| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .11.2025 |
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, hoş geldiniz. 2026 bütçeniz hayırlı olsun.
Sayın bürokratlar, milletvekilleri ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime bir anne olarak 2006 yılından bu yana başlattığınız kalıcı yaz saati uygulamasıyla ilgili başlamak istiyorum. İlkokula giden 2 çocuğumun özellikle bu aylardan itibaren başladığı şikâyetlerden ötürü böyle başlamak istedim. Gerçekten, başta çocuklar olmak üzere hepimizi bu uygulama çok zorluyor ki biz ailecek erken kalkıyoruz. Ona rağmen, kış geldikçe çocuklarının okula gitme motivasyonundaki düşüşü her gün yaşıyorum yani Aile Bakanlığımızın verdiği doğum desteği ile bu stratejinin ters düştüğünü düşünecek noktada yaşıyorum çünkü inanın, annelerin yükünü gerçekten artıran bir uygulama bu. Başta ben ve benim etrafındaki tüm anneler sizden bu uygulamayı bir son vermenizi istiyor ve bu uygulama enerji tasarrufu amacıyla yapılarak yola çıkılan bir uygulama ama bakıldığında böyle bir tasarrufun da gözle görülür olmadığı karşımıza çıkıyor, EPDK ve Enerji Bakanlığı verilerinde bu söyleniyor, hatta sabah saatlerindeki enerji talebinin artmasının tasarruf yerine ek bir tüketim de ortaya çıkardığını gösteriyor. Aynı zamanda, yine biyolojik ve sosyal uyum sorunları gerçekten göz ardı edilmemeli, Dünya Sağlık Örgütü ve birçok Avrupa ülkesi bu tür uygulamaların kronobiyolojik olumsuzluklarını da açıkça dile getiriyor. Zaman farkı nedeniyle uluslararası senkronizasyon sorunları da ortaya çıkıyor. Avrupa'nın tamamı kışın saatini bir saat geri alırken biz sabit saatte kalıyoruz. Bu hem ticaret hem finans piyasalarında bir uyum farkı oluşturuyor. Özellikle dış ticaret, borsa işlemleri ve uluslararası iletişimde verim kaybı yaratılıyor. Son olarak, bu kararın uzun süredir bilimsel değil, idari gerekçelerle sürdürüldüğü gözler önüne seriliyor. Oysa, zaman yönetimi, enerji dengesi kadar insan sağlığı, eğitim, güvenliği ve ekonomik ritim açısından da değerlendirilmelidir diye düşünüyorum. Kalıcı yaz saati uygulaması verimlilikten çok sanki artık ülkemizde yanlış bir alışkanlık hâline geldi. Ben diyorum ki: Zamanlı ileri alarak değil de aklımızı, planlarımızı ileri alarak tasarruf yapalım.
Buradan yer altı zenginliklerine biraz geçmek istiyorum. Enerji Bakanlığınızın Türkiye Kritik Ve Stratejik Madenler Raporu da bize açıkça gösteriyor ki artık yeni çağın rekabeti petrol veya doğal gazla değil lityumla, grafitle, nadir toprak elementleriyle belirleniyor. Bu madenler, elektrikli araçlardan savunma sanayisine, yeşil enerji teknolojilerinden dijital dönüşüme kadar hayatın her alanında stratejik güç anlamına geliyor. Bu raporda Türkiye için 37 maden kritik, bunlardan 26'sı stratejik ilan edilmiş ancak bu madenlerin çoğu hâlâ maalesef ham cevher olarak ihraç edilmekte, ülkemiz gerçek anlamda katma değer yaratmadan yurt dışında işlenmekte. Oysa, biz, madenleri değil teknolojiyi ihraç eden bir Türkiye'yi daha çok önemsiyor ve istiyoruz.
Stratejik ve kritik madenler açısından benim seçim bölgem olan Adana da özel bir öneme sahip. Torosların eteklerinden Ceyhan Havzası'na kadar uzanan coğrafyada krom, demir, kurşun, çinko, feldspat, barit, Trona ve nikel gibi kritik ve stratejik maden yatakları bulunmakta. Ayrıca, bölgemiz bor mineralleri ve nadir toprak elementleri açısından da jeolojik süreklilik taşımakta. Adana yalnızca tarım değil enerji ve madenciliğin de kalbi olmaya aday bir şehir. Ceyhan Enerji İhtisas Bölgesi ve Yumurtalık Limanı hattı bu madenlerin işlenip ihracata hazır hâle getirilmesi için mükemmel bir lojistik avantaja sahip fakat ne yazık ki bu potansiyel uzun süredir atıl durumda. Ben bir Adanalı olarak, Adana'nın Meclisteki sesi olarak diyorum ki: Adana merkezli bir Güney Anadolu kritik madenler işletme ve teknoloji üssü kurulmalı; lityum, nikel, alüminyum ve grafit gibi madenler burada rafine edilerek yeşil enerji bataryası ve savunma teknoloji üretiminde kullanılmalıdır. Bu sayede hem bölgesel kalkınma sağlanacak hem de Türkiye'de dışa bağımlılık azalacaktır. Adana'nın maden potansiyeli gerçekten Türkiye'nin enerji bağımsızlığında çok önemlidir. Ama 2025 yıl öngörülen bütçeye baktığımızda madencilik ailesine ayrılan pay da yaklaşık yüzde 1 olarak gözüküyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Son cümlem...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Bu payın kesinlik artması gerektiğini düşünüyoruz ki stratejik maden vizyonu da sahada karşılık bulsun diyor ve sözlerime son veriyorum.
Teşekkür ederim.