KOMİSYON KONUŞMASI

İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Bursa) - Gerçekten demokrasiye katkıda bulunacak değerlendirmeler oluyor. O bakımdan en sonunu beklemek istiyordum ama izninizle ben de bu konuya ilişkin fikrimi paylaşayım.

Şimdi, burada önemli olan hesap verilebilirlik, bunu sağlamak. Gelişmiş ülkelerde -örneklendirebiliriz- eğer bir konuda bakan, milletvekili ya da meclis bir inisiyatif almışsa o üst düzeyde değer verildiği anlamına gelir. Siz yıllarca siyaset yaptınız, biliyorsunuz. Siyasetçi -sizler de, bütün arkadaşlar, hepimiz gidiyoruz- her gün, her an sokakta vatandaşa, bir kere işin sahibine hesap verebilen insandır, vermek zorunda olan insandır. Bu bakımdan burada aslında tersinden bakılırsa... Şöyle de bakılabilir yani biz o anlayışla bunu koyduk: Çok güçlü olduğu yerlerden birisi budur. Kimin burada olacağına çoğunlukla Türkiye Büyük Millet Meclisi karar veriyor. Diyor ki: "Şu şu şu yerlerdeki insanlar olacak." Bu birçok ülkede ilgili idareye bırakılmıştır çünkü zaten idarenin kendi içerisinde kurduğu ve Meclise karşı, millete karşı yaptığı işi daha iyi yapmasını sağlayıp sonra da hesap vermesini mümkün kılacak bir düzenleme bu. Yani bunun altını çiziyorum. Onun için burada, bir, Meclis doğrudan inisiyatif almış oluyor, yerleri belirliyor, şunlar şunlar olacak diyor. İkincisi: Hükûmet, Bakanlar Kurulu düzeyinde yine niteliklerini belirlediği kişiler arasından seçecek. Arkadaşlar, bu kadim tartışmadır. Yani bir kuruma mı daha çok güveneceğiz, siyasete mi? Ben şahsi kanaatimi söylüyorum. Ben bürokraside yıllarca bulundum. Ben geldiğimde bana hesap soracaksınız, yarın başka bir İçişleri Bakanı ise ona hesap soracaksınız. O orada diyor ki: Üniversitelerden niteliği belli yani onlar arasından birini zaten YÖK seçecekse seçecek. YÖK'ü de biz tartışıyoruz. YÖK tartışması burada olsa kim bilir neler söyleyeceğiz hep birlikte yani, bir şey de demiyorum.

Şimdi ya da bir tek seçim sistemi olan bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunu. Yani orada yine onların seçme içinden, havuzdan birini, yani o niteliklere sahip olan birini siyasetin seçmesinin ben şahsen de daha hesap verilebilirlik bakımından uygun olduğu kanaatindeyim, bunu samimiyetimle söylüyorum. Burada siz hesap soracaksınız, ben de hesap vereceğim. Benim hiç atamadığım kişilerin, hiç müdahil olmadığım kişilerin, Avrupa'da da böyle yani, bazı öyle örnekler verebilirim ki "Bu kadar şey olur mu?" denir. Ama orada demokratik mekanizmanın en önemli enstrümanı bir kere işin sahibine hesabı kim verecekse yetki de onda olsun. İşin sahibi millettir, millete en yakın hesap verecek kişide yetki olursa sorgulama daha mümkün olur ama diğer önerileri de elbette aynen bunun kadar kıymetlidir, ona da bir şey demiyorum yani o kendi içerisinde de pekâlâ o görüş de benimsenebilir ama bizim şahsen benim de benimsediğim görüş doğrudan hesap veren kişiye verelim ve hesabı da soralım.

Teşekkür ediyorum.