| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | PTT AŞ Genel Müdürlüğünün, 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 13 .04.2016 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, soruların çokluğu bu konuda bir problem olduğunu ortaya koyar. İşte, geçen haftadan başladık biz kurumları denetlemeye. Bazı kurumlarda çok az soru soruluyor, bazı kurumlarda da bütün arkadaşların farklı farklı soruları farklı farklı konuları gündeme getiriyor. Bu kadar çok soru sorulan bir kurumun üst komisyonunda, ana önerilerinde sadece bir maddenin -geçen hafta da belirttim- gelmesi ve "Biz bunu alt komisyonda konuştuk." denilmesi bir defa yanlış, bir.
Örneğin, bir HGS sisteminin burada konuşulması lazım, hibrit postanın konuşulması lazım, bankacılık faaliyetlerinin konuşulması lazım, kargo faaliyetlerinin konuşulması lazım. Eğer bunlar alt komisyonda konuşulup "Tamam, her şey bitti." dendiyse üst komisyona gerek yok arkadaşlar. Yani, burada en hızlı genel görüşmeye geçilen kurum oldu PTT, anladığım kadarıyla başladığımız...
BAŞKAN - Genel görüşmesi de en verimlilerden birisi oluyor yalnız, Sayın Akar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama, genel görüşme farklı bir olay arkadaşlar. Genel görüşmeyi de soru sorulan görüşme hâline getirdik. Hayır, böyle bir şey yok, milletvekilleri bu soruları sormamalı.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Sorulsun, sorulsun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, bu sorular sorulmamalı. Niye soruluyor bu sorular? Yeterince Genel Müdürün açıklamalarından cevap bulamadıkları için, yeterince alt komisyondan gelen raporlarda cevap bulamadıkları için, yeterince Sayıştayın denetiminin doğru olmadığını düşündükleri için. Sayıştay doğrudur diyebilir, ben başka bir şey söylüyorum, konuyu açmak için söylüyorum. Bunun için soruluyor bu sorular. Gelen kurum genel müdürüne soru sorulacak diye böyle bir tarz yok, mevzuat yok. Şimdi, niye soruluyor? Çünkü, ne alt komisyonda bu soruların cevabı alınmış, belki kısmen alınmış olabilir.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Cevap alınıyor Sayın Vekilim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Suçlamak için söylemiyorum Sevgili Vekilim ama genel gidişatımızı söylüyorum. Ben hep şunu söylemeye çalıştım: Ne siz savcısınız ne biz savcıyız, ne siz avukatsınız ne biz avukatız, kurum bizim kurumumuz. "Yüz yetmiş yıllık kurum." dediniz, cumhuriyet tarihinin de en önemli kurumlarından bir tanesi ve Osmanlı'dan gelen bir kurum. Yarın sizin de olmayacak, bir başka siyasi iktidarın... Tabii ki Hükûmet ita amirleridir, projeleri, o kurumla ilgili neler yapılması gerektiğini Hükûmet belirler ama kurum genel müdürü de devlet memurudur. Hükûmetin belirlediği bir yönde siyasi bir üslupla ne açıklama yapabilir ne de sunum yapabilir. Bu bir eksikliktir, bunu zaten söylemiştim, buraya girmiyorum. Ama, bir eksikliğimizi özellikle altına basa basa söylüyorum: KİT Komisyonu soru sorma mercisi değil arkadaşlar. Tartışacağız, konuşacağız, anlayacağız, erken bitirmek için uğraşmayacağız. Yani, hepimiz izinliyiz Genel Kurulda, "14.00'te kurul var, oraya gideceğiz." diye uğraşmayacağız ya da öğlen de yemek yiyeceğiz diye uğraşmayacağız, kurumun bütün detayını konuşacağız.
Şimdi, Sayıştay raporuna bakıyorum 2014, 2014'ten sonra 2015'te en çok neyi konuştuk arkadaşlar, Türkiye'de en çok ne konuşuldu? HGS konuşuldu değil mi? Sayıştay raporuna bakıyorum, HGS'de ne kadar etiket satıldığı konuşulmuş. Bakıyorum, işte, burada, sayfasını söyleyeyim, işaretledim. Bulmaya çalışıyorum bir şey yani kötü bir şey bulmaya çalışmıyorum arkadaşlar, HGS'de bir problem var. Onunla ilgili kanun çıkarttık ve problemin en yoğun yaşandığı yıl 2014, öyle değil mi? 1 milyon 782 bin kişiye tebligat çıkmış, seçim nedeniyle tebligatlar yollanmamış, tebligatlar seçimden sonra yollanmış, 1 milyar 162 milyonluk bir rakam oluşmuş, vatandaşın bunu ödeme şansı yok. Kanun çıkarttık, en uzak mesafeyi en kısa giriş çıkış yaptığı mesafeye indirdik, bunlar doğru. Ama, sistemde problem devam ediyor, bunu konuşamıyoruz. Çünkü, öyle bir öneri yukarıda yok, altta çözdük, hallettik." Şimdi, bunları konuşmak zorundayız.
