KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum gecenin bu vakti.

Hepimiz yorulduk Sayın Bakan ama bence çok önemli bir bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Sonuçta, gençlik çok önemli, spor çok önemli. Bu kadar gencin olduğu, nüfusun ağırlıklı olarak gençlerden oluştuğu bu ülkede Gençlik ve Spor Bakanlığının faaliyetleri çok çok önemli ama son senelerde özellikle sporda hiç başarılı değiliz. Önemli paralar harcıyoruz, bakın, sizin bütçeniz de bayağı büyük bir bütçe ama bu harcadığımız paraya rağmen bunun karşılığını hiç almıyoruz. Olimpiyatlardan bahsetmiyorum yani olimpiyatlarda madalya almadığımızdan, başarımız olmadığından değil, bunu kastetmiyorum, o tarafı yok zaten ama sporu mahallelere, mahallî idarelere, yurt sathına yayamadık yeterince. Sporla ilgili olarak, Bakanlığınızın Millî Eğitim Bakanlığıyla ve belediyelerle, mahallî idarelerle koordineli bir çalışması yok, iyi bir çalışma yapılmıyor. Ankara gibi, İstanbul gibi metropollerde maalesef yeterli spor tesisi yok, yeterli yatırım yapılmıyor, gençlere yönelik yatırımlar hemen hemen hiç yok ve gittikçe uyuşturucu kullanımı "bonzai" adıyla ya da başka türleriyle artıyor. Gençler spor yapacaklarına, sporculara imreneceklerine maalesef sadece böyle havalı bazı futbolcuları ya da mankenleri ya da kendilerine örnek almaması gereken kişileri örnek alıyorlar. Hâlbuki, önlerinde gerçek sporcuların olması lazım, gerçek kişilerin olması lazım, onları örnek almaları lazım maalesef bu tür örnekler ortaya çıkaramıyoruz sporda, büyük eksiklerimiz var.

Bu federasyonlara bakıyorum Sayın Bakan, siz de Bakan olduktan sonra görmüşsünüzdür, Futbol Federasyonu, efendim, üyeleri bilmem kimin yakınları hep, bilmem hangi federasyonun şeyleri iktidara yakın olan insanlar; eş, dost, böyle akraba ilişkileri... Hepsinde bu var -sizin döneminizi kastetmiyorum- maalesef özellikle son yıllarda hep bu var. Bu konudan anlayan insanlar gelmiyor federasyonlara, anlamayan ama işte "Bizim adamımız." dedikleri ne kadar adam varsa federasyonlara giriyor. Bunun böyle olmaması lazım. Bunun sonucu, Türk sporunun olmamasıdır, bakın, hem uluslararası müsabakalarda yokuz hem de yurt sathında sporcumuz yok. Yani, bazı rakamlar vermişsiniz, "Şu kadar lisanslı sporcumuz var." var falan demişsiniz ama bunlar uygulamada yok ki, 77 milyon nüfusta bunlar çok düşük rakamlar, spor yapan doğru dürüst insan yok. Belediyelerin uydurma tesisleri var, yaşlı, emekli insanlar gidip oralarda bacaklarını, ayaklarını sallıyorlar, buna "spor" diyoruz. Sporun çok ciddi yapılması lazım, hocaların olması lazım ve gençlerin özellikle spor alışkanlığı edinmesi lazım; bunlar yok. Doğru dürüst bir spor politikamız yok Sayın Bakanım, doğru dürüst bir spor politikamız yok, gençlik politikamız da yok dolayısıyla. Yani, gençliğin siyasileşmesi, belli siyasi konuları bilmesinin çok önemi yok, onların bilgi sahibi olmaları lazım. Yani, gençlik politikamız ve spor politikamız çok yetersiz. Bu şekilde büyük sıkıntılar olur, güvenlikle ilgili sorunlar, sıkıntılar olur. Buradaki kutuplaşma daha büyük ölçülerde gençlik arasında var. Bunlar spor politikalarıyla, gençlik politikalarıyla önlenmesi gereken konular ama maalesef çok eksik kalıyoruz.

Sayın Bakanım, geleyim şu Sayıştay meselesine. Çok önemli tespitleri var Sayıştay Başkanlığının, Sayıştay denetçilerinin çok önemli tespitleri var. Sizin Bakanlığınızda 1 bulgu var, tek bir bulgusu var ama Kredi ve Yurtlarda 11 bulgu var ve çok önemli bulgular bunlar Sayıştay tarafından yapılmış.

