KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Ya, onu tabii, ona göre değerlendirmeyeceğiz bunu da burada...

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Parsak, aradan sonra siz konuşsanız...

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - İşte, ben konuştuktan sonra ara verilmesi talep ettim zaten, söz de verildi, müsaade ederseniz ben başlayayım.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, çok değerli milletvekilleri ve sayın katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Benden önce tüm hatipleri dinledim nezaketle, hiçbirinin sözünü kesmeden bir peşin istirham olarak benim de sözlerimin sonuna kadar dinlenirse belki etraflıca sonunda belki o söz kesme ihtimalinin de gerekli olmadığı da belki görülebilir, onu da özellikle istirham etmek isterim.

Biz, şimdi, bu dokunulmazlık meselesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak hiçbir endişeye sahip değiliz. Dolayısıyla bu cümleden olmak üzere bu teklifin yanında, bu teklifin evet olması yönünde oy kullanacağımızı ifade ediyorum peşinen. Ancak bu teklifin, bu Anayasa'ya bir geçici bir madde eklenmesine ilişkin bu teklifin birtakım eksiklikler ve yanlışlıklar barındırdığını düşünüyorum, birazdan konuşmalarımda onları biraz daha izah edeceğim, bunu peşinen ifade etmiş olayım. Bu dokunulmazlık müessesesine ilişkin benden önceki hatipler hem teorik çerçevede hem de bunun tarihsel geçmişi içerisinde çok önemli açıklamalar yaptılar. Ben onlarla ilgili bir tekrar meydan vermek istiyorum, sadece Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim yaklaşımımızın bir tarihsel geçmişini özet olarak arz etmek isterim.

Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2009'da yeniden yürürlüğe giren parti programımızda 29'uncu sayfada "Hak arama özgürlüğü ve kanun önünde eşitlik" başlığı altında ana çerçeveyi çizdikten sonra parti programımızın 42'nci sayfasında açıkça "Milletvekili dokunulmazlığının kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinde yasama ve denetleme faaliyetlerinin dışında kalan hususlardaki dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğine inanmaktayız." ibareleriyle ortaya koyuyoruz. Aynı parti programımızın 60'ıncı sayfasında daha açık bir başlıkla "Dokunulmazlıkların kaldırılması ve yüce divan" başlığı altında milletvekili dokunulmazlıklarının parlamento faaliyetleriyle sınırlandırılmasının sağlanacağı ve milletvekillerinin yapamayacağı işlerin Parlamento faaliyetlerinde etkinliğin sağlanması çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.

Parti programımızdan mülhem 2011 Seçim Beyannamemizde, 7 Haziran Seçim Beyannamemizde ve 1 Kasım Seçim Beyannamemizde de bu hususlar benzer ifadeleriyle yerini almış durumda.

Daha somut olarak, 24'üncü Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 2012 yılında sayın grup başkan vekillerimiz tarafından Anayasa'nın 83'üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının değiştirilmesinin öngörüsüne ilişkin bir metin hem kamuoyuyla hem de diğer siyasi parti gruplarıyla paylaşılmıştır. Aynı şekilde, bu mesele, özellikle 1 Kasım seçimlerinden sonra, daha da fazla -ülkede yaşanan gelişmeler de nazara alındığında- gündemde olduğu için, özellikle 20 Temmuz 2015'ten itibaren bize göre olması gerektiği gibi Türk devleti yoğun bir terörle mücadele çalışmasına başladığından ötürü bunlarla bağlantılı çeşitli faaliyetlerden dolayı daha fazla tartışılır hâle gelmiştir. Fakat, 25'inci Dönemde komisyonlar oluşturulamadığı için, bu yönde resmî, hukuki herhangi bir girişim mümkün olmamıştır, 26'ncı Dönemde bu tartışmalar yoğunluğunu daha da artırmıştır ve biz bu çerçevede 3 Mart 2016 tarihinde karma komisyondaki milletvekillerimizin tamamının imzasıyla, özellikle içinde bulunduğumuz şartları da gözetmek suretiyle, terörle bağlantılı dosyaları bulunan milletvekillerinin bir an önce karma komisyon gündemine getirilmek suretiyle bu işi herhangi bir değişikliğe ihtiyaç duymaksızın -nitekim öyledir de, hâlen de öyledir- çözüme kavuşturulması yönünde Meclis kayıtlarına geçecek şekilde beyanlarımızı orada arz ettik.