Şimdi, PTT kurumuna zarar vermeyelim ama zarar vermemek demek oradaki yanlışları görmemek değil. Herkesin elinde tablet, PC var ya da iPhone'lar var, Samsung var -reklam yapmayalım, ikisini de katalım işin içine, en çok kullanıldığı için- bunlar var. Bir bakın bakalım, "PTT" yazın ne gelecek karşınıza? Ben merak ettim, bugün Komisyon var, "PTT" yazdım Google'a. Hani her şeyi bilen Google amca var ya ona sordum "PTT nedir?" diye. Birinci sayfadan başladı, sadece son bir yıla baktım, geriye dönmedim, ne çıkıyor, "PTT'de yolsuzluk operasyonu" Doğan Haber Ajansı. "Bandırma'da da PTT'de yolsuzluk iddiası." "Diyarbakır PTT Müdürü yolsuzluktan", "Bandırma PTT'de yolsuzluk iddiası." "PTT tarihinin ilk büyük yolsuzluğu." Farklı farklı haberler. Diyarbakır, Bandırma, Silvan devam ediyor. Yani, PTT'nin adı Google amcada yolsuzlukla anılır bir noktaya gelmiş.
Merak ediyor vekilim, bakacak şimdi oradan. Siz de bakın lütfen.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Ben de ona bakıyordum tam.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunu konuşamıyoruz, bunu önlememiz lazım. PTT'de niye yolsuzluk yapıldığını -hırsızlıklar da son zamanlarda arttı- bunlar için nasıl bir çözüm önerileri PTT'nin ürettiğini konuşamıyoruz burada. E, ne konuşacağız biz?
PTT ana faaliyet alanından çıkmış, postanın içine kargo da giriyor tabii doğal olarak.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Reklam yapmıyor demek ki PTT. Reklamı az yapıyor. Yaptığınız işleri anlatın biraz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yok, ben iyi biliyorum PTT'yi de.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hayır, Google'a girmesi için diyorum, Google da bilsin. Siz biliyorsunuz da Google'un da bilmesi lazım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Peki, tamam.
Ben bunu PTT'yi karalamak için söylemiyorum arkadaşlar, bunları konuşmamız gerektiğini söylüyorum burada. Somut şeyler var.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Öyle bir şey çıkmadı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İşte, burada "print screen" aldım. Benim elimle oluşturduğum bir belge değil.
BAŞKAN - Sizin eski arama kayıtlarınız yeni aramalarınızı etkiliyor Sayın Akar. Onun etkisiyle olmuştur bence.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Peki. Umarım olmaz, olmasın.
PTT'nin asıl faaliyet alanı neresi? Posta, telefon, telgraf. Telefonu çıkarttık, verdik Arapların... Bütün devletin yerlerine de el koymuş. Kütahya'da TELEKOM'dan 8.500 bir metrekarelik arazi satın alıyor PTT ihtiyaca binaen ama PTT'nin TELEKOM'dan alacağı var, alacağını tahsil edemiyor, örnek.
Yüzde 30 küsura yakın mıydı, tam bilemiyorum yüzdesini, Sayıştay belki bilir, TELEKOM'da devlet hissesi var. TELEKOM bütün arazileri, bütün binaları bu şekilde satıyor, altını boşaltıyor, o yapılan sözleşme süresi sona erdiğinde devletin elinde belki de bina kalmayacak, arazi kalmayacak. Bunu da TELEKOM bizim kurumumuza satıyor. Bizim kurumumuz da alacağı olmasına rağmen oradan, bu parayı ödeyerek arsa satın alıyor.
