KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bütçesi üzerine yaptığımız görüşmelerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Tabii ki sanayinin gelişmesi toplumun refah seviyesinin ve sermaye birikiminin artmasını sağlar, bu nedenle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ülkemizin kalkınması ve gelişmesi bakımından oldukça önemli bir bakanlık fakat Bakanlığımızın bütçesine bakınca önceki yıllarda olduğu gibi yine büyümeyi önüne hedef koyan bir ülke açısından çok yetersiz bulduğumu da paylaşmak istiyorum. 2026 yılı bütçe teklifinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçe kalemlerine bakıldığında, Bakanlığın toplam bütçesi 124 milyar 497 milyon TL'den 176 milyar 966 milyon TL'ye çıkarılmış. 2025 bütçesinde 2024'e kıyasla ödenek artışı yüzde 57 iken bu dönem artış yüzde 42'lerde kalmış yani yine 2026 bütçesinde bütçenin yüzde 1'inin altında bir payla faaliyetini sürdürecek bir bakanlık. 2026 bütçesinde faiz giderlerinin 2025'e kıyasla 1 trilyon 950 milyar TL'den 2 trilyon 741 milyar TL'ye varacağı varsayıldığında sanayi ve teknolojiyi yönetecek Bakanlığın bütçesi toplam merkezî yönetim bütçesinin ancak binde 9'una denk geliyorken bir yılda bütçeden ödenmesi öngörülen toplam faiz gideri Bakanlık bütçesinin tam 15 katından fazla.

Değerli arkadaşlar, yanlış duymadınız, bir yılda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi 15 bakanlığın bütçesinden fazla faiz ödüyoruz. Burada, bütçe teklifine yatırımı, büyümeyi, istihdamı, üretimi, hedef koyan bir iktidarın aslında ne kadar samimi olduğunu da görebiliyoruz. Umarım gelecek yıl, sanayimizin, imalatçımızın bu bütçeden daha fazla pay alacağı şekilde bir bütçe teklifi buraya getirilir ya da bu teklifi getirmek bize nasip olur.

Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı tarafından yıllardan beri bütçe sunumu yapılırken hep pembe tablolar çiziliyor, "Büyüyoruz, kalkınıyoruz, millî gelirimiz artıyor." deniliyor. Ülkenin sanayisine, üreticisine, çiftçisine, emeklisine, çalışanına sürekli bahaneler üretiliyor; deprem, küresel ekonomide daralma, pandemi, bölgesel savaşlar hep bahane ediliyor ve "Az dişinizi sıkın, ekonomi düzelecek." deniyor. Tabii ki bunların etkisi var ama bakıyoruz, düzelen bir şey yok, her gün daha kötüye gidiyoruz.

Sayın Maliye Bakanı göreve geleli iki yılı geçti yani daha önce akıl dışı yöntemlerle yönetilen ekonomiden rasyonelliğe döneli iki yılı geçmiş. Göreve geldikleri tarihten bugüne kadar enflasyonda bir başarı yok, yirmi sekiz ay önce yüzde 38 seviyesinde olan enflasyon bugün yüzde 33'ün üzerinde. Orta vadeli planda sürekli güncellemeler yapılıyor. İşsizlik sürekli artıyor. Konkordatolar sürekli artıyor, ekonomideki kriz her geçen gün daha fazla işletmeyi çıkmaza sürüklüyor, kapısına kilit vuran işletme sayısı artıyor. Bakın, değerli arkadaşlar, batık kredi miktarı 24 Ekim 2025 haftasında 519 milyar lirayı aşmış. 2025 Ocak-Ekim döneminde konkordato geçici mühlet alan şirket sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 artışla 2.326'ya ulaşmış.

Sanayici üretemiyor, şirketler batıyor, özellikle tekstil sektöründe çok büyük sorunlar var. Ülkemizde istihdam ve ihracatın lokomotifi olarak bilinen tekstil ve hazır giyimde yaşanan kan kaybı artık saklanamayacak boyuta gelmiş; 2022'den bu yana tekstil ve hazır giyimde 7 bini aşkın firma iflas bayrağı çekmiş, üç yılı bulmayan bir süreçte 300 bin kişi işsiz kalmış. 2024 Ocak-Eylül dönemi hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 13 milyar 609 milyon dolar iken bu sektörde 2025 Ocak-Eylül ihracatı yüzde 6,4 düşüşle 12 milyar 712 milyon TL'ye gerilemiş. Tekstilcimiz kötü ekonomi politikaları nedeniyle ayakta duramamakta, imalatını Mısır'a ve benzer ülkelere kaydırıyor. Mısır'ın tekstil ve konfeksiyon ihracatının üçte 1'inin Türkiye'den giden firmalar tarafından karşılandığı biliniyor.

Sanayici zorda, üretici zorda. Bunu biz demiyoruz, raporlar söylüyor; bakın, İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi eylülde yüzde 46,7'ye gerileyerek imalat sektörünün yavaşlamaya devam ettiğini gösteriyor. Faaliyet koşullarındaki bozulma eğilimi bir buçuk yıla ulaşmış. Sektörün büyük bölümü üretim ve istihdam hacmini azaltmış, çalışan sayıları yalnızca gıda ürünleri ile elektronik ve elektrik ürünleri sektöründe artış göstermiş, bunun dışında ciddi istihdam kaybı var ve ücrette gerileme var.

