KOMİSYON KONUŞMASI

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, saygıdeğer Komisyon üyeleri, değerli hazırun; ben de Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bütçesinin ülkemize, sporumuza ve gençliğimize hayırlı uğurlu olmasını sözlerimin başında temenni etmek istiyorum.

Ben de Bakanlık faaliyetleriyle ilgili olarak daha ziyade gençlik üzerinde durmak istiyorum. "Gençlik" kavramının modern çağlarda özellikle sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkmış bir kavram olduğunu görmekteyiz. Özellikle ihtisaslaşmanın, meslek sahibi olmanın bir sonucu olarak eğitim süresinin uzamasıyla çocuklukla yetişkinlik arasındaki sürenin açılması "gençlik" diye modern bir kavramın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bununla birlikte, birçok ideolojinin, birçok "izm"in kendi dünya görüşlerini, düşüncelerini tahkim etmek için gençleri kullandığını, bir ulus inşasında, özellikle bütün totaliter ve faşizan anlayışın gençler üzerinde bir mühendislik faaliyeti içerisinde olduğunu, bu anlamda, özellikle millî eğitimi çok etkin bir şekilde kullandıklarını, tabiri caizse eğitimi, gençlik politikalarını bir mekanizma olarak görerek bir taraftan gençlerin konulduğu, diğer taraftan da kendilerince makbul vatandaşların çıktığı bir sistem içerisinde gençleri işlenecek bir ham madde olarak gördüklerini müşahede etmekteyiz. Bizim coğrafyamızda da aslında bu çok farklı değil. Daha 19'uncu yüzyıla kadar indiğimizde birçok olayda gençlerin çok aktif olarak kullanıldığını, işte Kuleli İsyanı'nda, Babıali Baskını'nda, Talebe-i Ulûm olaylarında hep gençlerin ön planda olduğunu görmekteyiz. Cumhuriyet tarihiyle birlikte de aslında durum çok fazla değişmiyor. Özellikle tek parti iktidarı döneminde, dönemin totaliter ve faşizan sistemlerinden esinlenilerek gençlerin bir ham madde gibi işlendiğini o zaman da görmekteyiz. Tek parti iktidarının sona ermesinden sonra çok partili hayata geçmemizle birlikte o beyaz devrimin yaşanmasından sonra maalesef bu topraklardaki çok partili hayattaki ilk darbede, 1960 darbesinde de gençlerin çok aktif olarak kullanıldığını, üniversiteli gençlerin sahaya sürüldüğünü görmekteyiz. Aslında demokrasi tarihimiz aynı zamanda gençlerin bir kıyım tarihi olarak da okunabilir. 1960'lar, 1970'ler, 1980'ler, maalesef, gençlerin eline aynı merkezlerden, aynı mahfillerden...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Fatih, ne istiyorsan söyle de bitirelim.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Bitireceğim, bitireceğim.

İstifade edeceğinizi düşünüyorum Mehmet Bey. Sizin gibi bağırmadan çağırmadan yavaş yavaş anlatıyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yarın konuşalım onun için, tarihsel analizi bırak.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Olur, hep konuşuruz.

İstediklerimi de sonunda ifade edeceğim.

BAŞKAN - Evet, oraya da gelecek.

Buyurun.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Gençlerin maalesef hep kıyıldığını düşünüyoruz bu darbe döneminde.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bu yaşlılar çekemiyorlar bir genç böyle güzel konuşunca.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Siz beni genç olarak anlıyorsunuz Adil Bey, teşekkür ediyorum, sağ olun.

Şimdi, gençlik meselesini böyle bence hızlıca geçmemeliyiz çünkü nüfusumuzun yarısı neredeyse 30 yaşının altında. Bölgesel ve küresel rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerle kıyasladığımızda en büyük avantajımız genç nüfusumuz. Bunu ne kadar bir nüfuza dönüştürebiliyoruz, bence bunun üzerinde uzun uzun konuşmalıyız. Burada Millî Savunma Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını saatlerce konuştuk, bence Gençlik Bakanlığını daha da uzun konuşmalıyız.

Bütçelere baktığımızda da AK PARTİ iktidarlarıyla, hükûmetleriyle birlikte Millî Eğitim ve Gençlik bütçelerinin her zaman toplam bütçe içerisindeki yerinin daha da arttığını görmekteyiz. En önemli kalemler sosyal yardımlar, eğitim ve gençliğe harcanan para hep artmakta, savunma giderleri azalmakta. Bu çok net, bariz bir şekilde görülebilmekte. Bu aslında ülkemizdeki demokratikleşmenin, çözüm sürecinin gençler lehine ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymakta. AK PARTİ iktidarıyla birlikte gençlere, özellikle darbelerde hep ön plana sürülen, birbirine kırdırttırılan gençlere olan bakış açısının da çok somut, net bir şekilde değiştiğini görmekteyiz. Siyaset açısından gençleri bir oy deposu, bir eleman deposu, militan deposu olarak gören bir anlayıştan gençleri siyasetin aktörü hâline getiren, siyasetin öznesi hâline getiren, diğer birçok sosyal alanda olduğu gibi gençleri önemseyen, onlara sorumluluk veren, yetki veren bir anlayışın geliştiğini, birçok alanda olduğu gibi aslında bu alanda da bir zihinsel devrim yaşandığını hep birlikte geride bıraktığımız on iki yıl içerisinde gördük. Bunun en somut örneklerinden bir tanesi de müstakil bir Gençlik ve Spor Bakanlığının kurulması, her ile üniversite kurulması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FATİH ŞAHİN (Ankara) - ...üniversite sayısında yüzde 100'ün üstünde bir artış yaşanmış olmasıdır. Hakeza tesisleşmede, üniversite sayısının artışında, kredide, burslarda, hangi alana bakarsanız bakın, AK PARTİ iktidarına kadar yapılan hizmetlerden çok daha fazlasının AK PARTİ iktidarıyla birlikte yapıldığını görmekteyiz. Bu anlamda, bu zihinsel devrimin bundan sonra da çok daha hızlı bir şekilde ilerlemesini açıkçası ben arzu ediyorum, bunun hazırlıklarının, planlamalarının da yapıldığını görmekteyim.

