KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, en kötüsü geride kaldı. Az önce konuşan arkadaş konuştuktan sonra daha kötü konuşma yapılamaz, dolayısıyla en kötüsü geride kaldı, bu sözünüz burada anlam bulmuştur.

Bu arkadaş bir iki ay kadar önce bir pazara gidiyor, diyor ki: "Meyve hariç 250 liraya bu işi halledebiliriz, pazar alışverişini." diyor. Sayın Başkan da dedi ki az önce: "Vatandaş karar versin." Ben şimdi vatandaşın...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Öyle dediğimi ispat et, 1 maaşımı Mehmetçik Vakfına bağışlıyorum; ispat edemezsen sen...

MURAT ÇAN (Samsun) - Tamam...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hatta ben şimdi maaşımı vereceğim, ispat et!

MURAT ÇAN (Samsun) - Vatandaşın yorumlarını okuyorum...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Yalan söylüyor!

MURAT ÇAN (Samsun) - "250 TL değil, 750 TL'yi vereceğim. Muhacir pazarına gitsin, dönüşte hanımı eve alıyor mu, görelim." demiş vatandaş.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Baykan, ben şimdi bittikten sonra soracağım, iddiayı ortaya koyacağım.

MURAT ÇAN (Samsun) - Vatandaş bir şey daha söylemiş: "Türk milleti bu kadar aşağılanmamıştır tarihinde, bu kadar nokta nokta hor görülmemiştir. Yeter artık, insanları hor görmekten, aşağılamaktan vazgeçin. Biz bu milletin refah seviyesini nasıl yükseltebiliriz, onun derdine düşün." demiş. Ayrıca, "Artık kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, hâlâ barınma ve yemek derdi yaşatıyorsunuz." demiş vatandaş. Bu ekonomiyi o kadar kötü yönettiniz ki bir milletvekiliniz pazara gittiğinde aldığı yorumlar budur. O yüzden, konuşmanın en kötüsü geride kaldı.

Şimdi, bu bütçeyi tek cümleyle özetleyecek olursak bu bütçe bir tercihler bütçesidir ve kaynakların kimden alınıp kime verileceğini, kimin yoksullaşacağını, kimin zenginleşeceğini belirleyen siyasal bir tercihler manzumesidir; böyle bilinmesi gerekir. 2026 bütçesi Türkiye'nin emekçisine, üreticisine, çiftçisine, esnafına umut değil yeni yükler getirmektedir. 2026 yılında bütçe açığı 2 trilyon 712 milyar TL olacak, faiz dışı fazla ise yalnızca 29 milyar TL. Sizin araçlarınızın yakıtını bile karşılamıyor faiz dışı fazlanız. Açığın millî gelire oranı yüzde 3,5. Bu, Türkiye tarihinin en yüksek bütçe açıklarından biridir. Ancak mesele sadece açık değildir, asıl sorun, gelirlerin kimden toplanıp harcamaların kimlere yapıldığıdır. Gelir dağılımı açısından Cumhuriyet tarihinin en adaletsiz dönemini yaşıyoruz sayenizde. Vergi yükünün yüzde 61'i dolaylı vergilerden yani vatandaşın, yani ücretlinin cebinden karşılanıyor. Çok kazanan ile az kazananın aynı şekilde vergi ödediği bir süreç yaşatıyorsunuz. Sayenizde. Gelir vergisinin üçte 2'sini emekçiler öderken büyük şirketler, holdingler ve sermaye çevreleri vergi aflarıyla ödüllendiriliyor ne kadar inkâr etseniz de. 2026 bütçesinde vergi harcamaları yoluyla 3,6 trilyon TL'lik gelirden daha şimdiden vazgeçiyorsunuz. Bu rakam, iktidarın kimin yanında, kimin karşısında durduğunu açıkça gösteriyor. Faiz ödemeleri bütçenin en büyük üçüncü kalemi hâline gelmiş, 2 trilyon 741 milyar TL. Yani tarıma, eğitime, sağlığa üretime değil, faize ayrılan bir bütçeyle karşı karşıyayız. Üstelik, rasyonel politikalar diyerek övündükleri yeni dönemde bu yük hızla artmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bu tablo, iktidarın yirmi iki yıldır ısrarla sürdürdüğü neoliberal politikaların çöktüğünün resmidir. Devletin yatırım ve üretim gücü tasfiye edilmiş, özelleştirmelerle elde kalan son kamu varlıkları bile satışa çıkarılmıştır ya da başka özel kurumlara terk edilmiştir. Bir başka çarpıcı gerçek ise tarımsal desteklerin bütçe içindeki payı 2006'da yüzde 2,7'ye kadar yükselmişken 2026 teklifinde yüzde 1'in çok çok altındadır. Bu, köylünün, üreticinin, tarlada alın teri dökenin artık bütçede yerinin kalmadığını gösteriyor.

Değerli arkadaşlar, Mecliste tıpkı Komisyon Başkanımız Sayın Muş gibi ben de Samsun'u temsilen görev yapıyorum. Karadeniz'in üretim gücü, bereketiyle bilinen bu şehir hakkında da sizlere birkaç şey söylemek isterim. Tarımsal desteklerin düşmesiyle birlikte Samsun'un ovalarında üretim azalmış, gençler köyden kente göç etmek zorunda kalmış, şehir istihdam üretemeyen hâle gelmiştir. Organize sanayi bölgelerinde kapasiteler düşmekte, küçük işletmeler finansmana ulaşamamaktadır. Üretici artan girdi maliyetleri ve ucuz ithalat politikaları karşısında çaresizdir. İktidar kendi eliyle Anadolu'yu üretimden koparmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

Sayın Necmettin Çalışkan...

MURAT ÇAN (Samsun) - Bu tablonun temel sebebi maliye ve ekonomi politikalarınızdır.