KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, kapsamlı sunum için teşekkür ediyor, ekibinizle birlikte başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum.

Sıklıkla maruz kaldığımız deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde daha ilk andan itibaren vatandaşımızın yardımına Hızır gibi yetiştiğinizi, mesainizin büyük çoğunluğunu afet bölgelerinde geçirdiğinizi milletimiz görüyor ve biliyor, gerisi hikâye. Bugün burada iktidar ve muhalefetten birçok arkadaşımız hakkınızı teslim etti, övgülerini ve teşekkürlerini iletti. Deprem bölgesinden bazı milletvekili arkadaşlarımız "hemşehri" olarak ifade etti; kıskanmıyoruz, ben de ifade edeyim: Hemşehrimiz olarak Konya sizinle gurur duyuyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ankara'nın da hemşehrisi, Ankara da gurur duyuyor kendisiyle.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Şimdi, bazı arkadaşlarımız, hakikaten anlamakta güçlük çektiğimiz bazı eleştiriler yaptı, denildi ki: "Yapılan deprem konutları yetersiz." Şimdi, baktığımız zaman, bu asrın deprem felaketi sonrası 11 ilde 3.481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis ve işçimiz gece gündüz aralıksız çalışarak 350 bin konutu tamamlamıştır. Yıl sonuna kadar 453 bin konutun teslim edilmesi beklenmektedir. Dikkatinizi çekerim, saatte 23, günde 550 konut üreten bir Bakanlık burada. Acaba bunun dünyada eşi benzeri var mı değerli arkadaşlar?

İkinci konu: 500 bin sosyal konut için "Övünülecek değil, utanılacak bir proje." diyen arkadaşımız oldu. Gerçekten çok şaşırdım. Biliyorsunuz, konut hakkı ekonomik, sosyal ve kültürel alanda temel insan haklarındandır. Anayasa'mızın 57'nci maddesinde de konut hakkı düzenlenmiş ve devletimize belli tedbirleri alma görevi vermiştir. Aslında, cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut projesi; Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim de vaadimiz sosyal konutların artırılmasıydı; bu anlamda destekliyoruz, milletimize hayırlı olsun diyoruz.

Sayın Bakanım, ülkemizde zorunlu deprem sigortasına dâhil olan konut ve iş yeri sayısı 2025 Ekim ayı itibarıyla 11,6 milyona ulaşmış. DASK verilerine göre ülke genelinde sigortalılık oranı yüzde 57,7; en fazla sigortalılık oranı yüzde 65'le Marmara Bölgesi'nde, en düşük sigortalılık oranı yüzde 45'le Karadeniz Bölgesi'nde. Doğal afet sigortasının bütün afet türlerini kapsayacak şekilde genişletilerek yaygınlaştırılmasını, sigortalılık bilincinin artırılmasını, bu yönde farkındalık çalışmalarının yürütülmesini gerekli görüyoruz. Bu anlamda, belki şu bilgileri kamuoyuna açıklamakta fayda var farkındalık oluşturma açısından: Yaşadığımız bu asrın deprem felaketinde 11 ilde yıkılan kaç konut ve iş yerinin zorunlu deprem sigortası yapılmış? Bunlar için sigortadan toplam ne kadar tazminat ödenmiş? Ayrıca, bir konut ve bir iş yeri için ödenen en düşük ve en yüksek tazminat tutarı ne olmuştur? Hâlen zorunlu deprem sigortasını yaptırmamış insanımızın belki bu yönde farkındalığına neden oluruz, o açıdan bu bilgilerin açıklanmasında fayda görüyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak kentleşme politikamız yerleşimlerin afete duyarlı olmasını; doğal, tarihî ve kültürel varlıkları korumasını ve yaşatmasını; kentlilik kültürünün oluşturulmasına katkı sağlamasını, su kaynaklarının ve çevrenin korunmasını; planlı, çağdaş, altyapılı, yaşanabilir kentlerin inşa edilmesini; yerel kalkınmanın desteklenmesini, hizmetlere erişimin kolaylaştırılmasını ve kentte yaşayan vatandaşlarımızın hayat kalitesinin artırılmasını amaçlamaktadır. Eğitim, sağlık, sosyal hizmet, kültür, ulaşım ve kentsel altyapı hizmetlerinin hızlı, güvenli, zamanında, ucuz ve erişilebilir bir şekilde sunulması, diğer politikalarla birlikte sağlıklı kentleşmenin bir gereğidir. Sanayileşme ve göç nedeniyle kentlerdeki yığılmanın ve çarpık yapılaşmanın önlenmesi için kentleşme hızı ile arsa arzı ilişkisi kurulması gerekmektedir. Planlama ve ruhsat süreçlerinin merkezî düzeyde denetimlerinin sıkılaştırılmasını temin eden yeni bir imar rejimi oluşturulması gerekli görülmektedir.