Keza, Sayın Genel Başkanımız 17 Mart 2016 tarihinde geniş bir açıklaması içerisinde "Teröre yardım ve yataklıktan dolayı millî vicdanda çoktan hüküm giyenlerin dokunulmazlıkları mutlaka ve öncelikle kaldırılmalıdır. Türkiye'nin bir bölgesi terörün zalim niyet ve hedeflerine maruz kalmışken Mecliste 506..." O zaman için 506'ydı, bugün Sayın Başkanın ifadelerinden 600 olduğunu anlıyoruz. "...fezlekeyle uğraşmak zaman kaybının ötesinde millete ve Türkiye Cumhuriyeti'ne tarihî bir haksızlıktır." düşüncelerimizi paylaşmıştık.

Keza, bu konuda bir teklifin artık sunulması noktasına gelindiğinde siyasi parti liderleri de görüşlerini açıklamış ve bu süreçte siyasi parti grup başkan vekillerinin kendi aralarında bir görüşme trafiği olmuştur. Bu kapsamda, 7 Nisan 2016'da sayın grup başkan vekilimiz Milliyetçi Hareket Partisinin yaklaşımlarını 4 eksen etrafında diğer grup başkan vekilleriyle, diğer siyasi parti gruplarıyla paylaşmıştır. Bunları kısaca burada özetle kayıtlara da geçmesi bakımından ifade etmek istiyorum.

Bunlardan birincisi, dokunulmazlıkların kaldırılması istemli karma komisyonda bekleyen bölücü terörle ilgili dosyaların gündeme alınması ve görüşülmesi talebiyle karma komisyona başvuruyu yaptığımıza ilişkin bu başvuru ekseninde mevcut Anayasa ve İç Tüzük çerçevesinde dokunulmazlıkların kaldırılması konusunun ele alınması yönündedir.

İkincisi, Anayasa'mızın 76'ncı maddesinde sayılan suçlarla ilgili dokunulmazlık dosyalarının karma komisyon tarafından ele alınarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sevk edilmesi yönündedir.

Üçüncüsü, karma komisyon bünyesinde bekleyen terör suçlarıyla ilgili dosyaların tamamı 83'üncü maddenin ikinci fıkrasında olduğu için karma komisyonun acilen toplanarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilen fezlekelerde gerekli incelemelerin yapılması, bu dosyaların yasama dokunulmazlığı istisnalarından olduğu, usule aykırı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edildiği ve bu dosyaların dokunulmazlık kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği, doğrudan yargılamanın yapılması ve sadece konu hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisinin bildirimine sunulması yönünde, bu yönde gerekçelerde tefrikine karar verilerek ilgili yargı mercilerine gönderilmesi gerektiğini ifade ettik.

Dördüncü ve son olarak da, dokunulmazlık dosyalarının Anayasa'da ve mevzuatta öngörülen hükümler çerçevesinde karma komisyon tarafından bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini... Çünkü bu noktada çeşitli aykırılıklar söz konusu. Biz bu dosyaların tamamına yakınını o çerçevede inceledik ve onların tasnifinden şu başlıklar altında bir değerlendirmemiz oldu, burada yeniden onu paylaşmak istiyorum.

Bir, terör suçlarıyla ilgili durumu biraz önce ifade ettim. Ayrıca, bu konuda Adalet Bakanlığının 21/12/2011 tarih ve 100/1 sayılı bir genelgesi var. Genelgesinin sonuç bölümünün 3 numaralı açıklamasında "Leh ve aleyhteki delillerin eksiksiz olarak toplanması", 5 numaralı acıkmasındaysa "Kamu davasının açılması için yeterli delil elde edilememesi ve kovuşturma imkânının bulunmaması hâllerinde mahallinde yasal gereğine tevessül edilmesi ve genel müdürlüğe herhangi bir bilgi veya belge gönderilmemesi" ibarelerini havi. Genelge bu hükümleri doğrultusunda ve bu hükümlere aykırı olarak karma komisyon bünyesinde bekleyen ilgili diğer dokunulmazlık dosyalarının da usul ve esasa uygun şekilde işlem görmesi için tefrikine karar verilmesi gerekmektedir. Bu 600 dosyanın içinde bu mahiyette de dosyalar vardır.

Bir başka başlık olarak, kamu kurumları bünyesindeki idari disiplin dosyaları veya benzeri nitelikteki dosyaların yargı mercilerine intikal ettirilmeden doğrudan ve kurum tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine ve dolayısıyla karma komisyona gönderilmiş olması da bu çerçevede bir hukuka aykırılık mahiyetindedir. Bunun da tefrik edilerek ona göre işlem yapılmasını düşündüğümüzü ifade ettik.

Bu başlık altında son ayrım olarak da, bu milletvekilleri hakkında trafik cezası kapsamında dosyalar dahi var. Dolayısıyla, bunların da aynı şekilde tefrik edilmesi gerektiğini ortaya koyduk.

