| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Mülteci Hakları Alt Komisyonu Başkanı Antalya Milletvekili Atay Uslu'nun, alt komisyon çalışmalarına ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .04.2016 |
ATAY USLU (Antalya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Mülteci Hakları Komisyonu, bütün partilerin hep beraber ortak verdiği önergeyle kurduğumuz bir komisyondu. Bugüne kadar 11 toplantı yaptık. Bunların içinde ziyaret de var, bir tanesi ziyaret, diğerleri toplantı şeklinde gerçekleşti.
Bunlardan, sırasıyla, öncelikle Göç İdaresi Genel Müdürlüğünü dinledik. Göç İdaresi Genel Müdürü kendilerinin göçle ilgili, mültecilerle ilgili ve özellikle Suriyelilerle ilgili neler yaptığı konusunda bilgiler verdi. Kayıt işlemlerinin kendileri tarafından yapıldığı, biyometrik kayıtların alındığı, yerleştirme işlemlerinin yapıldığı ve uyumla ilgili farklı çalışmaların yapıldığı konusunda bizi bilgilendirdi.
Ayrıca, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü yeni kurulmuş bir genel müdürlüktür. Hem Genel Müdürlüğün kuruluşu hem de Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu konusunda bize bilgiler sundu.
Yine, Göç İdaresi tarafından Avrupa Birliği mutabakatının yürütülmesi söz konusu, o konuda bilgi verdi.
Ayrıca, Geri Kabul Anlaşması'nın yürütülmesi süreçleri konusunda da bilgilendirme yaptı.
Daha sonra, Afet ve Acil Durum Başkanı bize Suriyelilerle ilgili yaptıkları çalışmalar konusunda bilgi verdi.
AFAD, daha çok kamplarda çalışmalar yapıyor. Şu ana kadar 25 kampı kurduğu, yaklaşık olarak 280 bin kişinin kamplarda yaşadığı, kamplarda yaşayanlara eğitim, sağlık ve sosyal politikalar anlamında, iaşelerinin ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda yardımlar yapıldığı bilgisini verdi.
Ardından, tabii ki yaşamın önemli bir aşaması çalışma. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından Çalışma Genel Müdürlüğü bize bu konuda bilgi verdi. Türkiye'de yaşayan yaklaşık 2 milyon 750 bin Suriyelinin yarısının çalışma çağında olduğunu ama biz onu dinlediğimiz zaman yönetmelik çok yeni çıkmıştı, o yönetmeliğine kadar onların çalışma haklarının olmadığından bahsetti, ocak ayında dinlemiştik kendilerini. Ocakta çıkan yönetmelikle artık Suriyelilerin çalışma hayatına erişebileceği konusunda bize bilgiler verdi.
Diğer bir konu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından bir sunum aldık. Orada, çocuklar, aile, kadın ve engelliler konusundaki tüm genel müdürlükler bize bir bütün hâlinde sunum yaptılar. Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yaptığı hizmetler konusunda bilgilendirmeler yaptılar. Mesela, 25 geçici koruma merkezinde şu ana kadar 100 bin kişiye psikolojik destek verildiğinden bahsettiler.
Yine, aile eğitim programlarının Arapçaya çevrildiğini ve Suriyelilere bu anlamda eğitimlerin verildiğini ifade ettiler.
Refakatsiz çocuklar, yetim ve öksüz çocuklarla ilgili bilgiler verdiler. Şu anda, Türkiye'de 53 bin civarında yetim veya öksüz çocuk var. Bunların 3 bin tanesi hem yetim hem öksüz. 3 bin çocuğun tamamının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bakımında, refakatinde olduğu, diğerleriyle ilgili de hizmetlerin verildiği konusunda bizi bilgilendirdiler.
Diğer bir konu eğitim konusu. Eğitim konusunda da Millî Eğitim Bakanlığı bir müsteşar yardımcısını Suriyelilerin genel koordinasyonu konusunda görevlendirmiş. İlgili Müsteşar Yardımcısı gelerek bizi bilgilendirdi. Türkiye'de 5-17 yaş aralığında yaklaşık 750 bin Suriyeli çocuğun olduğunu ifade ettiler yani okul çağında. Bunların 350 bininin eğitime ulaştığını, geri kalan 400 bininin hâlâ ulaşmadığından bahsettiler ve yıl sonuna kadar bu sayının 450 bine çıkarılacağını, kademeli olarak da önümüzdeki yıl sonuna kadar da çocukların tamamının eğitime alınmasıyla ilgili faaliyette bulunacağını ifade ettiler. Yaklaşık 15 bin eğitimcinin şu anda 350 bin Suriyeli çocuğa eğitim vermekle meşgul olduğunu ifade ettiler.
Yine Suriyelilerin liselerde denklik konusunda, üniversite eğitimine erişimi konusunda bize bilgi verdiler.
Ardından, kamu kurumlarının devamında, biz, üniversitelerde akademik camiayı dinleyelim dedik. Bu anlamda, Hacettepe Üniversitesi Göç Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan gelerek bize konuyla ilgili görüşlerini ifade etti. Türkiye'nin ilk iki yılda bu konuya çok hazırlıksız yakalandığını ifade etti mesela, iki yıldan sonra ancak ivme sağladığını ve bu konudaki eleştirilerini ve iyi yönleri bize ifade etti, biz, bunlarla ilgili notlarımızı aldık.
