| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 25 .11.2025 |
RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, sayın basın mensupları; İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde var olan iş, ekmek ve aş taleplerine, hukuka ve yargıya olan inancın azalması ve güven kaybı nedeniyle artık adalet ve hukuk talepleri de eklenmiştir. Şimdi, insanlar "Ekmek kadar, aş kadar, iş kadar adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz." diye haykırıyorlar, Adalet Bakanı da yatıyor, kalkıyor, "Türkiye bir hukuk devletidir ve yargı bağımsızdır." diyerek halkı kandırmaya çalışıyor, âdeta bir tekerleme olmuş dilinde ama ne yapsın, söyleyecek başka bir şey yok, bari bu konuda biraz kreatif olun. Mesela, Hazine ve Maliye Bakanı zammın adına "maliyet bazlı" fiyatlandırma diyor artık, siz de bir şeyler uydurun, üzülüyoruz, gerçekten üzülüyoruz. Bir bakan bu duruma düşmek için acaba ne tür günahlar işlemiştir, hiç düşünmeden duramıyorum.
Sayın Bakan, Anayasa’nın hiçe sayıldığı, mahkeme kararlarına uyulmadığı bir ülkede hangi hukuktan, hangi yargı bağımsızlığından söz ediyorsunuz? Bırakın artık bu masalları. Zira, ne siz inanıyorsunuz ne de toplum inanıyor. Artık, yargı AKP yargısı hâline gelmiştir. Onun için, alınan bütün kararlar Anayasa'ya ve hukuka göre değil, AKP'nin dönemsel olarak ortaya koyduğu amaç ve hedeflerine göre belirleniyor. Siyaseti de yaşamı da yargı eliyle dizayn etmeye çalışan bir sistem var. Bu kötü zihniyetin ve sistemin bakan eliyle değil de başsavcılar eliyle yürütülüyor olması da maalesef daha da kötü bir durum ortaya çıkarmaktadır, toplumsal barışın altına dinamit koymaktadır. Bakanlığınızda, adliye saraylarında bulunan ve adaletin tarafsızlığın simgesi olan, gözleri bağlı adalet kraliçesi heykeli resmi var, bence kaldırın bunları Sayın Bakan çünkü bizim ülkemizde teraziyi tutanların ne yazık ki gözleri açık, adaletin de terazisi şaşmış durumda.
Değerli arkadaşlar, AKP iktidarı kendisine muhalif olan herkese düşman hukuku uygulayarak âdeta vicdana ve insanlığa yakışmayacak bir fütursuzluk içindedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Anayasa hükümlerine göre masumiyet karinesi hiçe sayılmakta, sabaha karşı gözaltılarla, gözaltı kararı bile olmadan mevcutlu olarak ifadeye götürülmelerle, gizli kalması gereken soruşturma evresinin dışarı servis edilmesiyle kişiler hakkında olumsuz yargı oluşturulmasına yol açılıyor ve bir insanlık suçu işlenmektedir, bu durum da dış dünyanın dikkatinden asla kaçmıyor ve dikkatini çekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olmak Kanada'da göçmenlik için kabul edilecek bir kriter hâline geliyor. Kanada Dışişleri Raporuy'la kabul edilen bu kritere göre, Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyseniz, mitinglere katıldıysanız ve bir de gözaltına alındıysanız, bu arada polis şiddetine uğradıysanız ve bunları bir şekilde belgelediyseniz göçmenlik yolunuz açık demektir. Ne kadar acı, ne kadar dramatik bir durum değil mi? Bunu nasıl hazmediyorsunuz, nasıl içinize sindirebiliyorsunuz, gerçekten merak ediyorum. Adaletle ilgili cezaevlerinde kötü muameleler ve hak ihlalleri bugün de artarak devam ediyor, bir de kilidin karşı tarafında, arka tarafında olanlar var. Bu arkadaşlarla da sayenizde tanıştık, bizzat yerinde sorunlarını dinledik, durumları gerçekten vahim. Eskiden "gardiyan" denilen, daha sonra saygınlık kazandırma adına "infaz koruma memuru" olarak adlandırılan cezaevi çalışanları hem çalışma koşullarının ağırlığı hem düşük maddi olanaklar hem de sınırlı özlük hakları konusunda çok dertliler. Yıllardır süregelen bu sorunların çözümü konusunda bugüne kadar bir adım bile atılmaması adında "adalet" olan bir bakanlık için gerçekten büyük bir acziyettir. Soruyorum sizlere: Geçen seneden bu seneye ne değişti? Hangi adımlar atıldı? Kocaman bir hiç.
Sayın Bakanım, bu gerçekleri görün. Hukukun, adaletin, yargının içine düştüğü bu kaostan kurtulması için AKP'nin değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı gibi davranın ve oturduğunuz makamın sorumluluğu içinde hareket edin, yoksa hep birlikte altında kalacaksınız.
Bu düşüncelerle heyeti saygıyla selamlıyorum.