KOMİSYON KONUŞMASI

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Bakanım, hoş geldiniz.

Ticaret Bakanlığının 2026 hedeflerini büyük bir iyimserlikle açıkladınız sabah. Diyorsunuz ki "İhracatımız 282 milyar dolara çıkacak. Dünya ihracatındaki payımız da artacak." Kâğıt üstünde bunlar çok güzel şeyler ama hedeflerin hiçbiri bugüne kadar hiç tutmadı çünkü rakamlarınız tamamen temennilerden ibaret, gerçeklerden çok uzak. Bu işi tek başınıza başarmanız da mümkün değil Sayın Bakan. Yapısal reformlar yapılmadan -ki onlar yalan oldu- demokrasi, adalet, hukuk, bunlara, bu kavramlara artık gören, rastlayan yok. Hazine ve maliye bakanları, sanayi bakanları, tarım bakanları, hatta Adalet Bakanı başarı yazmadan sizin başarı elde etmeniz mümkün değil hatta özellikle Adalet Bakanı.

Bakın, 2002 yılında, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidar olduğu sene Türkiye, o dönem yükselen ama kırılgan bir ekonomi olarak görülüyordu. Yani bir yandan Avrupa Birliği süreci vardı, öte yandan sermaye girişi için Orta ve Doğu Avrupa'yla, sanayi ihracatı için de Asya ve bölge ülkeleriyle yarışıyordu Türkiye 2002 yılında. Rakiplerimiz o zaman kimlerdi? İspanya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, Slovakya, bir de geriden gelen bir Romanya vardı. İspanya'nın bugünkü ihracatı 403 milyar dolar Sayın Bakan. Bakın, 2002'de Türkiye ile Polonya'nın ihracatı aynıydı, 40 milyar dolardı. Bugün 85 milyonluk Türkiye'nin ihracatı 262 milyar dolar olarak açıklanırken 35 milyonluk Polonya'nın ihracatı 400 milyar dolar. Siz başarı hikâyesi anlatıyorsunuz ya, gerçek hikâye bu; kısaca, Polonya bizi kıskanmaya başlamış Sayın Bakan.

"2002'de toplu iğne üretemiyorduk bugün yüksek teknoloji ihracatı yüzde 10,7 arttı." diyorsunuz. 2023'te savunma sanayisi ihracatı 5,5 milyar dolar, 2024'te 7,1 milyar dolar. Türkiye'nin yüksek teknolojili ürünler ihracatında SİHA'yı, roketi çıkarınca elde ne kalıyor biliyor musunuz? Sıfır. Türkiye'nin yüksek teknolojili ürün ihracatı 2002'de toplam ihracatın yüzde 6'sıyken bugün yüzde 3'ü; geriye gittiniz yani ihracatın yüzde 97'si düşük ve orta teknoloji. Buna toplu iğne ihracatı da dâhil, onu özellikle bildirmek istiyorum size; o iğneyi önce kendinize bir batırın.

İthalat rakamlarına baktınız mı Sayın Bakan? İhracatçı büyümüyor, ithalatçı büyüyor bu ülkede. 2024'te 344 milyar dolar ithalat yaptık, 2025'te bu rakamın 360 milyar doların üzerinde olması bekleniyor. Size bir şey söyleyeyim, 2026 ve 2027 yılında bu dış ticaret açığı rekor kırar. Malum, Trump'ın ayakbastı parası olarak o Amerikan mallarına tek taraflı vergiyi kaldırdık ya, Boeinglerin parası, yanımızda Azerbaycan, Türkmenistan dururken sıvılaştırılmış Amerikan gazı da bu açığı çok daha fazla büyütecektir. Bu tabloya rağmen hâlâ dış ticarette başarı hikâyesi anlatmak gerçeklerle âdeta dalga geçmek demektir.

Çok önemli bir konu daha var Sayın Bakan, gümrük kapılarında tonlarca uyuşturucu yakalanıyor, yakalanamayanların ne kadar olduğunu da bilmiyoruz henüz ama dikkat çekici olan şu: Bu uyuşturucuların ne gerçek sahipleri ortaya çıkarılıyor ne de bunları taşıyan gemilerin sahipleri ortaya çıktı bugüne kadar. Elbette bütün sorumluluğu Ticaret Bakanlığının üzerine yıkmak da adil olmaz. Bu işin gövdesi gümrükler ise kolları, bacakları da Emniyet, istihbarat ve yargıdır; bunlar bir araya gelmeden bu iş çözülmüyor. Devletin kurduğu nizama uymayan, onun denetimi dışında işleyen bir paralel yapı olduğu söyleniyor son zamanlarda. Bakanlığınızın içinde gümrüklerde ayrı bir yapılanma mı oluştu? Bu insanlar uyuşturucuyla topluca hem girerken hem de çıkarken nasıl bu kadar hareket edebiliyorlar? Sayın Bakan, sormak istiyorum: Temizlik için düğmeye basmayı düşünür müsünüz, yoksa sizin de aşamadığınız bir paralel yapı mı var? Bunu da cevaplarsanız sevinirim.

"Temizlik" demişken Sayın Bakan, halefiniz eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan Hanımefendi'nin eşiyle beraber sahip olduğu bir şirket vardı, Bakanlığa dezenfektan satmıştı. Onunla ilgili herhangi bir inceleme, herhangi bir soruşturma, herhangi bir yargı süreci başlattınız mı; bunu da öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.