Şimdi, faaliyet alanı dışına çıkmış PTT'den bahsediyorum. HGS PTT'nin faaliyet alanının dışında arkadaşlar. Ben bunu çok anlattım. Yapılışının yanlış olduğunu, PTT'ye verilişinin yanlış olduğunu, PTT'nin bu kadar teknik donanıma sahip olmadığını söyledim. Bir ara otoyolları özelleştirdiniz, hatırlarsınız, sonra vazgeçildi yani satılmadı ama vazgeçildi. O gün deseydi ki satın alan şirket, siz de satın alabilirdiniz, özel sektör "Ben bunu kullanmıyorum kardeşim." deseydi PTT'nin 20 milyonu çöpe gidecekti arkadaşlar. Çünkü, yapılan anlaşma Devlet Demiryollarındaki gibi bir imtiyaz anlaşması değil, özelleştirme olsa bile on yedi sene, yirmi sene... Devlet Demiryollarının limanlardaki kiralık arazileri öyle veriliyor özel şirketlere. Özelleştirilse bile oradan çıkartamıyor satın alan vatandaş ama devletin kurumu olan PTT'yi çıkartabiliyor. Beş yıl sözleşmesi, 2013'te başladı, 2018'de bitecek. Yanlışlıkla bu sene bunu yaparsanız, ben o yolları satın alırsam PTT'yi orada çalıştırmam, bu daha teknik şeyler getirir. Şimdi, böyle durumlar var bunları konuşamıyoruz.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Konuşuyoruz ya.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama geneli üzerinde... Hayır. Bu ayrı bir madde, Sayıştaya da buradan sitem ediyorum, Sayıştaya da diyorum ki sadece etiket satışını getirmiş, "PTT şu kadar etiket satmış." bunu getirmiş.
SAYIŞTAY TEMSİLCİSİ - 4 sayfa sürmüş.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayfalara yanlış bakıyoruz. Şeyden sonra bana verirsiniz, burada hepsi benim işaretli şurada.
SAYIŞTAY TEMSİLCİSİ - Önerinin içine bakarsanız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Cevabı mı diyorsunuz? Rapordakini mi diyorsunuz?
SAYIŞTAY TEMSİLCİSİ - 2014 yılında 131'den 134'e kadar 4 sayfada işlenmiş bu konu.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 2014 yılında?
SAYIŞTAY TEMSİLCİSİ - 2014 yılında.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hangi sayfayı söylüyorsunuz siz? Ben de sayfayı söyleyeyim size. Benim de baktığım sayfa Hızlı Geçiş Sistemi başlığı altında HGS, sayfa 99. O zaman konu bütünlüğünü sağlayın da ben de ayrı ayrı sayfalarda aramayayım onu.
Şimdi, alınganlık göstermeyin çünkü çok vaktimiz de yok ama elimizden geldiğince sizin raporlar üzerinden gidiyorum, Sayıştayı da çok suçlamıyorum. Çünkü, yine AKP'nin çağ atladığı dönemde Denetleme Kurulu diye bir kurul kuruldu Sayıştayda. Bu raporlar Sayıştay tarafından hazırlandıktan sonra o kurulda eleniyor, o da yetmiyor bir de işte siyasal düşünen, yandaş düşünen kurum çalışanları, kurum üst amirleri tarafından bazen kırmızıyla, bazen sarıyla o Denetleme Kurulundan çıkarılan raporlar işaretleniyor, "Bunu da çıkartacaksınız." diyor. Aslında, kurumdan sonra...
BAŞKAN - Sayın Akar, bize siyasi eleştiride bulunun ama cevap hakkı olmayan kurumlara... Tabii, onları da eleştirme hakkımız var.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Onu da söyleyeyim, bu çok kötü bir eleştiri değil, düzgün yapılması için söylüyorum işlerin, bildiğim için söylüyorum. Bu arkadaşlar yapmıyor onu, Rapor Değerlendirme Kurulunun üzerindeki kurulu yöneten kişiler tarafından yapılıyor, somut şeyler de var, o tarafını da boş verdim.
Gelelim PTT'nin asıl işine. Kargo... Evet, PTT devlet kurumu, zarar edebilir, hizmet götürmek zorunda, doğru, lojistik faaliyetleri çok gelişti, rekabet edebilmek için altyapısını hazırlamak zorunda. Bakıyorum kargo taşımacılığındaki gelir gidere, çok gerilere doğru gidiyor. Bu rekabet ortamı yaratılmıyor. Rekabet ortamının yaratılmaması acaba serbestleşmeyle gelen bu bölümün dışarı özelleştirilmesi için mi bu yapılıyor, anlamış değilim. Ama, eğer titiz davranılırsa, gelecek sıkıntılar tespit edilip maliyetler düşürülebilirse rekabet edilebilir.
