KOMİSYON KONUŞMASI

SEYİT TORUN (Ordu) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teklif edilen bütçe, sanayiyi ayağa kaldırmak bir tarafa, zayıflattığınız sanayiyi yok edecek bir bütçedir. Türkiye sanayisi uzun zamandır durgun; üretim, teknolojik yatırım, istihdam her geçen gün azalıyor. İmalat sanayisi tükenmişlik sendromu yaşıyor. İmalat sanayisinin millî gelirdeki payı 2021'de yüzde 22,1 idi; 2024'te 16,8'e, bu yılın ilk altı ayında ise 15,9'a kadar gerilemiş durumda.

Başta tekstil olmak üzere imalat sanayisinin her bir sektörün de alarm zilleri çalıyor. Tekstilci artık Türkiye'de kalmak istemiyor; zor koşullara rağmen burada kalanlar ise ham madde ve ara mallarını yurt dışından ithal ediyor yani üretici Denizli'den kalkıyor, Malatya'dan kalkıyor, Ordu'dan kalkıyor Mısır'a gidiyor, sonra ürettiğini Türkiye'ye satıyor. Burada kalan üretici ise pamuk ipliğini Bursa yerine Özbekistan'dan alıyor. Durum bu olunca hazır giyimde maalesef ithalat rekorları kırılıyor. Sermaye, döviz, istihdam, üretim unsurlarının her birini başka ülkelere kaptırıyoruz. Üretim düşerken, sanayici finansman bulamazken, KOBİ'ler elektrik faturasını dahi ödeyemezken, tekstilci ülkeyi terk ederken siz hangi yerli ve millî sanayiden, hangi millî teknoloji hamlesinden bahsediyorsunuz? Durumumuz çok vahim. AK PARTİ iktidarları döneminde Türkiye, üreterek büyüyen bir ekonomi olmaktan çıkmış, erken sanayisizleşme sürecine girmiştir. Hizmet sektörü ve inşaat sektörü kontrolsüzce büyümüş, sanayinin ekonomideki payı hızla düşmüştür.

Değerli arkadaşlar, 2026 yılı bütçe teklifine baktığımızda karamsar olmamak elde değil. İktidarın yalnızca faiz ödemelerine ayırdığı tutar Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinin 15 katından fazla; sanayinin geliştirilmesi ve yatırımların desteklenmesi için ayrılan pay ise toplam bütçenin yüzde 1'i bile değil. Kalkınma iddiası taşıyan bir Hükûmetin sanayiye, teknolojiye, üretime bu kadar düşük pay ayırması kabul edilemez. Sanayi 4.0'ı yakalamak isteyen bir ülke nasıl olur da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına Diyanet İşleri Başkanlığıyla aynı bütçeyi reva görür?

AR-GE harcamalarının millî gelire oranı 2023'te yüzde 1,4; 2025'te tahminen yüzde 1,65; 2026 hedefi ise yüzde 1,77. OECD ortalaması yüzde 2,7 civarında yani Türkiye OECD ülkeleri arasında sondan 7'nci sırada. Verdiğiniz milyarlarca liralık AR-GE teşvikleri de verimsiz; demek ki mesele sadece teşvik vermekte değil, mesele verilen teşvikin kime, neye, nasıl gittiğini ve o kaynağın gerçekten teknolojik ilerlemeye dönüşüp dönüşmediğini de takip etmektedir.

Şunu anlayın artık: Yandaş firmalara gönderilen kaynaklar teknoloji üretmiyor, verimlilik yaratmıyor; bu durumun en somut örneği TOGG'dur. Onca kamu desteğine, teşvike, vergi istisnasına rağmen 2024 yılında 13,8 milyar lira zarar etmiş yani Türkiye'nin en çok desteklenen sanayi projesi bile sürdürülebilir bir üretim modeli kuramamıştır.

Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; Türkiye'de sanayinin en büyük problemlerinden biri de nitelikli iş gücü ve mesleki eğitimdir. Üniversiteler mezun veriyor ama sanayi aradığı elemanı bir türlü bulamıyor çünkü eğitim sistemi sanayiden kopuk, mesleki eğitim programları yetersiz. Eğitimli gençlerimiz beyin göçüyle başka ülkelerin sanayisini büyütüyor. Eğer ülkemizde üretimi, inovasyonu, istihdamı geliştirmek istiyorsanız önce demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne yönelik adımların atılması gerekiyor. Eğer siz Cumhurbaşkanı adayını elimine etmek için 150 milyar doları yakıyorsanız, eğer siz iş insanları derneklerinin başındaki yöneticiyi, TÜSİAD Başkanını keyfekeder içeri tıkıyorsanız, eğer siz TEKNOFEST'te veri güvenliğiyle ilgili çalışmalarından dolayı ödül verdiğiniz KOBİ yöneticilerini sırf İBB'yle iş yaptığı için casusluktan içeri tıkıyorsanız, eğer siz KOSGEB destek ve teşviklerini yandaşı kalkındırmak için dağıtıyorsanız, eğer siz "Giderlerse gitsinler." deyip beyin göçünü teşvik ediyorsanız asla ve asla ekonomik olarak kalkınamazsınız, sanayi 4.0'ı da yakalayamazsınız. Türkiye'yi üreten, katma değer yaratan, nitelikli iş gücüyle rekabet eden bir ülke yapmak istiyorsak önceliği demokrasiye, hukuka ve bilime vermek zorundayız; bunları da tekrar ifade etmek istiyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum.

Bütçeniz hayırlı uğurlu olsun.