Bakın, seçim bölgem Antalya'da, Antalya Organize Sanayi Bölgesinde haziran ayına kadar 4 firma konkordato ilan ederken 12 fabrika da satışa çıkmış. Burası 327 firmanın faaliyet gösterdiği ve 20 bini aşkın kişinin istihdam edildiği bir bölge. İktidarın ekonomi politikaları sonuçlarına artık sanayici dayanamıyor, üretim koşullarının daha da zorlaştığını söylüyor, "Sanayici yüzde 60 faizle kredi kullanıyor. Bu sürdürülebilir değil. Sanayicilik artık deli işi. Sanayiciyi kurtarmak için çok hızlı hareket edilmeli çünkü hareket kabiliyetimiz azaldı, artık dayanma gücümüz kalmadı." diyorlar. 200 milyar TL ticaret hacmine ve 1 milyar dolar ihracat rakamına ulaşan OSB'de, firmaların zor koşullarda üretimlerini sürdürmelerinin artık kabul edilemez duruma geldiğini söylüyorlar. Burada, son iki yılda elektrik ve doğal gaz üretiminde yüzde 7 düşüş... "Sanayici maliyetlerin altında eziliyor." diyorlar.

Değerli arkadaşlar, bir ülkede ekonomiyi düzeltmek sadece ekonomik tedbirlerle olmaz; bir ülkede hukuk yoksa, adalet yoksa, demokrasi yoksa, bilimden uzaklaşırsak ekonomi düzelmez. Faizler düşürülüyordu, 19 Mart demokrasi darbesinde faizler yeniden yüzde 48'lere çıkarıldı. Demokrasi darbesinin, hukuk tanımazlığın yükünü bu ülkenin insanı çekmeye devam ediyor. Bugün yaşadığımız bu sorunların altında elbette bunlar da var; parası olan yatırım yapmıyor, işini devam ettiren sanayici krediye ulaşamıyor, ulaşabilen sanayici ise yüzde 60 faizle kredi kullanıyor. Sözde faizler düşüyor fakat bu sanayiciye de yurttaşa da yansımıyor, hepsi temennide kalıyor.

Buradan Sayın Bakana seslenmek istiyorum: Antalyalı sanayici sizden destek bekliyor. Yeri gelmişken Sayın Bakanım, Antalya'da, özellikle Korkuteli, Elmalı, Akseki ve İbradı'da OSB ve sanayi siteleri çalışmaları var; bunların bir kısmına başlanmış durumda. Buralarda üretimi ve istihdamı artıracak adımların hızlanması için teşvik ve destek bekliyoruz.

Bütçeye programlar itibarıyla baktığımızda, toplam 99 milyar 47 milyon gibi bir rakam ayrılmış. Bunun 89 milyarı sanayinin gelişmesi, üretim ve yatırımlarının desteklenmesi kalemine ayrılmış. Bu, yaşadığımız tabloda çok düşük bir rakam, bu ülkede üretimin artması için bu rakamların yükseltilmesi gerekiyor. Şimdi, biz burada sanayiciye, üreticiye destek diyoruz, burada KOBİ'ler çok önemli. KOSGEB'e bakıyoruz, 2026 için ayrılan bütçe 13 milyar 500 milyon; bu rakam geçen sene 11 milyar 165 milyon civarındaymış. Buradaki artış, ekonominin yarattığı tahribat göz önüne alındığında, KOBİ'ler için de düşük. 2026 bütçesinde sanayinin geliştirilmesi, üretim ve yatırımları desteklenmesine ayrılan pay ise 12 milyar 195 milyon civarı; bu da yeterli değil.

Burada bir şeyin altını çizmek istiyorum: Biz sanayiciye, esnafa, imalata destek verilmesini talep ediyoruz yani faize, şatafata, kamu-özel iş birliklerine değil... Bu kaynakları bütçeden yaratın diyoruz, İşsizlik Fonu'na el atmayın diyoruz fakat İşsizlik Fonu'ndan karşılıyorsunuz.

Bütçe öncesi getirilen bir vergi torbası var, biliyoruz. Bu torbaya eklenen bir maddeyle imalat sanayisi sektöründe istihdamı korumaya, arttırmaya yönelik düzenleme yapılmakta. Bu kapsamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile KOSGEB tarafından imalat sektöründe istihdamın korunması ve artırılması amacıyla tekstil, konfeksiyon, deri ve mobilya sektöründe KOSGEB aracılığıyla istihdam koruma taahhüdüyle verilen personel başına 2.500 TL'lik desteğin sürdürülmesi düşünülüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Bu destek için de İşsizlik Fonu'ndan yaklaşık 45 milyar civarında bir kaynağın kullanılması hedefleniyor. Bu İşsizlik Fonu'ndan işçiler zaten yeteri kadar faydalanamıyor. Hâlâ işçinin parasını işçiye değil, başka yerlere aktarıyorsunuz. Tamam, biz KOBİ'lere destek vermenizi istiyoruz ama burada bunu da İşsizlik Fonu'ndan yapmayın, bu yanlıştan da dönün, bütçeden yapın diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.