KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, Hazine ve Maliye Bakanlığının kıymetli emekçileri ve kıymetli basın emekçileri; şimdi, Sayın Bakanın on yıldır dilinde dolandırdığı bir tekerleme var. Ne diyor Sayın Bakan? "En kötüsü geride kaldı." Aralık 2016'da "En kötüsü geride kaldı." demişsiniz, Mart 2017'de, Nisan 2018'de, 2023'te, 2024'te ve 2025 yıllarında hep aynı cümle: "En kötüsü geride kaldı." Şimdi, sıra daha kötüsünde mi Sayın Bakanım? Bu "kötü" dediğimiz şey anlamını yitirdi. Bu ülkenin emekçileri kötüyü yaşamıyor, iflası, çürümüşlüğü, batmış tükenmiş bir ekonomi politikası altında ölümü yaşıyor. O yüzden ya metinlerinizi yenileyin ya da insanlara ümit vermekten vazgeçin. Biz, on yıldır aynı cümleyi duymaktan sıkıldık, siz olmayan ümidi vermekten sıkılmadınız.

Sayın Bakan, sunumunuzda sıkça kullandığınız, değindiğiniz bir ifade daha var: Vergide adaletten bahsediyorsunuz. Şimdi soruyorum: Hangi adaletten bahsediyorsunuz? Bu memleketin bütçesinde kimin emeği var, kimin alın teri var? Doğrudan emekçinin maaşlarından alınan gelir vergisinin bütçedeki payı yüzde 30, kurumlar vergisinin bütçedeki payı yüzde 10. Sofrayı emekçi kuruyor ama sofradan tıka basa yiyen sermaye oluyor. Bu mu vergide adalet Sayın Bakanım? Bizim itirazımız aynı vergiyi ödeyip aynı hayatı yaşamayanlaradır. Sizin kurduğunuz bu adaletsiz vergi düzenine itiraz ediyoruz. Bu bütçenin sahibi milyonlarca asgari ücretli, kamu emekçisi, ev işçisi emekçi kadınlardır. Çorba kazanı ortada, siz emekçinin eline çatal veriyorsunuz. İşte, sizin vergide adalet anlayışınızın açık ve net tarifi budur. Yıllardır bu Komisyonda DEM PARTİ olarak bir uyarıda bulunuyoruz: Vergi dilimlerinin yükseltilmesi gerekiyor Sayın Bakan. Kamu emekçisi her yılın bir aylık maaşını size vergi olarak ödüyor. Yoksulluk sınırının 93 bin lira olduğu bu ülkede vergi dilimi 158 bin liradan başlıyor. Yılın üçüncü ayında emekçinin cebine, cüzdanına elinizi sokuyorsunuz. Bakın, DİSK-AR'ın yaptığı çalışmada 2000 yılında 2.500 TL olan ilk vergi tarife dilimi yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2025'te ilk vergi tarifesi dilimi 415.337 TL olarak karşımıza çıkacaktı yani yirmi beş yılda maaşlı bir emekçiden bir ev parası almışsınız. O parayla da ne yapıldığı işte bugünkü vaziyette görünüyor. Dolayısıyla, hiç vakit kaybetmeden her emekçinin gelirine göre vergi ödeyebileceği bir vergi düzenlemesi yapılması zorunludur. Bakın, yarattığınız vergi cenderesinde bir yurttaş nasıl yaşıyor? Yılın bir aylık maaşını devlete vergi olarak veriyor; bir araba almaya kalksa bir araba fiyatı da devlete ödüyor; günlük tüm tüketim harcamalarında onlarca vergi ödüyor; internet kullanıyor, vergi ödüyor; doğal gaz kullanıyor, vergi ödüyor; elektrik, su kullanımlarında vergi ödüyor. Peki, karşılığında ne alıyor? Zengine vergi muafiyeti, kurumlar vergisinde indirimler, vergi istisnaları, delik deşik olmuş bütçeniz, faiz ödemeleri, güvenlik harcamaları, özel şirketlere, yandaşlara ihale ve vergi kıyakları. Bunlardan bir an önce vazgeçin. Barış için, adalet için ekmek için yapılmayan hiçbir bütçe halkın bütçesi olmaz.

Teşekkür ediyorum.