Hem parti programımız hem seçim beyannamelerimiz hem de partimizi bağlayan biraz önce özetini söylediğim bu yaklaşımımızdan hareketle bizler aslında bu konunun çözüme kavuşması noktasında öncü ve savunucu bir noktadayız. Her tarihte ve her olayda olduğu gibi mesele şayet ülke meselesiyse, memleket meselesiyse, millet meselesiyse burada siyasi saiklerden ziyade bunların olması gerektiği gibi bir an önce çözüme kavuşturulması ve millî vicdanın da bu noktada tatmin edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz bu çerçevede, dokunulmazlık fezlekeleri hususunda açık desteklerimizi de hem Sayın Genel Başkanımız hem de sayın grup başkan vekilimiz daha önce bu minval üzere ifade etmişti.

Şimdi, burada, özellikle Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan suçlar kapsamındaki dosyaların dokunulmazlığa takılmadan doğrudan yargı mercilerinin karar verebileceği ve her türlü tasarrufu kullanabileceği bir sistemin hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bize göre bunun yolu da Anayasa'nın 83'üncü maddesine Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan suçlar kapsamındaki dosyalara ilişkin özel bir hüküm eklenmesi yoluyla olabileceğini düşünüyoruz.

Keza, geçici maddeyle bu hususun çözülmesi yaklaşımının bir sakıncası olarak da onu ifade edeyim. Şimdi, biz, bu müzakereleri tamamladık, Genel Kurula götürdük, oradan da bu geçti. Geçtikten bir gün sonra, yürürlüğe girdikten bir gün sonra da bu mahiyette eylemlerin olması ihtimal dâhilinde. Biraz önce CHP adına konuşan sayın hatip "o tarihe kadar işlenen suçlar kapsamında" diye görüşlerini ifade etti. Biz daha geniş olarak, içinde bulunduğumuz dönemin hassasiyetini de gözetmek suretiyle... Şu anda terörle olması gerektiği gibi amansız bir mücadele veriliyor. Dolayısıyla, biz o tarihe kadar değil, 26'ncı Dönem boyunca bu kapsamdaki dosyalarla ilgili biraz önce arz ettiğim çerçevede işlem yapılması gerektiğini düşünüyoruz ve bu şekilde kanun teklifinin zaman kapsamı bakımından ve özellikle Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan suçlar kapsamındaki ama sadece Terörle Mücadele Kanunu değil, terörle bağlantılı başka mevzuat hükümlerinde yer alan suçlar kapsamında da bu dosyalar açısından geleceğe dönük de bir çerçevesi bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yönüyle kanun teklifine biz bir ek fıkra önereceğiz birazdan, onu o çerçevede daha detaylı, o aşamada izah edeceğim.

Bize göre bu teklifin eksik kalan bir başka boyutu da -biraz önce de ifade edildi- kişiler bakımındandır. Biz de Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin de kanun teklifi kapsamına alınmamasını bir eşitlik ilkesine aykırılık olarak değerlendiriyoruz. Ve bu sebeple de kanun teklifine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi 26'ncı Dönemi sonuna kadar, Bakanlar Kurulunun genel siyasetiyle veya bakanların görevleriyle ilgili cezai sorumluluğu gerektiren ve görevleri sırasında işlenen fiillerinden dolayı "Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında da Anayasa'nın 83'üncü maddesinin ikinci fıkrasının 1'inci cümlesi ve 100'üncü maddesi hükümleri uygulanmaz." şeklinde bir fıkra eklenerek Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerini koruyucu nitelikteki hükmün değiştirilebileceğini savunuyoruz, kabul edilir, edilmez.

Kanun teklifinin mevcut hâliyle bize göre, AKP'nin bir geçici çözümü olduğunu düşünüyoruz ve eğer biraz önce özetlemeye çalıştığım bu öneriler kabul edilirse, Milliyetçi Hareket Partisinin bu haklı ve kararlı sesine kulak verilirse geçici çözümün kalıcı değil belki ama kısmi kalıcı bir çözüme ulaşabileceğini düşünüyoruz. Biz, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemizin menfaatine olan, terör ve terör örgütlerinin karşısında olan her girişimi şimdiye kadar olduğu gibi, şu anda da ve bundan sonra da destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz. Diğer siyasi partilerin de aynı şekilde samimi, tutarlı, kararlı ve millî düşünceler ve niyetler içinde olmasını bekliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, Anayasa Komisyonuna sunacağımız ve birazdan arz edeceğimiz önergelerimizin o çerçevede kabul edilmesi hâlinde bunun amaca da daha uygun ve içinde bulunduğumuz sorunları da çözmeye daha yardımcı, daha elverişli olacağına inanıyoruz.

Bu düşüncelerle konunun geneline ilişkin yaklaşımımızı paylaşarak, madde üzerinde ayrıca yaklaşımlarımızı da ortaya koyma hakkımızı saklı tutarak tüm yüce heyeti saygılarımla selamlıyorum.