| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .11.2025 |
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Evet, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri, çok Saygıdeğer Bakanım, Değerli Bakan Yardımcılarımız, kıymetli bürokratlar, değerli komutanlarım, basınımızın saygıdeğer mensupları; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bütçenizin hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.
Tabii, bugün Millî Savunma Bakanlığımızın, çok önemli bir Bakanlığımızın bütçesini görüşüyoruz. Ülkemiz hem jeopolitik hem jeostratejik açıdan gerçekten çok özel bir noktada bulunuyor. Dünyadaki jeopolitik gelişmelerin hızlandığı, giderek derinleşen mevcut sorunlara yenilerinin eklendiği, artan risk, tehdit ve tehlikelere bağlı olarak güvenlik kaygılarının en üst seviyeye çıktığı bir dönemden de geçiyoruz. Enerjinin ve yine, nüfusun yoğun ve hareketli olduğu alanlarda, özellikle vekâlet ve ticaret savaşlarının yoğun olarak görüldüğü bir alanda, bir zemindeyiz. Yakın çevremiz yasa dışı göç, insani krizler, yasa dışı faaliyetler, çevre sorunları gibi ciddi sınamalarla çepeçevrili. Türkiye etrafındaki ateş çemberi içerisinde barışı, huzuru ve istikrarı sağlamak için çok ciddi anlamda bir gayret gösteriyor. Böylesine hassas bir süreçte biz de Türkiye olarak, tüm gelişmeleri yakından takip etmeye, proaktif davranarak savunma ve güvenlikle ilgili her türlü tedbiri almaya ve bu yeni dönemin şartlarına da kendimizi hazırlamaya devlet olarak büyük gayret gösteriyoruz. Bu gelişmeler doğrultusunda Millî Savunma Bakanlığımız da bölgesel ve küresel güvenlik için yeni yaklaşım ve stratejilerle cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en etkin faaliyetlerini icra ediyor. Dolayısıyla, Türkiye'nin özellikle bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeler çerçevesinde kendi toplumsal bütünlüğünü sağlaması ve ortak toplumsal değerler etrafında bütünleşmesi mecburiyeti söz konusu. Bu coğrafyada güçlü bir şekilde ayakta durmaktan başka ülke olarak da bir şansımızın olmadığını da ifade etmek istiyorum. Siyasi görüşümüz bu kapsamda ne olursa olsun, hangi öncelikleri Türkiye'nin geleceği için kendimizce öncelik olarak kabul ediyorsak edelim; sonuçta, bu memlekette 86 milyon olarak bir ve beraber olacağız ve hep beraber ayaklarımızı sağlam bir şekilde yere basacağız.
Temel meselelerimizde birleşerek, bütünleşerek temel değerlerimiz etrafında topyekûn bir araya gelmek mecburiyetindeyiz. Bugün karşılaştığımız bölgesel çatışmaların maalesef üzülerek ifade etmek istiyorum ki her biriyle ilgili -hepimiz de yine detaylarını biliyoruz- bu meselelerin hiçbirinin sadece bölgesel çatışmalar olmadığının da altını bir kere daha çizmek istiyorum. Burada Türkiye'nin uyanık olmak, güçlü olmak ve cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılı, Türkiye Yüzyılı'na girdiğimiz bu süreçte bütün tehlikeleri bertaraf edebilecek tek kaynağımızın, tek umudumuzun da yine 86 milyon yurttaşımız olduğu, hep beraber kenetlenmekten başka bir şansımızın olmadığını da belirtmek istiyorum.
Son yirmi üç yılda bölgesinde çeşitli coğrafyalarda istikrarı sağlayan ve güven veren bir ülke konumuna gelen bir ülkemiz var çok şükür. Savunma ve güvenlikle ilgili hususları devletimizin ve milletimizin yani hepimizin bekası açısından vazgeçilemez olduğu ve bunun da günlük tartışmalar dışında tutulması gerektiğini buradan hepinize bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Tüm dünya savunma sanayisine pay ayırırken Türkiye olarak tabii ki bu süreçte bizler de gereğini yapmak zorundayız. Bugün savunma sanayisini yüzde 80 millileştirerek aynı zamanda, aslında biz ülke olarak savunma sanayisine harcadığımız tutarları da yüzde 40 düşürmüş durumdayız. Bunun nedeni de savunma sanayimizde yerli ve millî sanayiye ulaşmış olmamızdan kaynaklanıyor.
Evet, değerli milletvekilleri, asırlık eksikliklerimizi yirmi üç yılda tamamlayarak ülkemizi savunma sanayisinde zirveye doğru taşıyoruz. Değerli milletvekilleri, daha dün Çelik Kubbe'yle ilgili 6,5 milyar dolarlık bir sözleşme imzalandı. Ben bunu da özellikle memnuniyetle hazırunun huzurunda ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu irade ve güçlü destekleriyle ortaya konan bu yükseliş sadece rakamsal bir başarı değil, aynı zamanda Türk mühendisliğinin, yerli üretim ekosistemimizinin ve stratejik vizyonumuzun da küresel alandaki bir karşılığıdır. Birileri özellikle hassasiyetle üzerinde durduğumuz bu ve buna benzer konularda akla, mantığa sığmayan fikirler beyan ederek Millî Savunma Bakanlığımıza ayrılan bütçenin savaş bütçesi gibi, damat gibi, hiç akla gelmeyen ve özellikle bu insicamı bozacak ifadeler kullanmış olsa da...
