| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .11.2025 |
PERİHAN KOCA (Mersin) - Anlayışınız için çok çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, hoş geldiniz.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Sunumlar için de ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum.
Sayın Bakanın sunumunda Bakanlık bütçesine dair birçok rakam zikredildi, memleketin zenginlikleri "yerli ve millî" parantezi altına alınarak kalkınmacılık bağlamında ifade edilmiş oldu. Ben sunacağım çerçevede, rakamlardan ziyade ya da yapılan hamasi makyajlamalardan ziyade bu ülkenin yer altı, yer üstü zenginliklerinin kimlerin çıkarına, nasıl işletildiğine dair konuşacağım. Doğamızın, yaşamlarımızın, ülkemizin ve aslında geleceğimizin nasıl talan edildiğini ve yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin yerli ve yabancı tekellere nasıl peşkeş çekildiğine dair zamanım yettiğince bir konuşma yapmaya, çerçeve çizmeye çalışacağım.
Değerli arkadaşlar, ben de Sayın Bakan gibi madencilik faaliyetlerinden başlamak istiyorum. Gerçekten memleketin her yanı maden sahasına dönüşmüş durumda, müthiş bir madencilik furyası var. İktidar Türkiye'yi adım adım topyekûn bir madenci ülkesine çevirmek için bir telaş içerisinde, canla başla bunun için çabalıyor, çalışıyor. Sayın Bakan konuşmasında madencilik politikalarında "Önce insan, sonra çevre ve sonra katma değerli madencilik vizyonuyla hareket ediyoruz." dedi ancak bizler görüyoruz ki tam tersine, insana dair, çevreye dair bir düşmanlık hukukuyla hareket edilen bir vizyon var ne yazık ki. Memleketin dağına, taşına, toprağına, havasına, suyuna savaş açılarak, savaş ilan edilerek bir düşmanlık hukuku işletiliyor ve ölüm saçan, zehir saçan ekokırım projelerinde ne yazık ki ısrar ediliyor. Türkiye'deki maden haritasına dair değerli arkadaşlar, Polen Ekoloji Kolektifinin hazırlamış olduğu çok önemli bir rapor var, onların derlemiş olduğu bilgilere göre, son on sekiz ayda 468.784 hektarlık alan satılmış durumda. Bu satılan alanın büyüklüğü Trabzon ilinin yüz ölçümünden daha büyük değerli arkadaşlar. Kısa sürede yapılan 698 satış ihalesinin 202 tanesi yine 1.000 hektarlık alanın üzerinde bir ölçekte mega maden projesi olarak pazarlanıyor yani çok geniş alanlarda geri dönüşsüz tahribatlar söz konusu, ekokırım suçlarının işlenmesi söz konusu ve bunların hiçbir tanesinde ifade edildiği gibi kamu yararı yok. Ben, burada, Sayın Bakan da hazır buradayken özellikle kamu yararına dair ifade edilenler üzerinden birkaç soru sormak istiyorum ve gerçekten merak ediyorum Sayın Bakan. Örneklerle gideceğim: Örneğin, Afşin-Elbistan'da linyit üreterek halk sağlığının kanser vakalarıyla tehdit edilmesinin neresinde kamu yararı var; gerçekten bilmek istiyoruz. Yine, Giresun ve Kütahya'da siyanürle havayı, suyu, toprağı kirleterek şirketlerin zenginleşmesinde nasıl bir yarar var; bilmek istiyoruz. Çorum'un Karakaya köyünde toprakları, ormanları, yaşam alanlarını yok eden Çelikler Holdingin bu memlekete ne gibi bir hayrı var; gerçekten merak ediyoruz. Her girdiği yere yıkım getiren, her girdiği yere ölüm getiren, her girdiği yere ekokırım getiren bu holdinglerin nasıl bir kamu yararı var; merak ediyoruz.
Öte yandan, değerli arkadaşlar, bu Mecliste ne yazık ki holdinglerin kârlarına kâr katmak için sürekli adrese teslim, sermayelerin adresine teslim yasalar yapılıyor, mevzuatlar değiştiriliyor, yönetmelikler değiştiriliyor. En son zeytinlerin, zeytinliklerin korunmasını lağveden Maden Yasası'nda bunu çok daha çıplak bir şekilde gördük. Gerçekten şirketlere dair nokta atışı bir yasa yapım sürecine tanıklık ettik. Yine aynı şekilde, bir bakıyorsunuz birdenbire -1 Kasım gecesi olduğu gibi- Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği değiştiriliveriyor. Acaba bu yönetmelik niye değiştirildi diye bakıyoruz, ne amaçlanıyor burada diye bakıyoruz; yönetmelik değişikliğinden faydalanan ilk holdingin yine Cengiz Holding olduğunu görüyoruz. Bakıyoruz, Cengiz Holdinge bağlı Eti Bakırın Tekkeköy'deki tesisine deniz tabanına atık boşaltma imkânı tanınmış değerli arkadaşlar. Bahsettiğim bu yönetmelikteki değişiklikle inorganik atıkların 250 metreden derin bölgelere dökülmesine izin verilmiş. Yine aynı şekilde holdinglere özel yönetmelik çıkarıldığı gibi, sermayedarlara özel yasalar çıkarıldığı gibi nadir toprak elementleri hususunda da benzer bir hukuk söz konusu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
PERİHAN KOCA (Mersin) - Eskişehir'in Beylikova ilçesinde bulunan nadir toprak elementleri Trump'tan meşruiyet alma karşılığında ne yazık ki emperyalistlere peşkeş çekiliyor.