Mesela, bakın, 2 tanesini ben not almışım, şöyle: "Kurum yurtlarında barınan öğrencilere sağlanan yemek yardımı uygulaması bazı durumlarda amacına aykırı olarak kullanılmaktadır." diyor. Yani, bazı durumlarda, Sayıştayın tespitine göre, yemek yenmiyor, gidip meşrubat, vesaire şeyler alıyor öğrenciler, yurtta kalanlar. Bu tespit yapılmış; ki bu, Sayıştay tarafından normalde zor tespit edilebilecek bir konudur, hesapla falan ilgisi olmayan bir konu, ona rağmen çok güzel bir tespit yapılmış.

Bir diğer tespit: İhale usullerinden biriyle yapılması gereken alımlar parçalara bölünmek suretiyle doğrudan temin yoluyla istediklerine verilerek gerçekleştiriliyor, bu çok yaygındır, sizde de maalesef Kredi Yurtlarda da yapılıyor.

Spor Totoda da 3 bulgu var, 3 önemli bulgu var.

Spor Genel Müdürlüğünde 6 tane çok önemli, 9 tane de Sayıştay görüşünü etkilemeyen bulgu var yani toplam 15 tane bulgu var. Bunlara tek tek girmeyeyim ama bunlar çok önemlidir size yol göstermesi açısından, dikkate alınması gereken konulardır, bulgulardır, bunlara dikkat edilmesi lazım.

Bugün işsizlikle ilgili rakamlar açıklandı, galiba ağustos rakamları, genç işsizliğinde artış var. Biliyorsunuz, işsizlik, resmî rakamlara göre bile 2 haneye ulaştı, genç işsizliği de yüzde 18,9 yanlış hatırlamıyorsam, o da yüzde 20'lere ulaşıyor ki gerçekte çok daha fazla bu oranın üzerinde. Dolayısıyla, bu gençliğe yönelik bir şeyler yapılması lazım, bir politika oluşturulması lazım.

Futbolu ben spor olmaktan ziyade bir temaşa olarak görüyorum, spordan ziyade temaşadır, sporun bir de o yönü vardır ama futbolun temaşa yönü çok daha fazladır, Türkiye için de öyledir çok önemli oranda. Fakat son senelerde, bu son iki yılda özellikle futbolun o temaşa yönü de ortadan kalktı, artık tribünler boş kalmaya başladı. Bu PASSOLİG uygulaması -arkadaşlarım da bahsetti- çok yanlış bir uygulama. İnsanlar kendilerini fişlenir gibi görüyorlar, futbol kulüplerine baskılar var.

Bakın, göğüs reklamı alamıyor, işverenler üzerinde uygulanan baskı nedeniyle Fenerbahçe, Galatasaray gibi, Beşiktaş gibi kulüpler göğüs reklamı almakta zorlanıyor. Niye? "O kulübe yardımcı olursanız, sıkıntıya girersiniz." gibi, böyle bir tehdit yapılmamıştır muhtemelen... Hayır, siz zaten yapmazsınız ama bu korku var, bunlar var. Bakın, göğüs reklamı alamıyor kulüpler, boşuna değil, tribünlerin boş kalması boşuna değil. Bunlar sıkıntılı işler ve bakın dediğim gibi futbol, spordan çok temaşa yönü olan bir oyun ama buna da siyaset müdahale ediyor, her alanıyla müdahale ediyor ve bu da sevimsizleşmeye başladı insanların gözünde. Bu ülkede herkesin bir taraftarı olduğu kulüp vardır, az çok herkes ilgilenir ama son senelerde bu ilgi çok kötü bir şekilde tezahür etmeye başladı, çok kötü, siyasileşti bütün kulüpler. Kulüplerin seyircileri arasında bölünmeler oldu. Sonuç olarak, bu, çok büyük zararlar verecek, sıkıntılar verecek.

