| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .11.2014 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar, değerli sivil ve askerî bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum öncelikle.
İçişleri Bakanlığı çok önemli bir bakanlık hepimizin takdir ettiği gibi, ama bu dönemde çok daha fazla bir öneme sahip, çok önemli bir dönemde görev yapıyorsunuz Sayın Bakanım, siz ve ekibiniz, o nedenle çok önemli bir misyonunuz var. Siz önemli görevlerde de bulundunuz, tecrübeli bir kişisiniz, ama siyasetle ilgili daha fazla partili görünme, daha fazla siyasi görünme çabası birçok hata yaptırıyor size. Özellikle siyasi görünmenize gerek yoktur diye düşünüyorum bir İçişleri Bakanı olarak, bir devlet adamı olarak. Hata yaptığınız yerler de -örnekleri de var- genellikle o alandan çıkıyor. Onun için, çok fazla siyasi olmasanız daha iyi olur, bizim eleştirilerimiz de epey azalır diye düşünüyorum.
Sizin üzerinde durduğunuz "kamu güvenliği" kavramı, "kamu düzeni" kavramı özellikle 6-7 Ekim olaylarında ortaya çıktı. Şimdi, kamu güvenliğini "çok fazla devlet güvenliği" olarak almamak lazım. Devletin güvenliği olmaktan ziyade öncelikle toplumun güvenliğidir, bireyin güvenliğidir, bu tarafını daha fazla ön plana çıkarmak lazım. Fakat, bu yönde yanlışlar olduğunu görüyorum. Özellikle şöyle bir şey söyleyeceğim: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Sayın Cumhurbaşkanının bir demeci oldu, dedi ki: "Cumhuriyet, çok şükür, etnik ve inanca dayalı kimliklerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur, bunlara da eşit mesafededir." Tabii ki herkesin inancının, etnik kimliğinin ortaya çıkması ve devletin de bunları kollaması lazım, koruması lazım. Fakat, bu kimliklerin üzerinde bizim, cumhuriyetin, devletin kimlik ve kişilik oluşturması lazım, kimlikli, kişilikli bir toplum oluşturması lazım, kimlikli ve kişilikli bireyler oluşturması lazım. Bu yönde bir görevimiz var, İçişleri Bakanlığı olarak sizin böyle bir misyonunuz var. Ancak, bilmiyorum haberiniz oldu mu, bir torba kanun geçti yazın buradan, Meclisten. Buna göre, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 47'nci maddesinde yapılan bir değişiklikle, mesela risalelerin ya da belli kitapların basımı Kültür Bakanlığının emrine verildi. Bununla yapılmak istenen, toplumdaki inanç gruplarının da tekleştirilmesiydi. Tek bir inanç grubu olsun gibi bir çaba içerisine girildiğini görüyoruz. Bu, çok büyük bir yanlışlıktır, sıkıntıdır. Kamu düzenini, kamu güvenliğini oldukça sıkıntıya sokacak yönleri vardır bunun. Yani, kamu güvenliği sadece güvenlik güçleriyle korunmaz, bu tarafları da vardır, bunu hatırlatayım.
Sayın Bakan, iç güvenlik bütçesi son senelerde çok çok artış gösteriyor dış güvenliğe göre, asker bütçesine göre. Sizin, bağlı kuruluşlarla birlikte 28,5 milyarlık bir bütçeniz var. Millî Savunma Bakanlığının bütçesi 22 milyar 764 milyon. Onların çok üzerindesiniz. Onların da bazı ilave harcamaları var ama iç güvenlik bütçesi çok daha öne geçmiş vaziyette. Bu, son senelerde olan bir hadise, son on senede. Bunun bazı işaretler olduğunu düşünmemiz gerekiyor.
Sayın Bakan, 2013 bütçesinin harcamalarını da denetliyoruz, Sayıştay tarafından yapılan bir denetleme söz konusu. Sizin ve bağlı kuruluşların 2013'le ilgili Sayıştay raporlarına bakıyorum, özellikle iki konuda eleştiri var, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı. Jandarma Genel Komutanlığında iki bulgu var ama Emniyet Genel Müdürlüğünde altı bulgu var ve önemli eleştiriler var. Bunları dikkate almak lazım. Bunlardan bir tanesi, Emniyet Genel Müdürlüğü personeline sık sık ödeme yapılarak rutin ödeme hâline getirildiği iddiasıdır, bununla ilgili kamu görüşü de alınmış. Çok önemli tabii, yani kamu ödemelerinin yanlış hâle getirilmemesi lazım. Komisyon kararıyla yapılan taltif ödemelerinin olağan görevlerin ödüllendirilmesi değil, görevlerinde yüksek hizmetleri geçenlerin taltif edildiği düşünülmesi gerektiği ve ödüllendirme sürecini ayrıntılı olarak açıklayan genelgenin mevcut olmasına rağmen bunlar yapılıyor. Bunların düzeltilmesi lazım. Diğerleri de bu ödemelerle ilgili.
Bakanlık personeline, polise, emniyete daha fazla ödeme yapılması lazım -biraz önce meslektaşlarınız da söylediler- bu yönde çabaların olması lazım, bizim de bunları desteklememiz lazım. Hatta, iktidara mensup arkadaşlarımız da uygun görüyorsa burada da bu yönde bir ödenek koyalım, hâkim ve savcılarda olduğu gibi, mülki idare amirleriyle ilgili olarak, emniyet mensuplarıyla ilgili olarak da bir ödenek isterseniz koyalım burada. Genel Kurulda böyle bir yetki yok ama Komisyonun böyle bir yetkisi var, yapabiliriz ama kanunsuz, 5018 sayılı Kanun'a aykırı olarak bu tür ödemelerin yapılması çok büyük yanlışlıktır diye düşünüyorum, siz de bunu takdir edersiniz.
