| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2025 |
ALİYE COŞAR (Antalya) - Sayın Bakan, dün Ticaret Bakanını, bugün de sizi dinledik. Anlattığınız verilere göre her şey yolunda, pembe bir tablo var ancak sokakta, vatandaşta bunların karşılığı yok. Bakanlıklar arasında bir başarı sıralaması yapılsa zirvede açık ara 1'incisiniz. Yoksulluk her geçen gün derinleşiyor, gıda enflasyonu rekor kırıyor, çocuklar gıdaya ulaşamıyor, emekli ay sonunu getiremiyor. Asgari ücret açlık sınırının altında, üretici zor durumda, esnaf kepenk kapatıyor, işsizlik ve enflasyonda zirveyiz, işte bu sizin başarınız Sayın Bakan; yokluk, yoksulluk.
Ekonomik krizin sebebi, hukukun hiçe sayıldığı, yasamanın işlevsiz hâle getirildiği, kuvvetler ayrılığının yok edildiği bir siyasi krizdir. Vatandaşın yoksullaşması, işsizliğin artması, gelir adaletsizliği bu siyasi krizin ekonomik faturasıdır, nedense bu fatura da hep vatandaşa kesiliyor. Vergi gelirlerinin çoğu tüketiciden dolaylı vergilerle sağlanıyor. Ücretli çalışanın gelir vergisi bütçenin temel dayanağı olmuş. AKP bu bütçeyle halka yeni zamlar ve vergiler yüklüyor. Tüm bu tablodan iyimserlik beklenemez. Ülkede adalet olmadığı gibi maalesef vergide de adalet yok, sizin de "Vergide adalet sağladık." beyanlarınızın hiçbir inandırıcılığı yok.
Bütçe açığının her yıl arttığı bir dönemden geçiyoruz. 2026 yılında bütçe açığı 2 trilyon 712,7 milyar Türk lirası olacak, bunun sebebinin enflasyon olduğu açıktır; enflasyonun sebebi ise AKP Hükûmetidir. Hükûmetin enflasyon yüzde 16'ya inecek beklentisi bütçedeki kalemlerle açıkça çelişiyor. Mal ve hizmet alımları, cari transferler ve personel giderleri yüzde 25-40 bandında artarken, enflasyonun yüzde 16'da kalması mümkün değildir. Gerçek enflasyon halkın mutfağında, çarşı ve pazarda hissediliyor. Gıda fiyatları, kira ve enerji giderleri hane halkının gelirini eritiyor. Bütçede faiz ödemeleri artmış durumdadır. 2016 yılında yüzde 8,6 olan faiz ödemesi 2026 yılında yüzde 14,5'tir. 2026'da 2 trilyon 746 milyar lira faiz ödemesine gidiyor. Yani devlet halktan topladığı her 100 liralık verginin 20 lirasını faize ödüyor, 2017'de bu oran yüzde 10'du. "Faize karşıyız." diye ülkeyi yönetenlerin iktidarında faiz ödemeleri 2 katına çıkmış durumda, üstelik üç yılda ödenecek toplam faiz 9 trilyon lirayı aşacak. Bu her yıl bütçenin en büyük kalemi hâline gelen bir faiz düzeninin açık ilanıdır.
Ekonominin iyi olabilmesi için öncelikle yargı bağımsızlığı olmalıdır. Hem partimize yönelik mesnetsiz davalar hem de belediye başkanlarımıza yönelik haksız ve hukuksuz operasyonlar piyasadaki siyasi risk kaygısını artırıyor. Her siyasi dava ve operasyonda borsadaki düşüşün, dövizdeki artışı en yakından görüyorsunuz. Adaletin olmadığı bir ülkede ekonomik gelişme de olmaz. Milletin iradesinin gasbedildiği bu dönemde yargı eliyle siyaseti dizayn eden anlayıştan vazgeçilmediği sürece ekonomide iyileşme beklenmesi hayal olur. Hukuk devleti ilkesinden uzaklaştıkça ekonomik verilerde düzelme olmaz.
Sayın Bakan, millî gelire en büyük katkıyı sağlayan illerin başında Antalya gelmektedir ancak Antalya vergilerine karşılık yeterli yatırımı AKP iktidarından alamıyor, yapılan bütün projeler yarım, ulaşım ve sağlık yatırımları ya eksik ya da yapılmamış, otoyol inşaatına yeni başlanıyor, proje eksik veya hatalarla dolu. Yeni Manavgat Devlet Hastanesi bu yıl açılacaktı, temelleri atılmış şekilde yıllardır atıl duruyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİYE COŞAR (Antalya) - Alanya Payallar devlet hastanesi ise hâlâ bitirilemedi. Turizm kenti Antalya'da uçak seferleri azaltıldı. Gerçekler burada anlatılanlar gibi değil, gerçekler yokluğa, yoksulluğa sürüklenen halktır, halkı yok sayan bu bütçeyi de reddediyoruz.