KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Teşekkür ediyorum ben de.

Ömer Bey'i çok sayıda aramışlığım vardır bu konuyla ilgili. Şimdi, bu konu, bence tartışmaya çok açık bir konu, sizinle de sayısız kere tartıştık. Benim itirazım şu noktada: Daha önce, biliyorsunuz, vergi indirimi üzerinden, 2008 öncesi sigortalılar vergi indirimi öncesinden yapılıyordu; sizin, bir norm yani 2008 öncesi ve sonrasını standardize etmek için başlattığınız bir süreç bu ama ben şunu iddia ediyorum: "Çalışma gücü kaybı" olarak ifade ettiğiniz şey şu anda Türkiye'deki engellilerimizin gerçek yaşamıyla örtüşmüyor. "Neden?" derseniz, daha önceki vergi indirimi üzerinden yapılan bir Balthazard formülü uygulaması vardı hatırlarsınız, bence hiç fena bir formül değildi Balthazard formülü çünkü tüm engel oranlarınızı yazıp -tek tek toplamak gibi değildi ama- farklı bir formülasyonla size bir oran çıkarıyordu. Oysa şimdi, çalışma gücü kaybında en yüksek oranı alarak hesaplama şekliniz var. Oysa bir engellinin sadece çalışma ortamını düşünerek bir aylık bağlama doğru değil çünkü o çalışma ortamına gelene kadar yaşadığı çok büyük sıkıntılar var. Maalesef, işte, günlerdir erişilebilirliği konuşuyoruz biz mesela, engelliler için gerçekten büyük sorun, ulaşımından tutun da işte eğitim ortamı, o istihdama girene kadar ki ailesini geçindirebilmesi... Yani bir engelli için, engeli olmayanlara göre çok farklı bir ortam var. O yüzden, çalışma gücü kaybını da mutlaka masaya yatırmanız gerektiğini düşünüyorum. 2008 öncesi sigortalıların gerçek bir hak kaybı yaşadığını... Şimdi, siz bir şeye SGK mantığıyla bakıyorsunuz, olaya çok matematiksel bakıyorsunuz, bir rakam üzerinden değerlendiriyorsunuz ama sosyal devlet anlayışına uymadığını düşünüyorum bunun çünkü 15 Ocak 2025 tarihinde bir yanda daha önce hesaplatmış olanların birçoğu hesap yapmıştı, işte, "İki ay sonra emekli oluyorum." "Altı ay sonra emekli oluyorum." diye; bu, engelliler için, hayatı zorluklarla dolu olan bir grup için büyük bir umut ve bir hedef aslında. Ben ülke yönetiminin bu kadar matematiksel formüllerle olmaması gerektiğine inanıyorum yani sosyal devlet anlayışınız varsa tabii. Bu anlayışta gerçekten birtakım uygulamaları aynen bu emeklilikte yaşa takılanlardaki gibi, bu kademelendirilmeden başa gelen iş gibi burada farklı bir formülasyon uygulamalıydınız. Eğer böyle bir geçiş yapılacak olsaydı bile farklı bir kademelendirme -az önce siz de söylediniz, değiştirdiniz ama- farklı bir uygulama olmalıydı. Yani bir yanda bir tarih verip bundan sonra... Belki bazı şeyleri standart hâle getirmek sizin bakış açınıza göre doğru olabilir ama bir engellinin gözünden bu çok büyük bir hak kaybı, onu bir kenara koyuyorum, onunla ilgili gereken şeyleri yaptık, artık Anayasa Mahkemesinin kararını bekliyoruz ama onun ötesinde, "çalışma gücü kaybı" dediğiniz şeyin gerçek hak için doğru bir yöntem olup olmadığını da tartışmanız gerekiyor. Tıpta şöyledir, 2 kere 2 -hekim arkadaşlarımız var, ben kendisini de dinledim, haklı- 4 etmiyor maalesef yani kişilerin durumu... İşte, mesela şurada diyabette 20 puan veriliyor ama diyabet gerçekten kronik bir hastalık ve uzun dönemde kontrol altına alınmazsa gerçekten çok büyük sıkıntılara yol açabilecek bir durum. Dolayısıyla, diyabet tanısı aldığınız andan itibaren aslında büyük bir riski de taşıyor oluyorsunuz. O riski de gözetmek koruyucu hekimlik mantığında yine, sosyal devletin bir yaklaşımı aslında. Ülkeler arasında farklılıklar olduğunu biliyorum, bu konuda tam dört dörtlük bir yaklaşımın olmadığını da... Yani ben çok fazla ülkeninkine de bakmış biri olarak böyle çok ideal formüller olmamakla birlikte mükemmeli yakalamaya çalışan sosyal devlet anlayışında ülkeler var. O yüzden, Sosyal Güvenlik Kurumu olarak bunu mutlaka masaya yatırmalısınız, olaya sadece formüller gözüyle bakmamalısınız diye düşünüyorum. Birincisi bu.

