KOMİSYON KONUŞMASI

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli bürokratlarımız, sevgili basın mensupları; hepinizi selamlıyorum. Ben de iyi geceler diyeyim.

Sayın Bakan, gençleri konuşacağız, Gençlik ve Spor Bakanlığını konuşuyoruz. Ben de Komisyonun yaş ortalamasını hesapladım, ben alt basamakta yer alıyorum yani Komisyonun gençlerinden sayılıyorum. Öyle bir avantajım var. Gençleri konuşuyoruz ya.

Türkiye'de 15-24 yaş kategorisinde 12 milyon 691 bin 746 kişi bulunuyor. Bu kategoride toplam nüfus içerisinde, genç nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 16,6 İşsizlik grubunda ise 15-24 yaş kategorisini baz alarak ifade ettim, rakamım oraya dayalı ve tamamıyla TÜİK verisidir. Bu nedenle, yaş kategorilerini nereden başlatıp nerede bitirdiğinize bağlı olarak bu genç işsizler meselesi değişebiliyor, bendeki 15-24 yaş grubu bu 12 milyon 700 bin kişi içerisinde şu andaki işsizlik verisi yüzde 18,2. Bu, büyük bir rakam ki kesinlikle gerçek olan rakam bunun biraz daha yukarısında ama bunu bile baz alırsak bu büyük bir rakam, bu yüksek bir rakam. Bizim OECD ülkeleri ortalamasına göre istihdama katılım oranımız, diğer ülkelere göre öyle çok da yüksek değil, hatta biz onların kaç puan gerisindeyiz katılım oranı itibarıyla. Bu verileri bu şekilde peş peşe koyduğumuz zaman, ülkemizde gençliğin bir sorun havzası içerdiğini bir kere görmek lazım yani işsiz ve genç, dinamik bir kitleden söz ediyoruz. Bunlar içerisinde dikkatinize sunmak istediğim, 26 bölgeye ayıran hesaplamalara göre -bu düzey 2 hesaplaması diye bir veri hesaplaması var TÜİK'in- bunun içerisinde Mardin, Batman, Şırnak, Siirt de TRC3 havzası olarak ifade ediliyor, bu bölgedeki bu söylediğim kategorideki işsizlerin oranı yüzde 21,1. Bunları takip eden bölge ise Urfa ve Diyarbakır'ın içinde yer aldığı bölgedir. O da yüzde 17,5. Yani işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge işte bu demin ifade ettiğim kentlerden oluşuyor genç nüfus açısından. Dolayısıyla, oralarda bizim sorun altyapımız var, bir sorun var.

Gençliğe ilişkin olarak, tabii ki sizin sunumunuzdaki verileri önemsiyorum, verdiğiniz bilgileri önemsiyorum, başlık olarak koyduğunuz çalışma alanlarını da önemsiyorum, mutlaka faydası olacaktır ama özellikle bu genç işsiz havzasını, bu havuzu bir risk potansiyeli olarak değerlendirip ona göre çalışma yapmak gerekir diye düşünüyorum.

Sizin ifadenizdir herhâlde, ben gazetelerden aldım, bilmiyorum, varsa da tekzibini görmedim, "Federasyonlar Boyutuyla Türk Sporunun Geleceği" isimli bir çalıştaya katılmışsınız ve orada "Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç spora ayrılan bütçenin verimli kullanılmadığını ifade etmiştir." bunu ifade etmişsiniz. Böyle bir tespitiniz varsa bu tespitin alt başlıklarına ilişkin de şeyleriniz...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Adil Bey, federasyonlara verdiğimiz yardımın orada verilmesi noktasında bir sıkıntı oldu.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Anlamdım.

Bunun alt başlıklarını içeren tespitleriniz de mutlaka vardır, paylaşırsanız sevinirim. Ama şey vardır, Türkiye'de özellikle Özal'dan bu yana, reklam olsun diye hormonlu sportif alanlar oluşturuldu ve bu hormonlu sportif alanlar aynı başarı düzeyini tutturmak için maalesef doping tuzağına düştüler. Çünkü oraya bu şey konuldu... Yani dünyada lider olduk orada. Töhmet altında bırakmamak için, dürüst olarak bu spor alanına gönül vermiş sporcularımızı da rencide etmemek için bu spor dallarının isimlerini ifade etmeyeceğim. Ama ciddi anlamda orada konulan başarı çıtası, bizim daha sonrasında gelen sporcu kuşağımızı hezimete uğrattı ve maalesef dopingden kurtaramadık, böyle bir problemimiz var burada.

İkinci bir şey, kapatmak için ne yaptınız? "Ne yaptınız?"dan kastım sadece sizi kastetmiyorum, ülke olarak ne yaptık? İthal millî sporcuya başvurduk, ithal millî sporcu getirdik ülkeye. Sebep asabiyyeti bir kenara koyduk, nesep asabiyyete başvurduk. Irkımızdan olmayabilir ama ithal ettik, getirdik buraya. Bu kan bağıyla ırk da çok önemsediğim bir konu değil ama hamaset yapılan bir alan olduğu için ifade ediyorum. Ama ithal millî sporcumuz oldu. Şu anda ithal 2 millî sporcumuzu icraya vermiş herhâlde federasyon? Çok cüzi rakamlar... İcraya vermiş ve kendileri de ithal edildiği ülkelerinde yaşıyorlar şu anda, çifte vatandaşlar ama kendi kendine...