Yine kendisinin ifade ettiği önemli bir bilgi: Türkiye'deki mülteci oranı yüzde 4, Avrupa'da bu oranın binde 2 olduğunu ifade etti.
Diğer bir konu, diğer bir birim uluslararası örgütler. Türkiye'de bu konuyla ilgilenen uluslararası örgütlerle de irtibat hâlindeyiz. İlk olarak Uluslararası Göç Örgütünün Misyon Şefi Lado Gvilava gelerek Türkiye'deki durum ve kendilerinin yaptığı projeler konusunda bize bilgi verdiler.
Diğer bir konu, sivil toplum örgütleri. Bu konuda ilk olarak Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneğini davet ettik. Bu dernek aynı zamanda Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin Türkiye'deki proje ortağı, 41 ilde örgütlenmişler. Kendileri bize farklı bilgiler verdiler. Orada da elde ettiğimiz önemli bilgilerden bir tanesi şu: Biliyorsunuz, Suriyeliler Türkiye'de geçici koruma statüsüyle kalıyorlar. Geçici koruma statüsü dışında kalanlar da var, şartlı mülteci ve mülteci statüsünde. Bu konuda bize ilginç rakamlar verdiler. Türkiye'de 265 bin Suriyeli, 122 bin Iraklı, 103 bin Afganlının mülteci statüsü için başvurduğunu ve hâlâ beklediğini ifade etti. Tabii, bizim hukuk sistemi içerisinde onlara mülteci statüsü değil, şartlı mülteci statüsü veriliyor. Bunların üçüncü ülkelere yerleştirilmesi Birleşmiş Milletler marifetiyle mümkündür ama bu kişilerin Türkiye'de hâlâ beklediği konusunda bilgiler verdiler. Nitekim, bu dernek bunlarla ilgili ilk kayıtları Türkiye'de Birleşmiş Milletler adına tutuyor.
Diğer bir toplantımızda Göç Araştırmaları Merkezini, yine bir sivil toplum kuruluşunu dinledik. Metin Çorabatır geldi. Metin Bey, bize özellikle coğrafi çekince konusunu anlattı, bu konudaki eleştirilerini ifade etti.
Göç İdaresinin Yabancılar Çağrı Merkezini ziyaret ettik, Yabancılar Çağrı Merkezinde verilen hizmetleri gördük. Orada 6 dilde yabancılara yirmi dört saat hizmet verildiğini gördük, aslında bir uyum faaliyeti olarak bu hizmetler veriliyor. Yine tabii ki Suriyelilere de bu hizmet veriliyor, Arapça olarak da bu hizmet veriliyor. Toplam olarak aylık 100 bin civarında çağrı alındığını, bu çağrılarda kişilerin hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirildiğini gördük.
Yine, aynı toplantıda geri kabul anlaşmaları ve Avrupa Birliği Mutabakatı konusunda bilgilendirildik. Geri kabul anlaşmaları konusunda da şunu ifade edeyim: Türkiye, geçen hafta Pakistan'la bir geri kabul anlaşması imzaladı. Bu, imzaladığımız 10'uncu geri kabul anlaşması. Yine Mecliste bekleyen geri kabul anlaşmaları var.
Bundan sonra ne yapacağız? Bundan sonra, bu hafta Mardin ziyaretimiz var. Mardin'deki kampı ziyaret edeceğiz. Daha sonra da Türkiye'nin farklı yörelerindeki kampları ziyaret edeceğiz. Yine, kamp dışındaki Suriyelilerin durumunu inceleyeceğiz.
Diğer bir inceleme konumuz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz, yurt dışı incelemeleri. Yunanistan'la irtibat hâlindeyiz, yakın bir süre içerisinde Yunanistan'a gitmek istiyoruz. Yunanistan'daki durumu göreceğiz.
Yine, gelen akademik kadro, dünyadan gelen sunumcular, bize daha çok Almanya'nın incelenmesi konusunda tavsiyede bulundular. Biz, Almanya'yı incelemek ve Almanya'yı görmek istiyoruz. Biliyorsunuz, bu süreçte en çok Suriyelileri kabul eden ülke de Almanya. Yine en çok yükü çeken Almanya. Almanya'nın geçmişten entegrasyon tecrübeleri de var. Hem onu görmek hem de oradaki Suriyelilerin durumunu görmek üzere Almanya'ya da bir inceleme gezisi yapmayı planlıyoruz.
Bu ara, tabii bir ara rapor hazırlığı da yaptı arkadaşlarımız. Eğer hazırlayabilirsek bir ara rapor da çıkaracağız.
Konu geniş, Türkiye'nin gündeminde, Avrupa'nın gündeminde, dünyanın gündeminde, her boyutuyla incelemeye çalışıyoruz. Komisyon üyelerimizin teklif ettiği yerlerin ziyaretlerini tamamını yapacağız. Dinlenmesi gereken herkesi dinleyeceğiz. Mutlaka bunun sonunda iyi bir rapor çıkacağını, yürütme organına ve bundan sonraki entegrasyon süreçlerine bir zenginlik kazandıracak bir raporun hazırlanacağını düşünüyorum.
Şimdilik bu kadar.
Arz ederim.