İkincisi, bu şekilde vergi indirimi üzerinden emeklilik hakkı alan 311 bin kişi var. Daha sonra 6 bin ve 33 bin sayısı vermişsiniz, onlar nedir? Yani o farklı bir şey mi? 311 bin kişinin içinde mi onlar?

SGK EMEKLİLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ ÖMER KÜÇÜKEVCİLİOĞLU - İçinde, dönemleri verdik sadece.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Ha, "O döneme ait." diyorsunuz, tamam. Yani 311 bin kişi zaten bu yolla emekli olmuş, bunlar da kontrole gittiklerinde o dönemin kurallarıyla değerlendiriliyorlar ama bakın, orada da bir kargaşa yaşanıyor çünkü kontrole gittiklerinde kontrol yapan yerlerde bir kafa karışıklığı var ve vatandaşlar orada da büyük mağduriyet yaşıyor yani elimize gelen şeyler... Ben onlara ısrarla diyorum ki: "Siz zaten bu yolla emekli olmuşsunuz, sizin eski, o dönemin kurallarıyla değerlendirmeniz gerekir." Muhtemelen hastanelerde de bir kafa karışıklığı olabilir yani kurumlar arası...

OTURUM BAŞKANI JÜLİDE SARIEROĞLU - Ama onlara maaş bağlanmış, artık onda bir değişiklik olmuyor, bence başka bir şeyden...

AYLİN YAMAN (Ankara) - Olmuyor ama kontrol muayenelerinde... Yani ona da bir bakmanızda fayda var. Yani bir kargaşa var orada da ya da kişilerin endişesi de olabilir yaşanan, onu bilmiyorum yani ama bize o konuda da bir başvuru var. Hepsini bitireyim, size ondan sonra söyleyeyim.

Herhâlde genel sağlık sigortası kısmından da bir yöneticimiz burada bildiğim kadarıyla, bir de onlarla ilgili... Şimdi, engelliler de eğer gelir testinden geçerlerse, onlar da GSS primi ödüyorlar değil mi, yanlış bilmiyorum? O da daha çok yeni yüzde 3'ten yüzde 6'ya çıktı, brüt asgari ücretin yüzde 6'sı kadar, yaklaşık 1.560 liraya çıktı bir anda, 780 liradan 1.560 liraya çıktı ve bu gelir testini geçebilmek de hiç kolay değil biliyorsunuz, bu engelli aylığında da birtakım sıkıntılar var, kişinin kendi geliri üzerinden değil, hane temelli bir yaklaşımla bakılıyor ve burada da büyük bir adaletsizlik var. Evi birinden miras kalmışsa, işte, birinin bir mal varlığı varsa o engelli baştan o şeye hak kazanamıyor ve engellinin siz de takdir edersiniz ki sağlık kurumlarını ziyareti zaten çok sık ve bu GSS primlerinin gerçekten bu konuda da masaya yatırılması lazım. Yani gelir testine bakılmaksızın engelli vatandaşların primden muaf olmaları gerekiyor mutlaka.