Gelelim asıl işi olmayan ama sizin de övünçle bahsettiğiniz şubesi olmayan yerlere hizmet getirilmesine. Evet, Aktif Bank için getiriliyor. Niye getiriliyor Aktif Bank? PTT'nin bütün işlerini, bu işleri Aktif Bank yapıyor. Kim bu? Çalık Grubu arkadaşlar. Bankacılık hizmetine başladığı tarihten beri bunu yapıyor. Getirsin mi, getirsin. Hayır, getirmesin, bankacılık yapmasın PTT. O zaman Ziraat Bankası var, Halk Bankası var, övünüyorsun; PTT bankacılık yapacaksa Ziraat Bankası yapsın bankacılığı orada, Halk Bankası yapsın.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Kargoyu kim götürecek?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kargoyu götürsün, kargo ayrı bir olay, kargo asıl işi.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Hayır, seçimlerde bile kargoyu...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi karşılıklı konuşmayalım, biz PTT'nin asıl işini ve asıl olmayan işlerini konuşuyoruz.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ama, isim söylüyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, neyi söylüyorum? Çalık Grubu ve Aktif Bank. Bankacılık hizmeti bunu yapıyor. Çünkü, Aktif Bankın şubesi yok, sadece PTT şubeleri var. Bir banka şubesi gibi çalıştırıyor.
Şimdi, PTT bundan para kazanıyor olabilir, buna bir şey söylemiyorum ama PTT'nin asıl işi bankacılık değil arkadaşlar, bunu anlatmaya çalışıyorum. Var devlet bankaları.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Sayın Vekilim, kargodaki zararı oradan karşılıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Öyle değil.
Diğer bankaları özelleştirdiniz, niye PTT'ye bankacılık hizmetleri yaptırıyorsunuz? O zaman özelleştirmeseydiniz, böyle ihtiyaç varsa bunu yapsaydınız.
Şimdi, bu doğru değil, PTT de asıl işine dönmeli. Hibrit mailiyle ilgili arkadaşlarım söylediler, bende de çok örnek var, ben de yolladım, seçimden sonra gitti, ulaştıkları konusunda şeylerin, onlara girmeyeceğim, birçok soru soruldu. Arkadaşlar, lütfen, asıl işinize dönünüz ve asıl işinizdeki eksiklikleri giderelim. Oradaki sektörden uzak kalan ya da sektörde dezavantajlı durduğumuz konularda bir desteğimiz gerekiyorsa biz de bu desteği size sağlayalım. Kargoda özel şirketler şöyle şu yöntemleri kullanıyorlar, bunun için başarılılar, maliyetleri düşürüyorlar, şu kadar elemanla çalışıyorlar, bu kadar elemanla çalışıyorlar dediğinizde burada yapılması gereken bir tavsiye kararı varsa bunu geliştirmek için hep beraber yapalım ama bana bankacılık hizmetini iyi yapıyor diye gelirseniz asla size bu konuda onay vermem. Çünkü, devletin bankası da var özel bankalar da var. Zorunluysa o şubenin açılması, devletin bankasını yollayacaksın oraya. Bir kişiyle de çalışacaksa çalışacak arkadaşlar.
Şimdi, HGS'de -atladım, orayı söyleyeyim arkadaşlar- 79 milyonluk bir kaybı var devletin. Ne biliyor musunuz? Yabancı plakalı araçlar, tırlar bedava geçiyor bizim otoyollarımızdan, karayollarımızdan, köprülerimizden. Bunlar tahsil de edilmiyor. Mesela, Gürcistan'la iki yıllık bir sözleşme yapıldı. Oradan bir araç aldığınızda çalışma izniniz varsa, oturma izniniz varsa, araçlar çoğaldı, Türkiye'de kullanılmaya başlıyor. Irak'tan alacak, Suriye'den alacak, atıyorum, Rusya'dan alacak ilişkilerimiz gelişirse, gelecek Türkiye'de otoyolu da bedava kullanacak, karayolunu da bedava kullanacak. Şimdi, asıl işiniz değil HGS ama madem HGS sistemini siz yapıyorsunuz diyeceksiniz ki: "Bu plakalı araçlardan gümrük çıkışında veya gümrük kapılarında bunlar tahsil edilsin." Almanya'da trafik cezası kesildiği zaman ülkeyi terk edemiyorsun. Muayeneye gittiğinde aracının vergi borcu varsa muayene yapmıyor size ya da satım işlemi yaparken altı aylık pul parasını ödemezsen, vergisini ödemezsen satış yapamıyorsun ama yabancılar bizim ülkemizde cirit atıyor. Biz de sayenizde yüksek maliyetlerle yollardan geçiyoruz. Bu, bizim insanımıza reva görülmemesi gereken bir iş. HGS'de problem devam ediyor arkadaşlar.
