik söylüyor olabilirim. Yatırım maliyetine baktığınızda zarar, üretilecek enerjinin üretim esnasında yatırımdan sonraki yine baktığınızda zarar yazıyor, vatandaşa pahalıya yansıyor. Şimdi bunu körü körüne savunmak... Ben nükleer enerjiye karşı olan bir insan falan da değilim. Yani böyle her şeye karşı olan, işte, az evvel arkadaş dedi, rüzgâra da karşı... Hayır, böyle bir şey yok. Türkiye sanayi olarak büyüyecek, büyürken de elektrik enerjisine ihtiyacı olacak. Bugün henüz yenilebilir enerji kaynakları yeterli değil, bizim için hidroelektrik daha da çoklandırılmalı, bizim için linyitten üretilen daha da çoklandırılmalı. Diyeceksiniz ki "O da çevreye zarar veriyor. Bunu söylüyorsun ama yarın santral yaparken karşı çıkacaksınız." Hayır, Çan'a gidin, akışkan yataklı en iyi örneklerden bir tanesidir. Eti Bor'un bu santraller için geliştirmiş olduğu sıfır emisyonlu filtreleri burada konuştuk burada. Arkadaşlar, bunları yapabiliriz. Yani, birisi kalkıp sabah "Ben nükleer santral istiyorum." dediğinde, kayıtsız şartsız hiçbir olumsuzluğunu değerlendirmeden "Nükleer santral yapılacak, yapılmalı." deyip, Türkiye sanayide büyüyor... Böyle bir aldatmaca yok. Sadece güneydoğuda kayıp kacağı önlediğimizde, sadece aktif olmayan, kapasitesini kullanmayan santrallerimizi kullandığımızda, sanayiyi de büyütseniz Türkiye'nin elli senelik elektrik ihtiyacına cevap verecek yatırım şu anda yapılmış vaziyette. Yatırımı da devlet olarak yapmadık arkadaşlar, bunun hepsini özel sektör yapıyor.

Şimdilik söyleyeceklerim bunlar.

Teşekkür ediyorum.