Şunu anlayamadım ben: Bir tablo göstermişti hocamız, mesela kalp yetmezliğine 20 puan verilmiş, onun yanında da çalışma gücü kaybının 59 ve 60 üstü olan şeyi var. Siz o 20 puanı verdikten sonra tedaviye olan yanıtına göre mi çalışma gücü kaybı oranı veriyorsunuz?

EROL KELEŞ (Elazığ) - Ejeksiyon fraksiyonlarına mı?

AYLİN YAMAN (Ankara) - Evet, evet; ejeksiyon fraksiyonuna göre 20 puan vermiş, mesela ejeksiyon fraksiyonu 50 ile 60 arasında ise 20 puan veriyor. Eğer tedaviye rağmen ejeksiyon fraksiyonu 25'in altındaysa gibi bir şey var değil mi, yanlış anlamıyorum?

SGK MALULİYET VE SAĞLIK KURULLARI DAİRE BAŞKANI ELİF ESİN KINAY ÜNSAL - Çalışma gücü kaybının değerlendirilmesinde tedaviyle olan bağını her zaman için soruyoruz, hastalıkların tedaviden fayda görüp görmediğini. Orada engelli yönetmeliğinin NYHA 1'den başlattığını yani iyi olan, hiçbir problemi olmayan hastalığa 20 puan verdiğimizi ifade etmeye çalıştım.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Yani şunu soracağım aslında, bu detay ama şunu sormak istiyorum: Mesela ejeksiyon fraksiyonu 56 ile 60 arasındaysa 20 puan aldı ve kontrol altında, onun çalışma gücü kaybını nasıl değerlendiriyorsunuz, bir takip sistemiyle mi yoksa tek başına ona nasıl bir oran veriyorsunuz, onu anlayamadım.

SGK MALULİYET VE SAĞLIK KURULLARI DAİRE BAŞKANI ELİF ESİN KINAY ÜNSAL - Biz takip etmiyoruz, başvurduğunda "Bu çalışma gücü kaybı 40'ın altındadır." diyoruz.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Anladım.

SGK MALULİYET VE SAĞLIK KURULLARI DAİRE BAŞKANI ELİF ESİN KINAY ÜNSAL - Sonrasında sigortalıların ikinci bir başvuru süresinde ya da sayısında hiçbir sınırlama yok Sayın Vekilim.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Anladım.

SGK MALULİYET VE SAĞLIK KURULLARI DAİRE BAŞKANI ELİF ESİN KINAY ÜNSAL - Yani siz bugün ret kararını aldıktan sonra...

AYLİN YAMAN (Ankara) - Tamam.

OTURUM BAŞKANI JÜLİDE SARIEROĞLU - Soruları toplu olarak cevaplarsanız, şimdi karşılıklı olarak...

AYLİN YAMAN (Ankara) - Şimdi bir şey daha kaldı, son sorumla şey yapacağım.

2008 sonrası sigortalılar emekli olduktan sonra, bu emekli aylığını almaya başladıktan sonra çalışmaya başlarlarsa emekli aylığı kesiliyor değil mi Sayın Genel Müdürüm? Onunla ilgili bir şey var mı, kişiden kişiye değişen bir şey var mı? Yok, hepsinin kesiliyor. Peki, daha önce bu sosyal destek primi ödeyerek aylığını almaya devam ediyordu kişiler, artık bundan sonra bu uygulama da yok değil mi? Her koşulda çalışmaya başlıyorsa emekli aylığını aldıktan sonra, peki, sizce bu enflasyonist, bu ekonomik ortamda herkes emekli olduktan sonra çalışmaya mecburen devam ediyor. Sizce bu, kayıt dışı ekonomiyi tetikleyecek bir şey değil mi? Bence kesinlikle öyle. Yani herkes emekli aylığını... Ben bir sağlıkçıyım, sağlıkçılar da emekli olduktan sonra çalışmaya devam ediyorlar. Yani bu ortamda emekli maaşıyla geçinmek mümkün değilken bunun kesilmesi, daha önceki uygulamayı devam ettirmeyi düşünmez misiniz? Bu kesinlikle kayıt dışı ekonomi demek. Son sorum da bu, teşekkür ediyorum.