| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Elektrik İletişim AŞ'nin 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .04.2016 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - "Elektrik enerjisi vazgeçilmez bir enerji olup bu bağlamda bugün yaygın olarak kullandığımız elektrik enerjisinde verimliliği sağlamak, kalite ve güvenilirliği artırmak koşuluyla üretim maliyetlerini azaltmak ve sistem kayıplarını en aza indirmek elektrik enerjisi sistemlerinin planlaması ve işletilmesinde en önemli hedefler hâline gelmiştir." diye Sayıştayın benim de katıldığım çok önemli bir tespiti var. Tabii, başlangıçta söyledim, hem kurumsal sorun var hem Bakanlıkla ilgili var hem de yasal düzenleme ihtiyacı olan var.
Örneğin, şimdi, kurumda 2010 yılında 11.782 olan dava dosyası 2014'te 19.228'e çıkmış yani giderek kurumun artan bir mahkeme olayı var ki burada iki yılda avukat sayısı da yüzde 433 artış gösteriyor. Kurum ileride giderek davalarla uğraşan bir kimliğe dönüşebilir. Personel sayısında da 6 binden 8 bine bir yükseliş var. Benzer durum da noter giderlerinde, yüzde 227'lik bir artış oluşmuş.
Tabii, bir kurumun işleyişinde birden fazla yerden ileticisi olunca sıkıntı oluyor. Örneğin, şimdi, lisans verilmiş, biraz evvel de tekrar sordum, lisans arz-talebe göre veriliyor. Lisansı alanların aldıkları lisans doğrultusunda yatırımlarını gerçekleştirmeleri gerekiyor ama -ben bunu yazılı bir soru önergesiyle de gündeme taşımıştım, onunla ilgili yanıtı da bekliyorum- burada lisans -arz-talebe göre- talebi karşılıyor ancak lisans alanlar yatırıma dönüştürmedikleri için ve onları da uygulamaya geçirmediklerinden bir açık görünüyor. Bununla ilgili kurumsal kimliğin yanında Bakanlığın da durumu değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Arz-talep dengesine göre lisans alıyor da belli bir süre içinde eğer o işletmeye yönelmiyorsa iptal edilmesi gerekir çünkü ona göre de bu kez lisans verilemiyor talebin karşılandığı düşünülerek, böyle bir açmaz var.
Keza, kurumda iş güvenliğiyle ilgili yetişmiş personel sayısı 53 ve verilen ücret de 1.200 TL. Belki de bütününe baktığımız zaman göreceğimiz şöyle bir durum da var, biz bunu alt komisyonda tartışmıştık: Kurum kendi içinden bir şirket üreterek kendi iç hizmetlerinin bir kısmını da onlara yaptırmaya başlamış. Onunla ilgili Sayıştay da dönüşmesi gerektiğini söylemişti, Genel Müdürümüzün de itirazı vardı. Buradaki çoğu arkadaşımız kurum yöneticiliği yaptılar. Sayın Genel Müdürün söylediğini ben anlıyorum ama yasal anlamda mevzuata da uygun değil. Buradaki sürecin de mevzuata hem uygun olması gerekiyor hem taşeronda görünen, diğerlerine göre ücreti daha düşük olan, daha ucuz iş gücüyle daha çok verim alınmaya çalışılıyor. Kurumda yetişmiş eleman bir süre sonra burada kendini geliştirdiğini fark ettiği an kurumdan ayrılıyor. Böyle olunca kurum bir yerde eğitim kurumu görevi yapıyor, o diğer taraftaki kurumlara geçiş sağlıyor çünkü ücret dengesinin lehinde olduğu yere gidiyor, bu da doğal bir olay. Bunun da düzene girmesi gerektiğini, yasal bir düzenlemeye de ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Şimdi, çok tehlikeli iş yeri sınıfında yer alan TEİAŞ çalışanlarının yeterli ölçüde eğitim almadıkları yine yansıyan rapordan görülüyor. Burada iş kazaları ve benzer durumlarla ilgili rakamsal veriler de var. Ayrıca bu kurumun bir özelliği daha var; içinde bulunduğumuz ve hepimizi çok üzen, her gün de şehit haberleriyle acısını hissettiğimiz teröre de açık bir kurum. Bu kurumu bir bütün olarak düşünmek lazım yani üretimi, dağıtımı, bununla ilgili kurumsal yapının varlığından hariç bir de terörün yarattığı risk var. O konuda da kurumsal olarak sanırım öneriler geliştiriliyordur, öyle bir sistemin de uygulamada gerekliliği var.
Bütün olarak, Sayın Genel Müdür oradaki toplantıda da Sayıştaya biraz sitem etti ama ben yine söylüyorum, Sayıştaya kurumun teşekkür etmesinin çok gerekliliğine inanıyorum çünkü yeni kurulan bir KİT yani tekel keşke geçmişte de bazı denetimlerde bu kadar irdelenseydi de onlara yol gösterici ve destek olsaydı diye düşünüyorum. Bu anlamda elektrik enerjisi yani elektrik üretimindeki maliyetlerdeki denge oynamasının fiyata yansımasının son müşteriye erişiminde yarattığı yükün de sistem işleyişindeki sorunların da etkisi olduğunu belirtiyorum.
Teşekkür ediyorum.