Gençlere güvenen hiçbir ülke bugüne kadar kaybetmemiştir, gençlere güvenen hiçbir anlayış, hiçbir siyaset tarzı kesinlikle kaybetmemiştir. AK PARTİ iktidarı döneminde, diğer siyasi partilerin de desteğiyle birlikte seçilme yaşı 25'e indirildi. Bu gerçekten de devrim niteliğinde bir adımdı ancak elbette ki yeterli değil, biz bunu yeterli bulmuyoruz, seçilme yaşının 18'e düşürülmesini arzu ediyoruz, bu konuda bir Anayasa değişikliği teklifimiz de var. Her ne kadar diğer siyasi partiler bunlara sıcak bakmasa da maalesef, Türk gençliğini tahfif edici bir şekilde 18 yaşında 2 genç kardeşimizi, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, basın toplantı salonunda sağına, soluna alan ve "Bunlar mı milletvekili olacak?" diyen bir siyasi anlayışa rağmen ve buna inat seçilme yaşını 18 yaşına indirmemiz gerektiğini söylüyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Olmadı Fatih, olmadı, gecenin bu saatinde hiç olmadı.

BAŞKAN - Neyse, evet...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Özcan Hocam'a da saygılar sunuyorum, keşke kendisi de burada olsaydı.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir şey söyleyeceksin diye sabırla bekledim, çok ayıp ettin.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Keşke kendisi de burada olsaydı.

Bugün Almanya'da, Hollanda'da, İsviçre'de, Avrupa'nın birçok kentinde 18 yaşında seçiliyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bak, bugünün en kötü konuşmasını yaptın.

BAŞKAN - Neyse...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - 18 yaşında seçme hakkı yetkisi veriyoruz...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bak, spora siyaset karıştırmayalım dedik.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - ...18 yaşında gençler milletvekili de olabilmeli.

BAŞKAN - İnşallah.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ben tezimizi, düşüncemizi söylüyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, söyler adam onu da sana ne yani. Sen de 25 yaş, 18 yaş...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Siz kabul etmeyebilirsiniz, zaten karşı çıktınız, bunu biliyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, bırak, o zaman siyaset...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ama, bizim bakış açımız bu, bunu da gerçekleştirebilmeyi ümit ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlarsanız Sayın Fatih...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben şimdi başka nesillerden konuşurum, sabaha kadar bitiremezsiniz.

BAŞKAN - Sayın Şahin, toparlayabilir misiniz lütfen.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, gerek yok, oralara niye giriyorsun?

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Lütfen, lütfen, tamam.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Bu bağlamda, çözüm sürecinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü ülkedeki çatışma ortamından...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - O zaman, ben başka nesil yetiştirme projesine girerim ki o sabaha kadar bitmez.

BAŞKAN - Neyse...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - ...her zaman için gençler zarar görmüştür, terörün kaybedeni hep gençler olmuştur. Gençler askerde ölmüştür, dağda ölmüştür, eğitim imkânlarından mahrum kalmışlardır. Bu anlamda, hep "Analar ağlamasın." mottosu kullanılıyor. Analar niçin ağlıyor, buna bakmamız lazım çünkü gencecik evlatlarını kaybediyorlar. Bundan dolayı çözüm sürecine hep birlikte dört elle sarılmamız gerektiğini düşünüyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Orası geçti, orası sabahtı diyorum Fatih.

BAŞKAN - Neyse...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sözlerimin sonunda Sayın Bakanım bizlere illerimizle ilgili yapılan yatırımlar konusunda bir bilgi notu dağıttı.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hah, teşekkürünü ilet.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Burada Ankara'ya yapılan 400 milyon TL'ye yakın bir yatırım söz konusu. En son maddede de Ankara Stadyumu ile ilgili bir bilgi var, arazi tahsis ve proje çalışmalarının devam ettiğini Sayın Bakanımız burada iletmişler. Bir Ankara Milletvekili olarak bununla ilgili de daha ayrıntılı bilgi istiyorum. Soru hakkımı da böylece sözümün sonunda kullanmış oluyorum.

Herkese sabırlarından dolayı, en çok da Mehmet Bey'e teşekkür ediyorum, herkese hayırlı geceler diliyorum.