KOMİSYON KONUŞMASI

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, biz defalarca size sormaya çalıştık ama sizden doğru dürüst cevap bulamıyorum. Ya, Tekirdağlı hemşehrimize ne gareziniz var diyorum. Çorlu'daki Ağıltepe'yi boşalttınız, orası şu anda pangallık oldu. Çorlu Belediyesi o kadar güzel bir proje çizdi, sosyal donatı ve yeşil alan projesi ama bir türlü vermiyorsunuz ama AK PARTİ belediyesi olsaydı bütün kapıları açardınız. Yine, Süleymanpaşa'da orduevi yıkıldı, orası atıl durumda duruyor sahilde. Yine, orduevi ,subay orduevi, astsubay orduevleri boşaltıldı, yıkıldı, o alanlar rezillik, pangallık. Ya, bırakın, verin şunları Süleymanpaşa Belediyesine, Büyükşehir Belediyesine de oralar sosyal donatı olsun, Tekirdağlı hemşehrimizin hizmetine açalım. Esnafımız canlansın ama nerede? Biz bunu söyledikçe kulaklarınızı tıkıyorsunuz; artık açın, Tekirdağlı hemşehrilerimin hakkını verin diyorum.

Sayın Bakan, yine, bakınız, bölgemizde cereyan eden savaşlar, İran ve Suriye örneği Türk hava savunma sisteminin her zamankinden güçlü olması gerektiğini ortaya koyuyor. Konuşmanızda "Çok katmanlı hava savunma sistemimiz, Çelik Kubbe bir güvenlik şemsiyesi olacak." diyorsunuz. Ne isabet, bugün de sözleşmesi imzalanıyor ama ne zaman kurulumu tamamlanacak? S-400'lerde olmadığına göre nasıl bir yapı olacak, merak ediyorum. S-400'lere paraları verdik, hangarlarda çürüyor, ondan sonra F-35 projesinden de atıldık. F-35 projesinin biz ortağıydık ama sizin o yanlış politikalarınızla, S-400 alımıyla projeden çıktık, şimdi dileniyoruz. Nasıl dileniyoruz? İşte, Suudi Arabistan'ın o hurdaya çıkarmış olduğu 2015'teki uçakları alıyorsunuz, Hava Kuvvetlerine veriyorsunuz, ondan sonra da Mehmetçik'imizi bu uçan tabutlar içerisine koyarak onları şehit ediyorsunuz. Buradan, bu projeyi kim imzaladıysa hepsini kınıyorum. Bu askerlerin hesabı sorulacak, bunun hesabı kimdeyse bu hesabı verecek çünkü ben Tekirdağlı hemşehrim olan şehit kardeşimizin hakkını sonuna kadar arayacağım.

Şimdi soruyorum: Ya, bu kadar mı vizyonsuzsunuz, gidip ikinci el uçakları alıyorsunuz? Yine akıllanmamışsınız, yirmi üç yıldan beri iktidardasınız, gene gidiyorsunuz, İngiltere'den Eurofighter alınacak 20 tane. Tamam, amenna; ne zaman olacağı belli değil ama kalkıyorsunuz, alışmışsınız, ikinci el...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Siz de S-400'leri böyle haftada, ayda bir...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Orhan kardeşim, ikinci el.

Bakınız, ikinci ele rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı kardeşim, nur yağardı. Türkiye'yi ne hâle getirdiniz? İkinci el pazarına getirdiniz ya. Bu Türkiye, savunma sanayisinde Hava Kuvvetleriyle, Türk Silahlı Kuvvetleriyle 1'inciydi ama nerede, şimdi dökülüyoruz. Ne zaman, Hava Kuvvetlerimizin uçak sorunu ne zaman çözülecek, merak ediyorum ben Sayın Bakan.

Şimdi, bakıyoruz hastanelere. Ya, defalarca ifade ettik, "Yanlışsınız, yanlıştan dönün." dedik. Şu GATA'ları neden kapattınız? Nerenize battı GATA'lar, ben merak ediyorum.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Nerenize" ne demek ya!

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Şimdi anladınız yavaş yavaş, hatadan döneceksiniz ama şunu biliniz ki gerçekler maalesef saklanamıyor. Bunları defalarca burada söyledik ama siz kulaklarınızı tıkadınız. Şimdi, GATA'lar açılacak, takdir ediyorum.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ayıp, ayıp! Bu kadar kadın vekil var, çok ayıp! Bu ne ya!

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Yine, bakınız, uzman çavuşlar hâlâ üvey evlat muamelesi görüyorlar. Hani uzman çavuşlara devlette KPSS olmaksızın kadro verilecekti Sayın Bakan, nerede? O uzman çavuş kardeşlerimiz bizi arıyorlar, diyorlar ki: "Vekilim, söz verdiniz, bu kanun neden uygulanmıyor?" Ben de merak ediyorum, bu kanun neden uygulanmıyor arkadaşlar? Onun için, yine dağ fare doğurdu; geçen yıl bu konuda yasa teklifi verdim, maalesef işleme koymadınız Sayın Bakan.