Brezilya'dan 4 gol yedik, 3 milyon euro para ödemişiz herhâlde. Bakın, birçok spor branşında federasyonların bütçeleri 500 bin lira bile değildir, 3 milyon euro vermişiz Brezilya'ya. Niye? Fatih Terim'in keyfiyle hareket edilerek yapılmış, "Bir de Brezilya'yla oynayalım." Birçok federasyonun bu parayı rüyasında görmesi bile mümkün değil. Bu harcamalar bu kadar kolay olmamalı, federasyonun denetimi olmalı.

Bakın, futbol kulüplerinin çoğu iflas noktasına geldi, büyük sıkıntılar var. Federasyon tarafından yapılıyor ya denetimler, denetimlerin çoğu da uydurmadır Sayın Bakan. UEFA kriterlerine göre denetim yapılması lazım ve oralara yeminli mali müşavirlerin mühür basması lazım. Verilen denetim raporlarının çoğu doğru değildir, sahtedir, gerçekleri yansıtmıyor.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis ) - Bize iş çıkarma.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çıkarıyorum bir tane ama gerekli olduğu için gerçekten.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Birileri tarafından raporları "Başa baştır." diye veriliyor, giderler dönem kaymaları yapılarak başa baş gösteriliyor; hepsi sahte. Bu gidişle futbol kulüplerinin çoğu batacak, yarını yok futbol kulüplerinin. Bu kadar borçlanma olur mu? Bir şeyden anlamayan, spordan anlamayan, yöneticilikten anlamayan, şirketlerinde yönetici yapılmayan birçok insan geliyor, futbol kulüplerinde o büyük paraları yönetiyorlar, yönetemiyorlar daha doğrusu ve futbol kulüplerini, milyonların peşinden koştuğu o kulüpleri zora sokuyorlar. Sizin ve federasyonun daha fazla, daha güzel denetimler yapması lazım, sonuç alıcı denetimler yapması lazım.

Yurt konusuna geleyim. Maliyeden ödenekleri istemiştim ben ama çıkaramadılar herhâlde.

Bakın, evvelki sene de özellikle ben söylemiştim yurda çok ihtiyacımız var bu kadar genç varken, yatırım yapalım diye, Suat Bey o zaman da "Biz yeterince yatırım yapıyoruz." diye kabul etmedi. Geçen sene, biliyorsunuz, yurt ihtiyacı doğdu, kiralama ihtiyacı doğdu. Daha fazla ödenek ayırmamız lazım bu konuya, daha fazla kiralanması ve yurt yapımı için ödenek ayırmanız lazım.

Bakın, bu sene de söylüyorum: Uygun görüyorsanız daha fazla ödeneği, Genel Kurulun yetkisi yok ama Komisyonda alalım çünkü bize olan müracaatlara bakıyoruz. Geçen senelerde gönderiyorduk, 100 tane öğrenci ismi gönderiyorsak 20'si yerleşiyordu, biz de onlara "Biz yaptık." diye söylüyorduk bizle olmadığını biliyorduk ama. Bu sene onu da yapamadık ama bir yığın öğrenci de açıkta kaldı. Demek ki çok fazla yurda ihtiyaç var, kiralanmasına veya yapımına ihtiyaç var: Niye daha fazla ödenek ayırmıyoruz? Bu yıllarda lazım, yirmi sene sonra yurda ihtiyaç olmayacak bu kadar. Daha fazla ödenek ayıralım, kiralayın veya satın alın veya yaptırın.

Bakın, arkadaşlar şimdi getirdiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, tekrar ek süre veriyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2013'te 17 milyon başlangıç ödeneği konmuş, 43 milyon lira harcama var. Demek ki ihtiyaç çok daha fazla. 2014'te 18 milyon ödenek konmuş, teklifimize rağmen -kabul etmedi Sayın Bakan- 62 milyon harcama var. Bakın, 18 milyon ödenek koyuyoruz, 62 milyon... Ve kabul etmedi, bakın, tutanaklarda var, kendimizi yırttık "Ödeneği artıralım." diye kabul etmedi o zaman Sayın Bakan. 2015'te de bravo, 95 milyon ödenek istemişsiniz, güzel bir rakam ama bu da yeterli olmazsa bunu da artıralım. Kiralamalar için ne oldu, onu bilemiyorum.

BAŞKAN - Kiralamaları soru-cevap kısmında isteyeceğiz zaten.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Peki, Sayın Başkan. Madem ısrar ediyorsunuz, keseyim konuşmamı.

Teşekkür ederim.