| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü ve müesseselerinin 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 20 .04.2016 |
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Genel merkezde toplantım vardı, o yüzden biraz geciktim; kusura bakmayın.
Zonguldak şehri, taş kömürü bulunduktan sonra kurulmuş bir şehirdir. Zonguldak'ın ilçelerinin geçmişine baktığımız zaman, 3 bin yıllık, 5 bin yıllık tarihî geçmişi vardır ama Zonguldak 1924'te il olmuştur, cumhuriyetten sonra kurulan ilk ildir. Kömürle beraber oluşmuş bir şehir. Maalesef, kömürün üzerine kurulmuş bir şehir. Dolayısıyla, şehrin altından kömür aldığımız zaman şehirde tasmanlar oluşmaktadır, göçmeler oluşmaktadır. Dolayısıyla, biz kömürü şehrin altından ziyade, denizin altından almaya başladık ya da eksi 560'lardan, eksi 600'lerden çıkarmaya başladık, bu da maliyetleri artırmaktadır.
5 bin maden şehidi vardır. Bizim Zonguldak'ımızda hepimizin akrabaları orada çalışmıştır. Ya maden kazalarında şehit olmuştur ya maden hastalıklarından vefat etmiştir. Bütün babalarımız, amcalarımız, dedelerimiz orada çalışmıştır. Ben de Zonguldak Milletvekili olarak -çalışmadım ama- çalışma şartlarını biliyorum, çok zor koşullarda çalışmaktadır arkadaşlarımız.
Ve Zonguldak'ta 1,3 milyar ton kömür rezervi var. Kalori değeri yüksek, koklaşabilir özelliği olan taş kömürü bildiğim kadarıyla da başka bir yerde yok. Türkiye'nin de bu kömüre ihtiyacı var. Türkiye bu kömürün bir kısmını Zonguldak'tan karşılıyor, bir kısmını maalesef dışarıdan alıyor. En basitinden, bizim bölgemizde enerji santralleri var; Eren gibi, ELSAN gibi, Erdemir, Kardemir gibi fabrikalar. Onlar bile zaman zaman kömürü dışarıdan alıyorlar. Yerli kömürün teşvik edilmesi lazım, yerli kömürün kullanılmasının sağlanması lazım.
Biz iktidarımız döneminde zarara rağmen 5 bin işçi aldık ama yeterli değil. Benim çocukluğumda burada 60 bin çalışan vardı, şu anda 9 binlerde. Norm kadro 14 bin, benim bildiğim kadarıyla. En azından, bu norm kadro seviyesinde işçi sayımızı tutmamız lazım. Norm kadro seviyesinde tutarsak o zaman kâra, zarara bakabiliriz; mekanizasyon, modernizasyon bunlar konuşulabilir, Sayın Genel Müdürüm bunları anlattı. Dolayısıyla, bu kömürün çıkarılması, ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. Bir istihdamdır, bir katma değerdir. Kesinlikle bu ocakların, TTK'nın kapatılması, özelleştirilmesi söz konusu olmamalıdır. Zaten zarar eden bir kuruluşu -Mehmet ağabeyin de dediği gibi- alan da çıkmaz, alıcısı olmaz.
Burada, değerli milletvekilleri, Ermenek ve Soma'daki faciadan sonra, çıkan yasayla beraber işçiye en az 2 asgari ücretin verilmesi; 37,5 saat çalışma, iki gün izin, 43 yaşında emekli etme gibi konular buradaki kurumun zararını artırdı. Bizim Zonguldak'ımızdaki redevansçıları da batırdı bu yasa. Biz bununla ilgili bir düzenleme yaptık, biliyorsunuz. Genel Kurulda kabul gördü. Düzenlemeyle beraber, 01/01'den itibaren geçerli olmak üzere, maliyet artışlarını redevansçılar alacaklar. Bizim redevansçılarımız da -14-15 tane şirket- 4.500-5 bin civarında işçi çalıştırmaktaydı, onlar da işçilerini çıkardılar. Şimdi, tekrar bunların da alınması gündeme getirilecek.