CAVİT ARI (Antalya) - Yaşar Bey, senin aklınıza gelmiyor ama başkalarının geliyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - ...Cumhurbaşkanımızın savaşlara karşı, ordumuzun ve milletimizin savaşlara karşı bakış açısı da burada açık ve net bir şekilde ortada.
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Ya, niye üstünüze alınıyorsunuz? "Damat, kayınpeder..." dedik, üstünüze alınıyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Rusya-Ukrayna ve en son yanı başımızda Filistin'de yaşanan olaylara Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ülke olarak bizim bakışımızı ve duruşumuzu herkes görüyor. İşte, bu yüzden böyle bir ifadeyi de bu çirkin ifadeleri, mesnetsiz ifadeleri ve buna benzer ordumuzu, milletimizi, savunmamızı sekteye uğratacak bu tip ifadeleri de reddettiğimizi buradan ifade etmek istiyorum.
Savunma alanında güçlü ve bağımsız olmayan milletlerin istikballerine güvenle bakabilmeleri elbette mümkün değildir. Millî savunma ve güvenlik ihtiyaçlarımızın karşılanmasıyla uluslararası alanda caydırıcılık oluşturmada teknolojik bağımsızlık her zamankinden daha kritik bir hâle gelmiştir. Bu coğrafyada var olabilmek ve 86 milyon vatandaşımızın güvenliğini sağlayabilmek için Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstün niteliklerinin korunması ve geliştirilmesi bu anlamda hayati bir öneme haizdir.
Toplumsal ihtiyaçların başında hiç kuşkusuz huzur ve güvenlik gelmektedir. Güvenliğin olmadığı bir yerlerde özgürlüklerden, demokrasiden ve insan haklarından söz etmek de bu kapsamda mümkün değildir. Şartlar ne olursa olsun, kim ne söylerse söylesin Türkiye beka mücadelesini kararlılıkla sürdürecek, millî bütünlüğünü ve güvenliğini bu kapsamda sağlayacaktır. Böylesine kritik bir jeopolitikte ancak her alanda güçlü olabilirsek ayakta kalırız. Yıllarca ülkemizin hak ve hukukunun kolayca göz ardı edilebilmesinin gerisinde yeterli siyasi, ekonomik ve teknolojik güce sahip olmayışımız vardı. Türkiye, yeni küresel ve bölgesel arayışların güçlü, siyasi ve ekonomik yapısıyla yükselen de bir yıldızı konumundadır. Siyasi ve askerî olarak sahada etkinlik gösterdiğimiz alanı genişlettikçe önümüze çıkan fırsatların tehditlerden çok daha büyük olduğunu da görüyoruz. Girdiğimiz mücadelelerden başarıyla çıktıkça bölgemizle birlikte tüm dünyaya umut aşılıyor ve umut veriyoruz. Bu tablo elbette birilerini rahatsız ediyor. Karşılarında geçmişte iki çift lafla veya birkaç küçük hamleyle sindirdikleri Türkiye'nin olmadığını gördükçe de öfkelerinden deliye dönüyorlar.
MURAT ÇAN (Samsun) - Mektupla ayar veriyorlar size, mektupla.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Gücünü asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından alan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakâr evlatları, aynı zamanda yedi iklim üç kıtaya barış, huzur, adalet ve istikrar götüren atalarımız gibi hem bölgemize hem dünya barışına katkı sağlamaya devam edecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi, mesleki değerleriyle akıl ve bilim ışığında Anayasa çerçevesinde ve yasalar doğrultusunda milletinin emrinde ve görevinin de başındadır.
Terörsüz Türkiye'yle ilgili de birkaç hususu özellikle ifade etmek istiyorum: Terör tehdidinin kalıcı olarak bitmesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu çok farklı bir ivme yakalayacak. Bölge şehirlerimiz turizmde de şaha kalkacak. İstikrarını, güvenliğini, huzurunu, bilhassa da kardeşliğini güçlendirmiş bir Türkiye'nin önünde Allah'ın izniyle hiç kimse duramayacak. Bu süreç başarıyla neticelendiğinde İstanbul kadar Diyarbakır kazanacak, Antalya kazanacak, Van kazanacak, İzmir kadar Bitlis kazanacak, Terörsüz Türkiye menziline varıldığında inşallah kazanan 86 milyonun her bir mensubu olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sadece ülkemiz değil Suriye'den Irak'a bölgedeki tüm kardeşlerimiz de aynı şekilde terörsüz iklimin sağladığı imkânlardan istifade edecek. Ne yapıyorsak, işte bunun için yapıyor, bunun için mücadele ediyoruz. Terörle, şiddetle, silahla ve ayrılıkçı gündemlerle hiçbir yere ulaşılamaz, bundan hiç kimseye de hayır gelmez. Bu yalın gerçeği herkesin görmesini ümit ediyoruz. Altını çizerek tekrar söylüyorum: Biz bu coğrafyanın bin yıllık sakinleriyiz ve sahipleriyiz. Mazimiz gibi geleceğimiz de ortaktır, bir ve beraberdir. Özellikle son kırk yılda çok büyük acılar yaşadık, çok ağır bedeller ödedik. Ne ülkemizde ne de komşularımızın topraklarında artık terörün hiçbirini görmek istemiyoruz.
Sayın Bakanım, bu vesileyle, bütçenizin, 2026 yılı bütçesinin hayırlı olmasını tekrar temenni ediyor, hazıruna saygılarımı sunuyorum.