KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Öncelikle ben de şunu belirtmek isterim: Bizim Genel Müdürle ilgili şahsi hiçbir sorunumuz yok, kendisi de sevdiğimiz bir büyüğümüz.

6098 sayılı Borçlar Kanunu 183'te temlik tarif ediliyor, gayet şartlarıyla, usulleriyle iyi biliyoruz ancak kurumun yüklenici firmayla 8/9/2005 tarihli yaptığı bir redevans sözleşmesi var. Redevans sözleşmesinin 10/b maddesinde şöyle bir hüküm var: Temlik için borçlunun yani TKİ'nin rızası ve noter şartının birlikte aranacağı. Yani kurum, yüklenici firma eğer temlik edecekse doğmuş veya doğacak alacağını kuruma gelecek, diyecek ki: "Ben bunu X kişisine temlik edeceğim, bana bu konuda izin verin." İzni verdikten sonra da TKİ, gidecek, notere temlikini yapacak. Redevans sözleşmesinden kaynaklanan şart, bu sözleşmenin bir tarafı TKİ. Nitekim kurum bununla ilgili müracaat ettiğinde, yüklenici firma kuruma temlik için müracaat ettiğinde kurumun işletme daire başkanlığı 24 Haziran 2014 tarih ve 6039 sayılı yazısında "Söz konusu ocaklarda yapılan denetimler sonucu tespit edilen eksikliklerin giderilmesi ve firma tarafından tekrar kömür üretimine başlanması durumunda iş programı doğrultusunda faaliyet göstermek kaydıyla izin verilebilir." diyor yani İşletme Daire Başkanlığı temlike onay verilmesini şarta bağlıyor. Nedir? Yüklenici firmanın ocaklarda faaliyete başlaması, üretim yapması yani çalışması. Temlikin verildiği, talep edildiği tarihte firmanın hiçbir ocağı açık değil. Firma o ocaklarda faaliyet göstermiyor ve bu faaliyetin gösterilmediğini TKİ biliyor, en azından bilmese dahi basiretli tüccar gereği bilmesi gerekiyor, buna rağmen temlike onay veriyor. Yani TKİ şunu yapmış olsaydı: "Ben bu temlike izin vermiyorum." şerhini koysaydı ama yüklenici firma gitsin noterde temlikini yaparsa yapsın, o ayrı hukuksal bir konuydu. Fakat kurum "Ben temlike onay veriyorum." diyerek hem firmaya "Eksikliklerinizi tamamlarsanız, iş programınızı uygularsanız onay veririm." diyor, iş programını uygulamadığını bildiği hâlde de temlike onay veriyor. Burada bir çelişki var arkadaşlar. Bunun gerçekten adli makamlarca incelenmesi, irdelenmesi gerekiyor. Eğer bu işlem hukuka uygun bir işlemse bu kurum açısından son derece faydalıdır. Ama bir eksiklik, bir ihmal varsa da bunun da tespiti en azından ülkemiz için gayet önemlidir çünkü ne olursa olsun her ne kadar "Kurum alacakları rüçhanlıdır, öndedir." deseniz de siz bu temlikten dolayı o tazminatlarla ilgili sorumluluğunuzu ya da ödediğiniz miktarları firmadan tahsil edebilmek için o firmayla çalışmaya mecbur olacaksınız. Çünkü niye? Firma sizi içeride bıraktı. Ne olursa olsun maddi ve manevi tazminatlardan dolayı firma bu temlikle TKİ'yi içeride bıraktı, TKİ şu an ona mecbur. Bu yüzden benim bu ihbarım. Talebimin de haklı olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da zaten Sayın Komisyon Başkanlığının herhangi bir oylamaya da şu bu yetkisi olmadığı gerek CMK 158 gerekse de Adalet Bakanlığının bu konuyla ilgili açıklayıcı görüşü çok sabittir. Komisyon Başkanının yapacağı tek bir iş vardır. Benim dilekçemi Meclis Başkanlığına, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderecek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı da onu ivedi olarak ilgili cumhuriyet başsavcılığına havale edecektir.

Teşekkür ediyorum.