Bilindiği gibi, aralık ayında 7534 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklikle plan değişikliği sonucu değeri artan taşınmazdan değer artış payı alınması zorunlu hâle gelmiştir. İmar planı değişiklikleriyle taşınmazların değer kazanması durumunda ortaya çıkan kazancın yüzde 90'ının kamuya aktarılmasını öngören İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Hakkında Yönetmelik geçen hafta yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni düzenlemeyle şehirlerin plansız büyümesinin ve keyfî imar değişikliklerinin önüne geçilmesi hedeflenmektedir, biz destekliyoruz. Gayrimenkul piyasasının daha etkin işlemesini sağlamak üzere nesnel ölçütlere dayalı bir gayrimenkul değerleme sisteminin geliştirilmesi ihtiyacı devam etmektedir.

Ülkemizde konut sektörünün regüle edilmesi, aşırı fiyat artışlarının önüne geçilmesi ve sürdürülebilir konut finansman politikalarının geliştirilmesi, dar ve orta gelir gruplarının konuta ulaşılabilirliğinin kolaylaştırılması amacıyla sosyal konut kampanyaları hayata geçirilmiştir. TOKİ tarafından 2024 yılında 100 bin, 2025 Ocak-Eylül döneminde 82.338 sosyal konut tamamlanmış olup yıl sonunda üretilmesi planlanan konut hedefine ulaşılması öngörülmektedir. "Ev Sahibi Türkiye" temasıyla Türkiye tarihinin en büyük projesi olan 500 bin sosyal konut seferberliği başlatılmıştır. Yüzyılın Konut Projesi'yle 2 milyon vatandaşımızın güvenli ve dayanıklı ev sahibi yapılması hedeflenmiştir. Emeklilere, engellilere, gençlere, şehit aileleri ve gazilerimize önemli oranda kota verilmesini de çok değerli buluyoruz.

Ayrıca, kiralık konut uygulaması devreye alınarak İstanbul'da uygulanacak modelle TOKİ eliyle kiralama sistemi kurulması, konutların bölgedeki rayicin yarı fiyatına kiralanması ve sözleşmelerin üç yılı kapsaması, kiralanan konutların yönetimi, bakım ve denetimini TOKİ'nin sağlaması öngörülmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; doğada var olan dengenin bir parçası olmak yerine ona hükmetmeye çalışan insanoğlu maalesef dengeyi bozmuştur. Bozulan denge küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine sebep olarak ekosistemi günden güne bozmuş, çevrede de onarılması mümkün olmayan hasarlara yol açmıştır. Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında kararlı hedefler belirleyerek konuya ilişkin hassasiyetini küresel ölçekte ortaya koymaktadır. 2021 yılında Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınma hakkına halel getirilmemesi şartıyla Paris Anlaşması'na taraf olunmuştur. Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil büyüme hedefleri doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele için yasal çerçeveyi oluşturan İklim Kanunu bu yıl yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz coğrafi konum itibarıyla iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer aldığından uyum kapasitesinin geliştirilmesi ile ekonominin ve toplumun iklim risklerine dayanıklılığının artırılmasına yönelik sürdürülen çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olarak enerji, sanayi ve ulaştırma sektörleri başta olmak üzere ilgili alanlarda iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerini belirlemekte, yeşil büyümenin sağlanması ve emisyon artış trendinin sınırlandırılması yönünde bir politika izlemektedir.

Aynı zamanda, Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında öngörülen eylemler de yeşil dönüşüm yolunda önemli faaliyetler içermektedir. Yeşil dönüşümün etkin bir şekilde planlanması kapsamında Türkiye'nin uzun vadeli sıfır emisyon stratejisinin çalışılması önem arz etmektedir. Ülkemizde çevre sorunlarına duyarlı politikalar, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde küresel sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla uyumlu bir şekilde geliştirilmekte ve uygulanmaktadır.

COP31 olarak tanımlanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31'inci Taraflar Konferansı'na Türkiye 2026 yılında ev sahipliği yapacaktır. 197 ülkenin temsilcilerinin katıldığı COP toplantısı dolayısıyla Türkiye iki hafta boyunca küresel iklim diplomasinin merkezi konumuna gelecektir. Bu süreç iklim finansmanı, temiz enerji ve yeşil teknoloji alanlarında uluslararası fonların ve yatırımcıların Türkiye'ye yönelik ilgisini artıracaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bakanlık ve kurumlarımızın 2026 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.