Şimdi, taşıt araçlarıyla ilgili bilgi verdiniz. "On iki yılda 32 bine yakın taşıt aracı emniyete kazandırdık." diyorsunuz ama bu sene de var. Bu sene de sizin Bakanlığınızın ve bağlı kuruluşların 2.500'e yakın araç talebi var. Bu, tabii, yıl içerisinde daha da artıyor. Ama, bunların çoğu binek aracı, çok fazla binek aracı talep ediyorsunuz. Aslında, bunlar neden binek aracıdır, neden özellikle güvenlik konularıyla ilgili değildir, bilmek isterim, bu konuda bilgi verebilirseniz memnun olurum.
Bakanlığınızla ilgili olarak 2014 İlerleme Raporu'nda çok geniş yer ayrılmış, çok önemli eleştiriler var, bunları da dikkate almak lazım. Bakın, mesela bir tanesi "Hükûmetin yolsuzluk iddiaları karşısında, yürütmenin yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına ve etkinliğine müdahalesine varacak ölçüdeki tepkileri ciddi endişelere neden olmuştur. Bu durum siyasi ortamın daha da kutuplaşmasına yol açmıştır. Yeterli ya da hiçbir istişarede bulunmaksızın önemli politikaların benimsenmesi ve kanun teklifleri sunulması uygulaması devam etmiştir." diyor. Bunlar kamu güvenliğini, düzenini aksatan konulardır tabii. Özellikle bu konulara dikkat edilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Başka eleştiriler de var yine. Toplanma ve gösteri hakkıyla ilgili, kolluk görevlilerinin bu yönde olumsuz çalışmaları olduğuyla ilgili eleştiriler de var. Bunlara da dikkat edilmesi gerekir.
Sayın Bakan, jandarmayla ilgili bir tasarı gönderiyorsunuz, basında böyle haberler çıktı. Şimdi, Jandarma Genel Komutanlığı önemli, yüz yetmiş beş yıllık bir kurum, cumhuriyetten de eski. Önemli görevler yapıyor, oturmuş bir kurum da. Bu kurumun değiştirilmesi için bir mutabakat olması lazım Jandarma Genel Komutanlığıyla ve Genelkurmay Başkanlığıyla. Böyle bir mutabakatın olmadığını biliyoruz. Böyle bir mutabakat olmadan, biraz emrivaki olarak bu işi yapıyorsunuz. Bunun daha iyi tartışılarak buraya gelmesi gerekir diye düşünüyorum, Meclise gelirken daha fazla tartışılması lazım. Emniyet ile jandarmanın ayrı olması, jandarmanın geleneği olduğu üzere asker olması aslında birbirlerini "check-balance" sistemiyle denetlenmelerine de yardımcı olan sistemler. Bunun ayrılmasını, sivilleşme derken siyasileşmenin... Ki siz siyasileşmeyi de çok olumsuz bulmuyorsunuz ama bu tür kurumların siyasileşmesi büyük sakıncalar getirir. Sivilleşmesini çok iyi düzenlemek lazım, çok iyi düşünmek lazım, bir yanlışlık yapmamak lazım.
Sayın Bakan, bu mülteciler sorunu çok önemli bir güvenlik sorunudur aynı zamanda. İşin ekonomik boyutu var ama güvenlik boyutu çok daha önemli. Bu boyutuyla ilgili bilgi vermediniz. Birçok olayın, sorunun, sıkıntının Suriyeli mülteciler nedeniyle olduğunu biliyoruz. Bu konuyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz, nasıl bir çalışma yapıyorsunuz, nasıl projeleriniz var? O konuyla ilgili olarak bilgi vermeniz gerekir diye düşünüyorum.
Sorular bölümüne geçtiğimizde daha fazla ayrıntıya gireceğim ama...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Soru soruyoruz bizler milletvekilleri olarak, tabii denetim görevini yapıyoruz sonuç olarak. İçişleri Bakanlığına sorduğum sorularla ilgili cevap alamıyorum, sizin döneminizde de öyle, sizden önce de öyleydi. Genellikle, 10 soru soruyorsak 9'una cevap alamıyoruz. Bugün de bazı sorularımız olacak, ben şimdiden bazılarını gündeme getireyim.
Mesela bir konu da özel güvenlik meselesi. Bu Soma Yırca'da köylülerin dövülmesiyle ortaya çıktı. "Özel güvenlik, 264 bini buldu sayıları." dediniz. Çok önemli bir konu oldu. Bunların yetkileri nereye kadar olacaktır? Bu konu tekrar tartışılmalı, görüşülmeli, konuşulmalı. Özel güvenlik çok büyük boyutlara ulaştı, tartışılması gereken, tekrar düzenlenmesi gereken bir sorun hâline geldi.
İhvan-ı Müslimin'in Katar'dan çıkarılmasından sonra Türkiye'ye gelmesi söz konusu oldu. Sayın Cumhurbaşkanı da "Biz kapıları açarız." demişti. Kaç kişi geldi acaba? İhvan-ı Müslimin'in yönetici kadrosu şu anda kaç kişiyle İstanbul'da ya da Türkiye'de? Bu konuyu da gündeme getirmek istiyordum.
Diğer sorularımı...
BAŞKAN - Soru-cevap kısmında...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, öyle yapayım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Soru-cevap bölümünde gündeme getireyim.
Çok teşekkür ederim. Bütçeniz hayırlı uğurlu olsun. Kadayıf için de ayrıca teşekkür ediyorum.