| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .11.2025 |
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, bakan yardımcıları, değerli bürokratlar, Komisyon değerli üyesi, değerli dostlarım, basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye olarak son yüzyılların -belki birkaç yüzyıl, tabii bunu tarihçiler açıklayacak- en büyük depremini yaşadık. 313 bin bina yıkıldı, 53 bin canımızı kaybettik, Allah rahmet eylesin. Birçok yaralımız, engellimiz hayata tutunmaya çalışıyor. Öyle büyük bir deprem ki 100 milyon metreküp enkaz ortaya çıkmış ve taşınmış, maliyeti 105 milyar dolar olarak ifade edildi. Depremin etkilediği alan nüfus olarak yaklaşık 14 milyon; 14 milyon, dünyada 195 ülke var, 120'si kadar, kimi 14 milyon, kimi 3 milyon, 5 milyon, 3-5 katı kadar. Siz böyle bir alanda yeniden inşaat oluşturacaksınız.
Bunları biliyoruz ama o kadar küçümsenen konuşmalar oldu ki insan üzülüyor. Eksikleri söylemenin farklı yolları da var. Bu bir başarı hikayesi. Neymiş? "Bir yılda yapacaktınız." Bir yılda birçok şey yapıldı ama bir yıl içinde 313 bin binanın hasarlı olanlarının tespiti, zeminlerinin tespiti, bunlar oluştukça yedi ay, sekiz ay, bir yıl süre alanlar oldu ve hemen başlandı. Bu bir yıldan kasıt bu işlerin başlangıcıydı, bunu alaya alacak bir şey yok. Söz verip de küçücük imkân gerektiren işleri yapmayan CHP belediyelerinin vekillerinin bunları konuşması bizi yüzüyor. Bu bir konut hamlesi de değil, yeni bir şehir kuruyorsunuz; kanalizasyonu, yolları, hastaneleri, vilayetevi, tarihî varlıkları yeniden ayağa kaldırıyorsunuz, her yönüyle akıl almaz bir çalışma. Sayın Bakanımızı, bütün ekibini, tek başına değil... Bu büyük bir başarı, ortada şaheserlerle dolu bir başarı var. Bu başarı başka ulusların gazetecilerinin de ziyaretinde ifade edildi. Biz, hani insan kendi çocuğunun büyüdüğünü veya gelişmeyi görmez ya, dışarıdan gelen çok daha güzel değerlendirme yapıyor ve raporlarda diyor ki: "Türkiye'nin başarısı çok hızlı ve kapsamlı." Yine, "Yapılan binalarla ilgili ve görmüş olduğumuz olağanüstü işle ilgili yapmış olduğunuz bu hızdaki inşaat süreci sadece Türkleri değil, bütün Müslüman toplumu gururlandırdı, heyecanlandırdı." diyor. Müslüman gazeteciler. Brezilyalı bir gazeteci "Türk Hükûmeti beni her zaman şaşırtıyor, ortaya çıkardığınız eserler sorgulanamaz." diyor, hatta ekliyor: "Muhalefetin çok farklı ifadelerini duymuştum, bunların hiçbiri burada yok." Şimdi bazı arkadaşlar ifade etti, saatte 23 konut, günde 550. Sayın Bakanım, bu arada, siz TOKİ'nin normal yaptığı konutları da kattığımızda saatte 50 konut, günde 1.100 konut en az yapıyorsunuz ve bu akıl almaz bir şey. Biraz önce, daha önce verilen sözleri ve yapılanları söylediler.
Şimdi, dedim ya, biraz hor görmeler oldu. Sayın Türkeş, çok değerli bir büyüğümüzün kızı, hiç yakışmadı "Murat Kurum inşaat" ifadesi. Depremzedelerin, o bölge insanının...
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Babamı niye karıştırdın, onu anlamadım.
ORHAN ERDEM (Konya) - Bu, basına düşerse deprem bölgesi, o bölge insanını incitir. Bence düzeltme yapmak lazım yani bu ne demek?
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Neyini düzelteyim? Hakaret mi?
ORHAN ERDEM (Konya) - Bunu hâlâ savunmanız akıl almaz bir şey. Aziz Sancar'la Sayın Bakanı karşılaştırmak yani iki farklı bir şey. Ne demek yani? Hani, burada bir başarı var, biz biliyoruz, Parlamentodaki bütün bakanlar kendileri de diyor "En başarılı arkadaşımız." Gece gündüz deprem bölgesinde, bütün ekibi aradığımızda deprem bölgesinde ve biz bunu tabii ki mutlulukla yâd edeceğiz, teşekkür edeceğiz. Aziz Sancar, ayrı bir büyüğümüzdür, hiç alakası olmayan benzetmeler oldu.