Terörle mücadelede ön saflarda çarpışan Türk Silahlı Kuvvetlerinin belkemiği uzman erbaşlarımız var, kadrolu olarak görev yapmadıkları için eşitsiz koşullarda görev yapıyorlar. Uzman erbaşların görevde kalma, görevine devam etme, imkân ve şartlarının muvazzaf subaylardan farklı gösterilmesi; pek çok alanlarda hak kayıpları yaşamalarının önüne geçmemiz gerekiyor. 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu gereği beş yıldan fazla olmamak şartıyla uzman erbaşlarla sözleşme yapıyorsunuz, ondan sonra, sözleşme bittikten sonra yenileme yapmıyorsunuz. Neden sonlandırıyorsunuz, merak ediyorum. Sözleşmeleri yenilenerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin jandarma bünyesinde kalmaya devam edenler 55 yaşında emekli oluyorlar. Arkadaşlar, emeklilik yaşı 65'se uzatın.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI YAŞAR GÜLER - Bizde de aynı.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Uzatın, uzatın diyorum, uzatın.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI YAŞAR GÜLER - Bizde de aynı.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Ama o zaman düzeltelim Sayın Bakan, düzeltelim, düzeltelim.

Mezuniyet törenlerinde subay yeminini okuyan 5 asker kardeşimizi maalesef attınız. Ben merak ediyorum, bu Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen kardeşlerimizin "Mustafa Kemal'in askeriyim." demesi neremize dokundu, neremiz gocundu?

Yine, bakınız, Anıtkabir'de resmî törenlerde Anıtkabir kuralları belli. O kurallara uymayanlarla ilgili neden müdahale etmiyorsunuz Sayın Bakan, neden susuyorsunuz, neden susuyorsunuz? "Siz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hepsi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleri" diyoruz. Bu askerler eğer atasına sahip çıkmıyorsa yazıklar olsun diyorum bize, yazıklar olsun diyorum.

Yine, bakınız, 10 Kasım 2023'teki Atatürk'ü Anma Programı'nda Atatürk fotoğrafını yakasına asmış olan o teğmeni neden ihraç ettiniz Sayın Bakan?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aygun, süreniz bitti.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Neden ihraç ettiniz, nerenize dokundu bu askerler? Onlar Atatürk'ü, bu ülkenin kurucusunu seviyorlar. Bu ülkenin kurucusuna bu kadar düşman mısınız ya?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ya "Nerenize dokundu?" falan ayıp ya!

Sayın Başkan, "Nerenize dokundu?" ayıp ya! Bu nasıl bir dil yani?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, Sayın Aygun, konuşmanız bitti.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Neredeyiz biz ya?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, değerli milletvekilleri...

Sayın Ök, bir saniye...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Allah Allah, argo, argo!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, bakın...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Meclis çatısında olduğumuzu hatırlatırım.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Vallaha ben rahatım, ben Atatürk'ün askeriyim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bakın arkadaşlar...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Olay onunla alakalı değil...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Geçen hafta ben buradan şehit cenazesine gittim apar topar, sabah dört buçukta.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye değerli arkadaşlar...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yeter artık ya, Atatürk ne çekti be sizden!

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - O uçan tabutu kim bu ülkeye aldıysa, hurdaya çıkan o uçan tabutu kim bu ülkeye aldıysa onun hesabını verecek.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Demiyorsun ki "Ben argo kullandım." demiyorsun ki "Ben böyle ağır, kötü bir kelime kullandım." "Atatürk" diyorsun.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Uçan tabutla uçuyoruz ya, uçan tabutlarla! Yazık, günah!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aygun, bir saniye...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Mehmetçik'lerimize bu kadar uçan tabutlar reva görülmez.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yeter ya, Atatürk'ün yakasını bırak artık, adam bir rahatlasın.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ök...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Nilgün Hanım, uçan tabutlardan memnunsan, ikinci elden memnunsan ses çıkarmıyorum.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Kendim konuştum, ayıp ettim, özür dilerim Meclisten, kadın vekiller var." demiyorsun da...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - İkinci elden memnunsan ses çıkarmıyorum.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yeter ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; siyasi görüşlerinizi açıklamakta serbestsiniz ancak bilmiyorum, söylediklerimizi kendimiz duyuyor muyuz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şu sakin Nilgün Hanım'ı bile ne hâle getirdin.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - O bugün gergin.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani mutlaka dersiniz, eleştirirsiniz, zaten Sayın Bakan burada, dinliyor sizi, bürokrasisi arkada not alıyor, bunlara cevabını kullanacak ama bir şeyi söylemek var, söylemek var, ya "nerenize" yani bu...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, içimiz acıyor, içimiz acıyor, içimiz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, içiniz acıyorsa daha farklı şekilde kendinizi ifade edebilirsiniz. Lütfen, ifadeler...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - O zaman bütçe desin, bütçe verelim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aygun, bunu söylersiniz ama kullandığınız ifadeler doğru değil ya! Yahu, şimdi aynısını ben tekrar etmeyeyim burada. Dolayısıyla sizleri temiz bir dil kullanmaya davet ediyorum, aynı ifadeyi kullanmaktan imtina ediyorum. Lütfen, tutanaklara bir daha girmesin aynı ifadeler.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Zaten 2 defa geçti, 2 defa aynı şeyi söyledi.

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Başkanım, gözünüze mi battı anlamında.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Anlayış, bakış açısı, yorumlama.