Ben mesela merak ediyorum, reklam yapıyorsunuz -çok yapmıyorsunuz belki ama- reklamın maliyetleri nedir son beş yılda yani ne kadar para ödenmiştir reklamlar için? Hangi şirketler üzerinden, reklam ajansları üzerinden bu anlaşmaları yapıyorsunuz? Eğer bize de "sır" demeyecekseniz hangi kanallarda, hangi gazetelerde reklamlarınız çıkıyor? Ben bunu Başkanım, sır olarak da kabul etmiyorum bir ticari sır olarak. Yani, genelde hep bu şekilde cevap veriyorlar.
Sayın Genel Müdürüm, yenisiniz, soru önergelerinin cevaplanmaması konusu çok önemli. Bakın, şu kadar şeyi var arkadaşlarımızın, tek tek saymayacağım. Bunların hepsi soru önergeleri ve hiçbirine cevap verilmemiş.
Sayıştay, şey anlamında denetliyor musunuz kurumları?
BAŞKAN - Yazılı soru önergeleri mi?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yazılı soru önergelerinin hiçbirine cevap verilmemiş.
Ben kendime de geleceğim şimdi, bir de KİT Komisyonu üyesiyim.
BAŞKAN - Ama, bu biliyorsunuz bakanlıklarımızla ilgili bir husus yani kurumla alakalı bir husus değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama, bakın şimdi, bir soru önergesini sorduğumuz zaman bakanlık ilgili kuruma yollar. Ben kendimden örnek vereyim, ben PTT'ye sormuşum, bunları bıraktım...
BAŞKAN - Siz PTT'ye değil, Ulaştırma Bakanlığına sormuşsunuzdur.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir dakika, ben izah edebilir miyim müsaade ederseniz, bu önemli çünkü.
BAŞKAN - Tabii, buyurun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, bunları bütün arkadaşlarımız sormuş, 24'üncü Dönem de 25'inci Dönem de. Bunları kenarı koyuyorum, hiçbiri cevap alamamış. Şimdi, ben sorduğum soruları -KİT Komisyonu üyesiyim ben- kime soruyorum? Bakanlığa soruyorum. Bunu ne zaman sormuşum? 21/12/2015'te Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına. PTT nereye bağlı? Bakanlık yetkilileri de burada değil mi? Siz de iyi dinleyin. 21/12/2015'te sormuşum, başvuru numaram 139 bin 880. Bu bilgi edinme. Bakın, bir de on beş gün içerisinde başka kurumu ilgilendiriyorsa bir ay içerisinde falan diye mevzuatı da var bu işin. Ve devam ediyor, Bakanlık bunu Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi Genel Müdürlüğüne yolluyor 7/1/2016'da, 1'inci ayın 7'sinde. Ben 21/12'de yollamışım, 7'sinde de PTT'ye yollamış. Hamdi Akkuş, Bölge Müdür Yardımcısı bunu yolluyor ve o gün bugündür cevap gelmiyor. Danışmanım arıyor "Bizim cevabı niye vermiyorsunuz?" "Vereceğiz."
Şimdi, sevgili arkadaşlar, milletvekilinin denetim görevini yerine getirebilmesi için merak ettiği soruların cevaplarını kurumlardan doğru bir şekilde alması gerekiyor. Şimdi, Sayıştay aynı zamanda gelir gider tablosunu, eksiklikleri incelerken bunları da mevzuat anlamında incelemesi lazım değil mi? Bizim bu KİT Komisyonunun bu soruyu sorma hakkı var, milletvekillerinin sorma hakkı var. Bunlara doğru cevaplar verilip verilmediğinin, zamanında verilip verilmediğinin de incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama, bunlarla ilgili bir şey yok.
Malatya'yı söyledim. Orada soru şu Malatya'da, o zaman şunu sorayım, madem soru sorma müessesesi hâline dönüştürdük burayı: Niye böyle ihtiyaç doğdu? Rakamları biliyoruz. TELEKOM'dan alacağımız var mı? Eğer alacağımız varsa niye tahsil edilmedi bu arsa karşılığında? Parayı da madem biz ödedik. Bunu da orada sormuş olayım.
Teşekkür ediyorum. Görevlerinizde başarılar diliyorum.