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Federasyon vermiş değil mi?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Evet.

Yani bari bu ayıba düşmeyelim, yani bu konuda bu ayıplara düşmeyelim diye ben şey yapıyorum. 20 bin lira vermişsiniz vakti zamanında, tamam, gitmiş gitmiş yani, onu şey... Peşine düşeceğimiz keşke 20 bin lira olsa, yani anlatabiliyor muyum? Dolayısıyla bu konulardan kurtarmamız lazım.

Tam yeri gelmişken ifade edeyim Sayın Bakan: Sporda ırkçı söylem, şovenist söylem almış başını gidiyor. Sporda hoşgörü diye bir şey kalmadı. O, hani sporun zeki, çevik ve ahlaklı fonksiyonları diye sayılıyordu ya, emin olun eser kalmamış. Yani artık çocuklarımıza "Futbol izleyin." ya da "Sporu takip edin." diyemiyoruz maalesef. O kadar büyük bir hezimet var ki, yani küfürden tut da hakarete, bilmem neye kadar her şey var. Maalesef, artık bunu ifade edemiyoruz.

Bu konulara dikkatinizi çekmek istiyorum ama bütün bunlar görmezden geliniyor. Mesela, burada, benim önümdeki metinde nokta nokta nokta diye geçen yerler var, ben de onlara girmeyeceğim. Maalesef sporumuzda mevcut olan şeylerdir, her şeyleri var burada ama girmeyeceğim.

Ama Cizrespor futbolcularının bir Kürtçe slogan attıkları için başlarına gelmemiş hiçbir şey kalmamış, başlarına gelmemiş hiçbir şey kalmamış.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Onlar da atmasın.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Emin olun, böyle kimseyi rencide edici bir slogan da atmamışlar.

İZZET ÇETİN (Ankara) - İngilizce mi attılar sloganı?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Futbol Federasyonu Başkanı, Sayın Çetin'e yakın galiba, onu düşünüyorum şimdi de...

BAŞKAN - Sayın Zozani, PASSOLİG aldınız mı almadınız mı, onu açıklayın, sonra...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir şey daha... İki dakika...

BAŞKAN - İki dakika daha veriyorum.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - İki dakikanı alacağım Sayın Başkan.

Şimdi, bir zarf verdiniz Komisyon üyesi her milletvekiline. Sayın Bakan, bu zarf benim kabulüm değil, açık söyleyeyim. Tamam, bir centilmenlik anlaşması var ama bu zarf benim kabulüm değil.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Zarfta ne var ki?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hiçbir şey.

Şimdi, bak, bir şey çıka çıka sentetik çim yüzeyli futbol sahası ve 500 kişilik bir tribün. Sayın Bakan, bu benim kabulüm değil.

BAŞKAN - Ben almıyorum dedim, siz aldınız.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, işte onu söylüyoruz zaten, Bakan burada. Bu benim kabulüm değil.

Şimdi, okulların bahçesine yapılan halı sahaların bile 500'den daha fazla kapasiteleri var ya Sayın Bakan. Bu stadyum meselesini bu akşam karara bağlayacağız sizinle Allah nasip ederse.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Yer buldunuz mu?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yer var, yer problem değil.

Bir husus daha var. Yani zarfı açık tutuyorum, burada da duruyor Sayın Bakan. İkincisi, şimdi, bakın, bizim 600 öğrencimiz bu sene Çukurova Üniversitesinden diploma alıyor, Hakkâri Üniversitesinin öğrencisi. Okula orada, Çukurova'da başladılar, Çukurova'da diploma alıyorlar. Sebep? Yurt ve bina yok.

BAŞKAN - Yerleşim sorunu var.

İLKNUR DENİZLİ (İzmir) - Bu sadece size özel değil.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi, Sayın Bakanı da biliyorum, bütçesine hâkimim, öncesi önümde var. İki yıldır Hakkari'de yapılması planlanan 500 kişilik yurt var. Proje TOKİ'de duruyor, parası bankada duruyor ama iki yıldır başlanmadı Sayın Bakan, bu sene de başlanmadı.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Yer buldunuz mu?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yer var, yer problemi yok.

BAŞKAN - Kampüste yer var ya.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yani projesi, tahsisi, her şeyi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Zozani, toparlarsak, çünkü daha Patnos'a da yurt var, her yere yurt yani.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Toparlayacağım işte ama toplanmıyor yani onu söylüyorum, çok dağınık.

BAŞKAN - Daha Patnos'a da sıra gelecek.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ama şey var, zarfta bir şey çıkmadı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çıkacak o, çıkacak.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Neyse, teşekkür ederim, hayırlı olsun, tekrar görüşürüz.