| Komisyon Adı | : | (10/434,2104,2716,2717,2718,2719) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 25 .11.2025 |
AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, Otizm Meclisinin değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle özür dileyerek başlamak istiyorum geç kaldığım için. Bugün özel bir gün, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü. Burada kayıtlara onu da geçireyim. Bir organizasyonda konuşma yaptığım için geç kaldım. Kaybettiğimiz bütün kadınları çok büyük bir üzüntüyle anarak başlamak istiyorum.
Ben 2 tane soru soracağım sadece: Öncelikle Millî Eğitim Bakanlığının bürokratlarına yöneltmek istiyorum sorumu. Engelli öğretmenler atama bekliyor, çok ciddi sayıda engelli öğretmen var atama bekleyen. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü biz burada engelli öğrencilerin iyi eğitim almasından bahsederken çok sayıda engelli öğretmeni oraya atamayarak aslında farklı bir bakış açısı sunuyoruz. Aslında, engelli öğretmenin olduğu sınıftaki bir engelli öğrencinin çok daha farklı bir yaklaşımla yetişeceğini de lütfen unutmayalım. Gerçekten çok değerli aslında yani bir eğiticinin engelli olması o sınıftaki engelli öğrenci için de daha farklı bir motivasyon kaynağı. Bunu unutmamamız gerekiyor. Sizden onu bir duymak istiyorum. Gerçekten ne zaman, atama planlanıyor mu, sayıları nedir? Birincisi o.
İkincisi: Branş bazlı kontenjanları öğretmenler için bazen ilan ediyorsunuz, bazen ilan etmiyorsunuz, onu neye göre değerlendiriyorsunuz acaba? Branş bazlı, mesela, 2025 şubatında ilan edilmemiş ama 2020'de ilan edilmiş, 2019'da ilan edilmiş branşlar. Branş bazlı atamada bir kriteriniz var mı acaba? Onun da çok önemi olduğuna inanıyoruz.
İkincisi, Sedef Hanım'ı ben çok yakından takip ediyorum, çok değer verdiğim birisi. Gerçekten Otizm Meclisi de keza öyle, raporlarını çok dikkatle takip ediyorum, burada da aldım. Zaten bir otizm eylem planı, onlardan çıkmış olan eylem planını da detaylı olarak inceledim. Çok güzel yazılmış bir plan ama işte Türkiye'de hep bu problemimiz var: Teorik ile güncel hayat birbirine uymuyor. Bence Türkiye'deki temel sorunumuz rehabilitasyon süreçlerinde; sadece otizmde ve sadece engelli rehabilitasyonunda değil, genel olarak Türkiye'de bir rehabilitasyon problemimiz var. Geçen gün Sağlık Bakanlığının sunumunda da aynı şeyi dile getirdim. Bizim hekim arkadaşlarımız da katılacaktır yani fizik tedavi ve rehabilitasyon süreçleri her aşamada çünkü emek gerektiren ve uzmanlaşmış eğiticilerle yapılması gereken bir konu.
Şimdi, burada rehabilitasyon merkezlerinde verilen eğitim ile okulda verilen eğitim arasında bir kopukluk olduğunu görüyoruz biz yani ben yapılan geri bildirimlerden bunu aktarıyorum. Öğretmen ile rehabilitasyon merkezindeki eğitici arasında bir kopukluk var ve eğer kişisel ilişkiler iyiyse güzel işliyor ama bunun bir standarda oturtulması gerekiyor. Rehabilitasyon merkezlerindeki yardımcı personel olmamasını ama en önemlisi, uzmanlaşmış personel olmamasını çok büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Genel olarak engellilik çok geniş bir konu ve bir eğiticinin her konuya yönelik bir uzmanlığı olamaz. Mesela, birçok eğitim merkezinde, rehabilitasyon merkezinde ergoterapist yok, konuşma terapisti yok. Oysa bunlar eğitimini almış çok değerli bölümler. Psikolog yok birçok rehabilitasyon merkezinde dolayısıyla bu uzmanlaşmaya yeterince önem verilmediğini düşünüyorum. Bizde böyle normalde tanı aldığında önce rehabilitasyon süreçlerinin başlatılması gerekirken orada da tanıdan sonra da bir vakit kaybediliyor yani orada bir kopukluk, nereye yönlendirileceği belli değil. O sürecin de iyi kurgulanması gerekiyor ama en önemlisi okul ve rehabilitasyon süreçlerinin arasında iyi bir koordinasyon olması gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.