| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 05 .11.2025 |
MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkan, Sayın, Bakan, Komisyonun değerli üyeleri, kıymetli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ticaret Bakanlığı, piyasaları ve tüketiciyi korumak, adil rekabeti sağlamak, yerli sanayiyi desteklemek ve ülkemizin dış ticaret dengesini kollamak için kurulmuştur. Ancak karşımızda bugün acı bir tablo var, Bakanlığınızın 2026 yılı bütçesi 57 milyar 914 milyon olmasına rağmen piyasa denetimsiz, tüketici soyuluyor ve üretici korunmuyor. 2024'te Çinli BYD firmasına verilen 1 milyar dolarlık yatırım teşviki hâlâ meçhul; fabrika yok, istihdam vaadi yok ama vergi muafiyetleri, alacaklar, öncelikler verilmiş. Teşvik protokollerinin ciddiyeti nerede? İşte bu, Türk sanayicisine ve vergi mükellefine ihanettir. Perakende sektöründe her hafta etiketler değişiyor, her hafta yeni bir oyun. Fahiş fiyat uygulaması sistematik bir hâlde. Fahiş fiyatla mücadele değil fahiş fiyatla maalesef iş birliği var. Peki, bu iş birliği kimin çıkarına? Bakanlığın görevi, tüketiciyi korumak ama maalesef siz seyrediyorsunuz. İthalat rekorlar kırıyor, üretim düşüyor, ihracat içinde yüksek katma değerli ürün oranı azalmış durumda. Cari açık milyarlarca dolar, üretim zincirimizin kırıldığı, yerli sanayimizin rekabet gücünün zayıfladığı acı bir gerçek. Buna rağmen Bakanlığınız hâlâ tozpembe tablolar çiziyor. Bakanlığın kuruluş amacının aksine bugün ithalat teşvik ediliyor, ucuz ve kalitesiz malların pazara hâkim olmasına göz yumuluyor. Bu durum yerli üreticiyi yok ediyor, istihdamı azaltıyor, gelir dağılımını bozuyor.
Ayrıca, serbest ticaret anlaşmaları, teşvik paketleri ve vergi muafiyetleri şeffaf değil. Hangi şirket, neden muaf tutuluyor, kriterler ne? BYD örneğinde olduğu gibi protokoldeki taahhütler neden denetlenmiyor? Bu soruların cevabı yoksa, bu teşvikler kamu kaynaklarının haksız ve plansız kullanımı olarak sayılabilir.
Ticaret Bakanlığının gözleri önünde Trendyol ve Hepsiburada gibi çevrim içi satış platformlarında hem vatandaş hem de satıcı büyük bir mağduriyet yaşamakta. Bugün bedavaya aldığınız bir ürünü Trendyol'da 100 liraya satsanız bile zarar ediyorsunuz çünkü yüksek komisyonlar, vergiler ve kargo ücretleri nedeniyle satıcı ürün sattıkça para kaybediyor. Kâr edebilmek için aynı ürünü 300 liraya satmak zorunda kalan satıcı bu kez de yüksek fiyat farkı nedeniyle vatandaşı mağdur ediyor. Sonuç olarak satıcı eziliyor, tüketici sömürülüyor, aracı platformlar ise kasalarını dolduruyor.
Türkiye ekonomisi alarm veriyor, konkordato başvuruları rekor kırıyor; batık krediler 519 milyar lirayı geçti. 2025'in ilk on ayında başvurular yüzde 72 arttı, her gün 8 şirket "Dayanamıyorum." diyerek konkordatoya gidiyor. Bu yıl 83.302 esnaf kepenk kapattı. Bu rakamlar sarayın "Ekonomi şahlanıyor." masalını yerle bir ediyor. Üretim durmuş, esnaf bitmiş, sanayi borç batağında. Bu gidişle batmayan tek şey vatandaşların umutsuzluğu olacak. Artık pembe tablolar değil, gerçeği sesi duyulmalı; ekonomi değil, vatandaş batıyor.
Bunun dışında, bir de Kocaeli bölgesinde yapılmakta olan bir haddehaneden bahsetmek istiyorum. Tarımın ve turizmin, yerleşim alanlarının içinde, bütün ÇED raporlarına rağmen oldukça yüksek kimyasal etkisi olan, çevreyi oldukça fazla kirletecek olan bir haddehane yapılıyor. Toplumun çok fazla duyarlılığı var ama maalesef tüm bakanlıklarınız ve Hükûmetiniz tamamen buna kulak tıkamış durumda görünüyor.
Evet, Sayın Bakan, son olarak, Ticaret Bakanlığının görevi sadece rakamlarla ve protokollerle övünmek değildir. Göreviniz, vatandaşın mutfağındaki fiyatı kontrol etmek, iş adamına güven vermek, yatırımının arkasında durmak ve verilerin takipçisi olmaktır. Bu bütçeyi onaylamak; tüketiciyi, üreticiyi ve vergi veren vatandaşı korumak demektir ama bugün elimizdeki tablo, bunun tam tersi. Rantı finanse edenlere değil üretimi ve adaleti savunanlara hizmet eden bir ticaret politikası istiyoruz.
Sayın Bakan, bu Komisyon sizden şeffaflık, hesap verilebilirlik ve anında eylem bekliyor, yoksa bu Bakanlığa ayrılan her lira vatandaşa değil soygunculara gitmeye devam edecektir.
Teşekkür ediyorum.