| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 01 .12.2025 |
MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, değerli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Cemal Öztürk Vekilime Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.
Evet, Plan ve Bütçe Komisyonunda 2026 yılı bütçe çalışmalarımızın sonuna geldik. Yaklaşık bir ay boyunca katkı koyan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Fakat üzülerek söylüyorum, 2026 yılı merkezî yönetim bütçesi önceki yılları aratan, halkı daha fazla yoksulluğa, çaresizliğe mahkûm eden tam bir yıkım bütçesi. Emekçilerin ücretlerinden, emeklilerin maaşlarından, çiftçinin tarlasından, esnafın kasasından daha çok vergi toplayan, buna karşılık sermayeye, büyük şirketlere ve saraya geniş istisnalar tanıyan bir bütçe. Bu bütçede saray var, faiz var, şirket istisnaları var, yandaş düzeni var ama halk yok.
Değerli arkadaşlar, bütçeye baktığımızda tam bir vergi adaletsizliğini görüyoruz. Gelir vergisi artışı yüzde 39,55 iken, kurumlar vergisi artış oranı maalesef yüzde 1,94. 2026'da çalışanlardan toplanacak gelir vergisi artışı patronlardan toplanacak kurumlar vergisi artışından tam 21 kat daha fazla. 2026 yılında KDV ve ÖTV toplamı 6,9 trilyon TL'ye çıkmakta, bu kalem bütçe gelirlerinin neredeyse yarısını oluşturmaktadır. Emekten elektriğe, ulaşımdan ilaca kadar her şeyde KDV, ÖTV ödeyen vatandaş, maaşından gelir vergisi kesildikten sonra yaptığı her alışverişte yeniden vergilendirilmektedir. Bu çifte vergilendirme düzeni ücretli kesimin sırtına yüklenen yükü her geçen yıl ağırlaştırmaktadır. Orta vadeli plan ve bütçe tahminleri 2026 yılı için asgari ücret artışının yüzde 18 ila 22 aralığında olacağını göstermektedir yani 2026'da net asgari ücretin 26 ya da 27 bin TL olacağı öngörülüyor; oysa enflasyon yüzde 33'lerde, sizin açıkladığımız yeniden değerleme oranı da yüzde 26 civarıdır. Bu mudur sizin adaletiniz? Bu ücretin yoksulluk sınırının yanına bile yaklaşması mümkün değil. Yine, 2026 yılı bütçesinde en düşük emekli aylığı açlık sınırının altında kalacaktır, çiftçiye verilen desteklerin gayrisafi millî hasıla içindeki payı yıllar içinde gerilemiştir, tarımsal destekler artmamıştır, KOBİ'lere ve küçük esnafa vergi dışında beşe düşmemektedir. Ekonomiyi bitirip halkı yoksulluğa terk ediyorsunuz sonra çıkıyor "Ekmek, simit, taksi komisyonu kuracağız, fiyatları ayarlayacağız." diyorsunuz. Bu komedi değil de nedir?
Değerli arkadaşla, milyonlarca yurttaşımızın geçim sıkıntısı yaşadığı böyle bir dönemde saraya teklif edilen bütçe iktidarın halktan ne kadar koptuğunun en somut kanıtıdır. Cumhurbaşkanlığının 2026 yılı için istediği bütçe tam 21 milyar 286 milyon 534 bin TL olarak belirlenmiş. Geçen yılın bütçesinde 16 milyar 928 milyon 146 bin lira olan Cumhurbaşkanlığı ödeneği 2026'da yüzde 26 oranında artırılmakta. Oysa aynı Orta Vadeli Program'da 2026 yıl sonu için öngörülen enflasyon hedefi yüzde 16. Bu ne demektir? Milletten kemer sıkması istenirken saray kendi bütçesini enflasyonun yaklaşık 10 puan üzerinde artırarak lüks ve şatafat harcamalarından tek bir kuruş bile kısmayacağını ilan etmektedir. Teklif edilen bu bütçeye göre Cumhurbaşkanlığının günlük harcaması yaklaşık 58 milyon TL'ye ulaşmıştır, günde 58 milyon TL. Bu, bir asgari ücretlinin iki yüz on sekiz yıllık gelirine denk gelmektedir değerli arkadaşlar. Tekrar söylüyorum: Bir asgari ücretlinin iki yüz on sekiz yıl çalışması lazım Cumhurbaşkanlığının bir günlük harcamasının karşılığında.
Bütçe kalemlerine indiğimizde israfın boyutları daha net ortaya çıkmaktadır. Sadece "Yolluklar" kalemi için 2026 yılında ayrılan ödenek 161 milyon TL'dir. Bu 161 milyon TL yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlarca vatandaşın gıda harcamalarından, sağlık giderlerinden kesilerek ayrılmıştır.
Baktığımızda, Diyanet İşleri Başkanlığının 2026 bütçesi büyüklüğü itibarıyla birçok merkezî idareyi ve önemli bakanlıkları da geride bırakmaktadır. Öğrencilerin yurda, çocukların bir öğün yemeğe ihtiyacı varken vergilerimizin nereye gittiği çok açık. Biliyorsunuz, Ali Erbaş dönemi sona erdi ama israfa yapılan harcamalar ortada. "Bana bir Audi'yi çok gördüler." demişti, ne yurt dışı gezisi bitmişti ne şatafatı. Yeni Başkanımızı bu konuda hassas olmaya davet ediyorum.
Yine, Cumhurbaşkanlığının propaganda makinesi hâline gelen bir İletişim Başkanlığımız var, Başkanlığın 2026 yılı bütçesi 7,5 milyar TL. İletişim Başkanlığının görevi, muhalif medyayı susturmak, iktidarın söylemini yaymak ve toplumu kutuplaştırmak hâline gelmiş. Yalnızca iktidara hizmet eden bu kurum bu bütçeyi hak etmiyor diyorum.
Değerli arkadaşlar, bu bütçe teklifi halkın sırtındaki yükü artıracak, kaynakları israfa ve keyfiyete tahsis edecektir. Bu bütçede halk yok, emekli yok, emekçi yok, esnaf yok, çiftçi yok, üretici yok, genç yok, kadın yok; o nedenle, bu bütçede biz de yokuz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.