Bu yasa... İşçimizin daha güvenli şartlarda çalışmasını istiyoruz, kesinlikle bir kardeşimizin burnu kanamasın, onun canı hiçbir şeyle karşılanamaz. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Biz oradaki facialarda şunu gördük: Mesela, yakınını kaybeder oradaki hemşehrimiz, babasını kaybeder mesela, madende şehit olmuştur. Cenazesinin çıkması için ocağın ağzında bekler, günlerce bekler, bekler; bazen çıkmaz. Çıktığı zaman onu alır, toprağa verir; biraz acısı azalır, diner; hemen arkasından kardeşi varsa kardeşi, çocuğu varsa çocuğu kuruma girmek için iş başvurusunda bulunur. Burada böyle bir ortam... Dolayısıyla, Ermenek ve Soma'da kaybettiğimiz şehitlerimizin yakınlarına verilen haklardan Zonguldak maden şehitlerinin yakınlarının da istifade etmesi noktasında bir çalışmamız var; bunu ben Başbakanımızla görüştüm, Bakanımızla görüştüm. Tahmin ediyorum, 780 civarında da bu şekilde iş hakkı -bence- alması gereken kardeşimiz de var. Dolayısıyla, ocaklarımızın yaşatılması lazım ve en azından 14 bin norm kadro seviyesine işçi sayısının çıkarılması gerekmektedir.
Aynı zamanda bir okuldur. Nerede bir facia olsa -Allah göstermesin- Zonguldak koşar gider. Zonguldak kömürden dolayı emeğin başkenti olarak anılır. Binlerce sivil toplum kuruluşu vardır, sendika vardır, işçilerimizin haklarının savunulması noktasında çok çeşitli faaliyetlerde bulunan kardeşlerimiz vardır. Yani, hakkını aramasını bilen bir şehirdir. Kamuya saygılı bir şehirdir, kamu idarecilerine saygılı bir şehirdir. Bugüne kadar da Türkiye ekonomisine hep katkıda bulunmuştur; mesela, Erdemir, Kardemir, demir yolları, cumhuriyetin kurulmasından bugüne kadar bütün sanayi kuruluşlarına Zonguldak destek vermiştir. Bizim atalarımız Zonguldak'ta çalıştı. Daha sonra, Almanya'da, Avrupa'nın çeşitli kentlerinde maden havzalarında çalışmak üzere göç ettiler. 1960'larda Zonguldak yurt dışına göç verdi. Bundan dolayı da yurt dışında yaşayan çok ciddi bir nüfusumuz var.
Ben burada bana da söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Zonguldak'tan gelen misafirlerimiz var, onlara da hoş geldiniz demek istiyorum. İktidar, muhalefet, TTK kurumuna destek veren bütün kardeşlerime, arkadaşlarıma saygılar sunuyorum. İnşallah TTK'nın çok yakın bir zamanda... Kâr eden bir kurum belki olmayabilir ama zararının azaltılması, üretimin artması noktasında da var gücüyle çalıştığını ben gözlemliyorum, çalışacağını biliyorum. SGK da, okullar da, hastaneler de, üniversiteler de kâr eden kurumlar değil. TTK'dan da çok kâr beklemeyelim. Bu kömürün de ekonomiye kazandırılması gerekmekte ve bu ocakların bir şekilde çalıştırılması lazım. Eğer ocaklar çalışmazsa kömürü yarın istesek de çıkaramayız. Yani, bu ocaklar, bu galeriler, işte, tüneller -oradaki yer altı terimlerini arkadaşlarımız belki bilmeyebilir- zamanla çöker, kaybolur, yok olur. Ve bugün TTK'ya yapılacak yatırımdan yarın bir fayda beklemeyelim, bunun getirisi belki birkaç sene sonra olacaktır.
Ben tekrar teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.