Şimdi, burada, ben arkadaşlarıma hiçbir zaman saygısızlık yapmam ama doğruları da söyleyeceğiz. Biz bir şey söylediğimizde görevimiz "CHP'li belediye bunu niye yapmadı?" dediğimizde "Devlet yapsın." bağırışları. Ya, Tayyip Erdoğan belediye başkanı olduğunda Haliç'i temizlemek onun görevi miydi? İstanbul'un o çöp dağlarını temizlemek, yükünü alıp arıtmalarına kadar yapmak, suyu getirmek, kendi o günün zor şartlarında yaptıklarına bakın, bugün onu buralara getirdi. Şimdi, verilen birçok söz var, yapılmıyor. Bunu da dediğimizde "Ne olacak, biz de onun muhalefetini yapmakla görevliyiz, bunu da kabul etmiyoruz ve diyoruz ki 'Devlet yapacak.'" Böyle bir şey olmaz.
Bakanım, sizi birçok ilin vekili hemşehrisi olarak addetti; Mustafa Kalaycı burada mı bilmiyorum, biz de birbirimize baktık, çok gururlandık ama tapunuz bizde, Konyalı olarak gurur duyuyoruz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir daha "Samsun" diyen olursa vallaha, yerim daha bak, haberiniz olsun.
ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Biz de Hataylı olarak gurur duyuyoruz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Görüyorsunuz, görüyorsunuz.
ORHAN ERDEM (Konya) - Evet, herkes de gurur duyuyor. Gerçekten çok önemli işler yaptınız.
CAVİT ARI (Antalya) - Orhan Bey, hemşehricilik yapıyorsunuz burada ama diğer bakanlar kırıldı.
ORHAN ERDEM (Konya) - Bütün Türkiye'nin -kürsüden de söyledim- hemşehrisidir, bizim gururumuzdur ama nüfusa kayıtlı olduğu yer Konya'dır. Bunu da belirtmek isterim.
ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Hatay'ın da millî kahramanıdır.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Konyalıdır Sayın Erdem, kayıtlı olduğu yer değil, Konyalı.
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Bakanım, ben, söz kürsüde Sayın Başkanımıza yardımcı oluyoruz, orada oluyoruz, burada ama size bu hitapları yapmak istedim. Biz Konyalıyız, Mevlana'nın memleketindeyiz. O der ki: "Gerek yok her sözü lafla beyana/Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana." Sizin bakışlarınızdan, çalışmanızdan birçok kişi anlıyor, Allah yolunuzu açık etsin, Allah Cumhurbaşkanımıza güç versin, onun liderliğinde bunlar oluyor. Burada Edirne'den çıkıyorsun, Güneydoğu'nun en ucuna kadar otobanlarla, çift yollarla verilen sözlerin 10 katı, 15 katı yapılmış, cumhuriyet tarihinin seksen yılda yapılanının 3 katı, 5 katı yapılmış her alanda. Sizlere dua ediyoruz, Allah yardımcınız olsun.
Bütçeniz hayırlı olsun.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Başkanım, söz alabilir miyim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, değerli milletvekilleri, herkes konuştu.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Ama alenen bana bir de babamın adını kullanıp "Yazık." dedi yani ben bunu kabul edemem. Ben babamın adını yere düşürecek bana "Yazık." denilecek hiç bir hareket yapmadım.
ORHAN ERDEM (Konya) - Gururla, gururla söyledik.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Hayır, lütfen, babamla bunun alakası yok. Ben babamın adını da bulunduğum konumu da yere hiç bir zaman düşürmem. Anlatabiliyor muyum? Benim söylediğim şey başka bir şeydir.
ORHAN ERDEM (Konya) - Ben bir dost olarak uyardım, o ifade yanlış oldu.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Bir ülkede böyle bir felaket olduğu zaman zaten yapılacak şey bunlardır. Ben diyorum ki sanki dünyada ilk defa bir şey bulunmuş gibi...
ORHAN ERDEM (Konya) - O ifade yanlış oldu, sizi dost olarak uyardım.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Biz de teşekkür ediyoruz, biz de teşekkür...
ORHAN ERDEM (Konya) - Kabul edersiniz, etmezsiniz.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Etmiyorum, reddediyorum, etmiyorum.
ORHAN ERDEM (Konya) - Tamam, o kadar.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, kayıtlara geçti hepsi değerli milletvekilleri.
Değerli milletvekilleri ve beklenen an geldi: Beş dakikalık konuşmalar, uzatma yok.
Şimdi, sayın milletvekilleri, söz alan lütfen uzatmasın, arkada 40 kişi bekliyor. Dolayısıyla süresinden önce bitirin, uzatmanın manası yok.
NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Bugün sondan mı başlasak?